| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 06.07.2013 |
KAZIM KURT (Eskişehir) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; 478 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 48'inci maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım. Saygılarımı sunuyorum.
Bu madde Vakıflar Kanunu'nun 10'uncu maddesinin ikinci fıkrasındaki (f) bendini yürürlükten kaldıran bir madde ve bu (f) bendini okuduğumuz zaman da görüyoruz ki aynı kanunun 11'inci maddesiyle bağlantılı bir düzenleme getiriyor.
Öncelikle 11'inci maddenin ne olduğunu bilmekte yarar olduğunu düşünüyorum. 11'inci madde şu değerli arkadaşlarım: "Genel müdürlükçe yapılan tebligata rağmen, bu kanun uyarınca istenen beyanname, bilgi ve belgeleri zamanında vermeyen vakıf yöneticilerine idari para cezası verilir." Yani, şimdiki düzenlemeyle, bundan sonra genel müdürlüğe doğru bilgi vermeyen, zamanında bilgi vermeyen yöneticilere idari para cezası verilemeyecek, dolayısıyla bir çeşit af getirilecek.
Şimdi, Türkiye'de elbette demokrasinin işlemesi için özgürlüklerin sonuna kadar işletilmesi ve özellikle örgütlenme özgürlüğünün sonuna kadar desteklenmesi gerekiyor. Bu noktada eğer vakıflarla ilgili bir düzenlemeyi bu amaçla gerçekleştirecek isek doğruyu yaparız, doğru şeyleri yapınca da arkasından başka doğruları getirmemiz gerekir.
Daha iki gün önce Anayasa Mahkemesi Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'ncu maddesinin beşinci fıkrasını iptal etti ve dedi ki: "Türkiye'de hiçbir güç tutukluluk süresini farklı farklı yorumlayamaz." Yani, adli mahkemelerde tutukluluk süresi ne ise Terörle Mücadele Kanunu'na tabi olan suçlarda, düşünceyle ilgili olan suçlarda, özel yetkili mahkemelerde de budur. Bu iptal, Türkiye'de pek çok kesimden, aydın kesimden destek buldu. Sayın Bakanın da bir açıklamasını okudum, o da, Anayasa Mahkemesi kararının doğru olduğunu söylüyor.
O hâlde, şöyle bir torba bulmuşken, her şeyi doldurduğumuz bir torba bulmuşken, uzun tutukluluk süresiyle ilgili buraya da bir madde eklemenin gerekliliği, zorunluluğu doğmamış mıdır? Cumhurbaşkanı rahatsız, Meclis Başkanı rahatsız, Başbakan rahatsız, bakanlar rahatsız ve en son Anayasa Mahkemesi de vermiş olduğu kararla uzun tutukluluğun doğru olmadığını tespit etmiş, tescil etmiş ama 100'den fazla kanunu değiştirdiğimiz bu torbaya uzun tutuklulukla ilgili bir tek cümleyi eklemiyoruz, eklemek istemiyoruz, bu konuda da ondan sonra "Demokratız, demokrasiden yanayız." diye bazı övünmeler içerisine giriyoruz. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmak bu Parlamentonun birinci görevidir. 8 tane milletvekilinin tutuklu olduğu, hem de uzun süre tutuklu olduğu bir Parlamentoda Anayasa Mahkemesi kararına rağmen bir düzenleme yapılmıyorsa, bu torbada vakıflarla ilgili af çıkarmanın, vakıf yöneticileriyle ilgili idari para cezalarını ortadan kaldırmanın gerekçesini anlamakta ben zorlanıyorum, hele acelesini anlamakta daha da çok zorlanıyorum. Yani, son güne denk getirerek bu düzenlemeyi yapmaya çalışmanın ve insanları zorlamanın ne demokrasiyle ne insan haklarıyla ne hukukun üstünlüğüyle anlatılabilir bir tarafı yoktur. Gerçekten, Türkiye'ye demokrasiyi getirmek istiyor isek, uzun tutukluluk sorununu bu Parlamento bir an önce çözmelidir, tatile girmeden çözmelidir, gerekiyorsa olağanüstü toplanarak çözmelidir ama 8 tane tutuklu olan milletvekili arkadaşımızın tahliyesinin de sağlanmasını gerçekleştirmek hepimizin görevidir.
Yoksa, vakıflarla ilgili düzenlemelerde usule uymayan, sisteme uymayan, görevini yapmayan insanların para cezalarını affetmek için bizi yirmi dört saat, kırk sekiz saat, hatta hatta bir hafta boyunca?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAZIM KURT (Devamla) - ?zorlamanın, çalıştırmanın doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum.
Önergemize destek vermenizi diliyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)