GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:130
Tarih:04.07.2013

RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün gece kaldığımız yerden inşallah devam ediyoruz tam da kadınlara bir şeyler mi oluyor, iyi bir şeyler mi geliyor derken bir hanım milletvekilini kürsüde bırakan bir Meclis olarak tarihe geçtik. Ne yapalım biz kaldığımız yerden devam ederiz.

Efendim, bu önergemizle biz neden "Üç yıl" diyoruz öncelikle onu söyleyeyim: Bu, bir bilimsel kriter. Madem bir iyilik yapıyoruz bunu tam olarak yapmamız gerekir çünkü çocuk, yaşamındaki 0-3 yaş itibarıyla 3'üncü yaşına geldiği zaman ancak bireysel ihtiyaçlarını karşılayabilme, birey olarak kendini algılayabilme, karşıtını ifade edebilme, ihtiyaçlarını erteleyebilme becerisine sahip oluyor. Bunun üç yıla çıkarılmasının sebebi tamamen bilimsel bir argümana dayanıyor ama siz niye "İki yıl" dediniz onu bilemiyorum. O sebeple eğer bir iyilik yapılacak ise 657'ye tabi hanımlar açısından üç yıla çıkarılması bilimsel bir gerçekliktir. Ancak burada tabii ki yine eşitliksiz bir durum var. Şimdi, bazı konular var bütünün içindeki parçasıyla tanımlanıyor. Hani "Ceylan derisi koltuk" denildiği zaman biz bunun Meclis Genel Kurulunda oturduğumuz koltuklar olduğunu anlayabiliyoruz veya birisi "Üç hilal" dediği zaman bunun Milliyetçi Hareket Partisini ifade ettiğini biliyoruz ya da "ampul" denildiğinde bir başka partiyi ifade ettiğini biliyoruz. Bütünün parçasıyla ifade edilebilme kavramına da "metonimi" deniliyor. İşte böyle bir şey var ki bu 2010 yılı referandumu itibarıyla özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin çok sık söylediği bir şey var "Hanım kardeşlerimize haklar getiriyoruz." diye. Vallahi şunu tarih teslim edecektir: Kadın haklarıyla anılamayacaksınız, siz bu bütünün bir parçası ifade edildiğinde akla gelmeyeceksiniz. Çünkü Türkiye'de kadınlar yalnızca 657'ye tabi olarak çalışmıyorlar; sosyal sigorta veya sosyal güvenlik şemsiyesi içinde olan kadınlar veya olmayan kadınlar diye baktığınızda Türkiye'de 657'ye tabi çalışan ağırlıklı olarak iki sektörde kadın var. Bunların bir kısmı Millî Eğitimde, bir kısmı da Sağlık Bakanlığında çalışır, diğer sektörlerde çok azdır. Bir hekim olarak biliyorum ki Sağlık Bakanlığı çalışanı olan hanımlar -ki özellikle doktor, hemşire, ebe hanımlar- bu gece nöbeti ve vardiya hakkını kullanmazlarsa Türkiye'de mesleklerini icra etme şansları yoktur. Bir asistan hekim hanımı düşününüz. "Doğum yaptıktan sonra gece nöbeti tutmuyorum, vardiyaya kalmıyorum." dediği zaman ortalıkta doktor bulamazsınız zaten. O zaman aslında bizim İş Kanunu'muzu, iş yasalarımızı daha cinsiyet eşitlikçi bir hâle getirmemiz lazım. Benzer şekilde öğretmenler için de öyle. Ama bütün bunları bir kenara koyduğumuzda diyelim ki bunu gerçekleştirebildiniz, diğer yasalara tabi çalışan kadınların haklarını ne anlamda buranın dışında tutabiliyoruz? Bütün yasalarımızda kadınlar için doğum sonrası böyle bir hakkı getirmek, hani hep söyleniliyor ya gelecek kuşaklara yatırım yapmak, Türkiye'nin ilerisini düşünüyorsak, o çocukların sağlıklı büyümesi ve beslenmesi bizim için öncelikse, sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsak, işte, o sebeple asıl biz bu yasayı o çerçevede düşünmeli ve Türkiye'de çalışan bütün kadınlar için doğum yaptıkları takdirde doğum sonrası üç yıllarında bazı istisnai haklara sahip olabilmelerini de taahhüt altına almalıyız. Yasayı çıkarmak yetmiyor, yönetmeliklerle bunun yürütülebilmesini, icranın gidebilmesini sağlamamız gerekiyor. Dolayısıyla zaten hakkaniyetli olmayan hiçbir yasanın da uygulamada yeri olmuyor.

Bu, tabii ki, bir torba yasa ve dolayısıyla bazen bir atıf yapılıyor, "Çuval mıdır, torba mıdır?" diye. Biliyorsunuz, Türkiye'de "çuval" denildiği zaman hepimizin aklında tam on yıl öncesi var; 4 Temmuz 2003'te Kuzey Irak'ta askerlerimizin başına geçirilen bir çuval. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu ister adına torba deyin isterseniz -tam kışlıkları kaldırıyoruz- hurç deyin ister başka bir şey ama bu çuval umuyorum başta kadınlarımız olmak üzere milletin başına geçmesin inşallah.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)