GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:131
Tarih:05.07.2013

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 29'uncu maddesindeki hükmün? Anayasa'mızın 2'nci maddesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin sosyal bir hukuk devleti olduğunu söyler, 35'inci maddesi mülkiyet hakkını düzenlemekte, 36'ncı maddesi hak arama özgürlüğünü düzenlemekte. Ancak, İç Tüzük'ün 38'inci maddesi, tasarı ve tekliflerin görüşüldüğü komisyonda Anayasa'ya aykırı olduğunun ileri sürülmesi hususunda bu tür talepler reddedilse dahi Sayın Meclis Başkanlığının İç Tüzük'ün 84'üncü maddesi uyarınca mevcut olan yetkisini kaldırabilen bir hüküm değildir. Yani bu açıdan Meclis Başkanlığı ve Genel Kurul, gerçekten Anayasa'ya aykırı bir hükmü gördüğü zaman, bunu öncelik ve evleviyetle göz önüne alması gereken hususlardan bir tanesidir.  Bugüne kadar hem uluslararası sözleşmelere ve hem mevcut olan Anayasa'mızın hükümlerine göre yapılan yasal düzenlemelerin tamamı hep ileriye yönelik olarak yapılan düzenlemelerdir. Geçmişe yönelik yapılan düzenlemelerin tamamı?

Bu arada Meclisimizde kurulu bulunan Yasama Derneğine de ben teşekkür ederim. Yasama Dergisi'nin son sayısında "Hukuka güvenlik" ibaresiyle bir makale işlenmiştir ve "hukuka güvenlik" ibaresinin içerisinde, aynı zamanda, vatandaşlarımızın yapacağı plan ve projelerinin tamamı hukuk güvenliği açısından yürürlükte bulunan hem uluslararası sözleşmelere hem yasaya hem Anayasa'ya uygun olarak kendisini ayarlaması gerekir ve ona göre işlem yapması lazım?

Şimdi, tabii, yapılan bu tasarının 29'uncu maddesi neyi ihlal etmekte? Aynı zamanda hukuk güvenliğini ihlal etmekte. "Hukuk güvenliği"ndeki kasıt, vatandaşımızın bugüne kadar hukuka inanarak, hukuka güvenerek yapmış olduğu işlemler var ise bu işlemleri Parlamento yani yasama organı bunları hiçe sayarak, hukuk güvenliğini ayaklar altına alarak geçmişe yönelik bir yasal düzenleme yapması, hem uluslararası sözleşmelerin hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin mülkiyet hakkını ihlal ediyor -buradaki mülkiyet hakkına da biz Anayasa'mızın 90'ıncı maddesinin atfıyla ulaşabiliyoruz- hem de yine Anayasa'mızın 35'nci maddesindeki mülkiyet hakkını ihlal ediyor. Yani buradaki asıl düzenleme -somuta indirgeyecek olursak- bu tasarıda -teklifi veren arkadaşlarımızın tabii bunda söz hakları doğsun diye isim de zikredeceğim- Bursa ilimizle ilgili Bursa milletvekili arkadaşlarımızın, Bursa Belediyesinin yapmış olduğu 2005 yılındaki yetkisiz kurul tarafından alınan kararla, bilebildiğimiz kadarıyla aşağı yukarı 60 dönümlük bir yer ve burası bir başka amaç için tahsis edilirken o amaçtan çıkarılıp büyük alışveriş merkezine dönüşmesinin ve o mal sahiplerinin kazandığı davanın bertaraf edilmesi nedeniyle yasama organının önüne getirilen bir kanun tasarısıdır.

Yani, değerli arkadaşlar, parlamentonun yapacağı yasalar genel olur, herkese uygulanabilir olur, sürekli olur; kişilere özgü, zamana özgü, somut bir mülkiyete özgü yapılmaması gerekir. Eğer bu şekilde yapılmış olursa? Parlamentonun, özel kişilere hizmet etmenin bir aracı olmaması lazım.

Değerli arkadaşlarımız söz aldıklarında şunu söylüyorlar: "Evet, biz şu kadar dönemden beri iktidara geliyoruz, oy alıyoruz." Saygı duyuyorum ama şunu sormak lazım: Vatandaş seçme ve seçilme hakkını kullanırken yetkiyi verirken: "Ey Parlamento, ey milletvekilleri, benim size vermiş olduğum vekalet ve yetki uluslararası sözleşmenin, Anayasa'nın vermiş olduğu yetki sınırları içerisinde ancak siz yasama faaliyetini kullanabilirsiniz, yapabilirsiniz ve uluslararası sözleşmenin ve Anayasa'nın hükümlerinin dışına çıkarak vatandaşın aleyhine, kişiye özgü, olaya özgü, bireye özgü yasal düzenleme yapamazsınız." der. O anlamda bizim faaliyet olarak yani Parlamentonun yasal çerçevesi hem uluslararası sözleşmeler hem Anayasa.

Bu açıdan tasarının 29'uncu maddesi bu sözleşmelere aykırıdır. Öncelikle, İç Tüzük'ün 84'üncü maddesi uyarınca görüşülmemesi gerekir.

Hepinize saygılarımı sunarım. İyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)