| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 130 |
| Tarih: | 04.07.2013 |
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önergemiz üzerinde söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
8 milletvekilinin tutuklu olduğu, 100'e yakın gazetecinin tutuklu olduğu, binlerce öğrencinin, 10 binlere yakın düşünce suçlusunun tutuklu olduğu bir ülkede bu bizim imajımızı ne kadar sıkıntıya sokuyor, bunlara, Türkiye'nin bu sıkıntılı durumuna nasıl çözüm bulabiliriz derken biraz önce öyle bir şeye daha imza attık ki "bal kabağı" gibi bir sözü, "içi boş" bir söz" tanımını hakaret kapsamına aldık. Şimdi, biz her şeyde bir suç bulan savcılara, uzun tutukluluklara karar veren hâkimlere ne diyelim? Demek isterim ki üzüm üzüme baka baka kararır, korkarım ki oturumlardan men edilebilirim; demek isterim ki armut dibine düşer ama belki de milletvekilliğim yanar. Düşünün ki herkesin kürsüden nasıl konuşacağına, ne görüşü ifade edeceğine, hangi önergeyi destekleyip desteklemeyeceğine bile ayar vermeye çalışan, alkışlayanlara "Bu sözü alkışlamaya utanmıyor musunuz?" diyecek kadar kibre boğulmuş bir iktidar partisi grubu en son bugün bunu da yaptı. Oysa biz, dün, öyle bir gece yaşadık ki bütün dünyayla birlikte bir darbeyi canlı yayında izledik. Bir yıl önce seçimle gelmiş olan bir cumhurbaşkanı, bir askerî darbeyle görevden uzaklaştırıldı. Bu sabah, bu Meclisin bir Komisyonunun dört partinin üyelerinin ittifakıyla bunu kınamasından duyduğum memnuniyeti ifade etmek için çıkacaktım kürsüye?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Bravo!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - ?ve her türlü darbeye karşı olduğumuzu ifade edecektim. Dün akşam, Sayın Sadık Yakut'un yönettiği bir oturumda burada gerçekleştirilmeye çalışılan bir sivil darbeye, bir iktidar darbesine Sayın Yakut'un nasıl direndiğini övecektim ki Sayın Yakut da bugün ortaya koyduğu bu performansla bu övgüleri yapmaktan beni alıkoydu maalesef. Ama, dün akşam, İç Tüzük'ün "Muhalefet tarafından verilen önergelere Hükûmet katılmıyorsa muhalefet temsilcisi beş dakika süreyle bunu izah eder." maddesini, oradaki bir boşluktan yorumlayarak Sayın Elitaş'ın teklifi ve Sayın Maliye Bakanıyla orada? Maliye Bakanı "Biz bu önergeye katılıyoruz." deyip iktidar partisi oylarıyla önergeyi düşürme ve muhalefet partisini susturma gibi Parlamento içi bir darbeye kalkışıldı dün akşam burada.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - İç Tüzük, İç Tüzük?
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Biz üzülerek ve âdeta şunu düşünerek izledik: Yani, bir gün, Allah göstermesin -bundan sonra olmayacak, öncekileri kınıyoruz, sonrakilere göğsümüzü siper edeceğiz- askerin dipçiğiyle gelip çenemize çenemize vurup bizi susturması ne demekse, dün akşam, Sayın Elitaş'ın yapmaya çalıştığı odur. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Hakaret ediyor Komisyona. Komisyon özgür iradesiyle katılma kararı verdi.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Çok açık ve net olarak ifade etmek istediğim bir husus da var ki dün akşam, Sayın Bakanın yaptığı mesele şudur: Bir gariban vatandaş, bir zenginin, Mehmet'in arabasıyla kaza yapmış. Mehmet diyor ki: "Aramızda anlaşalım, tutanağa gerek yok, işi uzatmayalım, sen git bizim dükkâna Mustafa paranı versin." Vatandaş itimat ediyor, gidiyor Mustafa'nın dükkâna, Arap hurmadan indi, mafiş; "Seni tanımam kardeşim, tuttursaydın tutanağı." İndir kaldır, konuşma hakkın yok.
Mehmet, bir tane çek vermiş vatandaşa, gitmiş Mustafa Bey'den tahsilata, karşılığı yok.
Arkadaşlar, biraz önce verdiğim bu iki basit örnekte, eğer, bir tanesi ticari ahlaka ne kadar aykırıysa, öbürü kişisel ahlaka ne kadar aykırıysa dün akşamki hareket de siyasi ahlaka o kadar aykırıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Utanmazsın sen, utanmaz!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Dün akşamki davranışı, bir demokrasi darbesi olarak?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sen, utanmaz bir adamsın!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - ?açıkça ifade ediyorum ve bir tek şey söylüyorum: Sayın Bakanım, orada oturuyorsunuz. Sayın grup başkan vekilleri gündüz buluttan nem kapıp yayın saatlerinde her şeye itiraz ediyorlar, konuşuyorlar. Bu vakitlere gelince yoruluyoruz, yoruluyorlar, asapları bozuluyor, biraz önceki harika örnek gibi son damla bardağı taşırmaya başlıyor, çare arıyorlar: "Muhalefeti susturalım, önergeleri geçirelim." Sayın Bakan, vakit yaklaştı, Sayın Elitaş bir sivil darbeye daha kalkışabilir. Sizden, Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosunun ve Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin bir Bakanı olarak haseten rica ediyoruz, ne gelirse gelsin partinizden öneri, lütfen, bu gazi Meclisin anlına böyle bir kara leke sürmeyiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, Komisyon olarak söz talebimiz var.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özel.
Sayın Özel, Cumhurbaşkanını Türkiye Büyük Millet Meclisi seçmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin her ferdinin, kendi iradesine sahip çıkıp Sayın Cumhurbaşkanına söylenen hakaretamiz sözlere karşı durması gerekir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ne hakareti? Hakaret değil Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hiç kimse sevmek zorunda değil. Efendim, Sayın Cumhurbaşkanının söylediği söze "İçi boş bir laf." demek, Sayın Cumhurbaşkanına hakarettir. (CHP sıralarından gürültüler)