GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:132
Tarih:06.07.2013

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu maddeyle halka açık ortaklıklarla ilgili bir düzenleme yapılıyor ama esas itibarıyla, gerekçesine baktığımız zaman, bu düzenlemenin aslında geçtiğimiz yıllarda burada çıkardığımız Türk Ticaret Kanunu'nun 530'uncu maddesinde mahkeme kararıyla fesih ve kayyum atamaya ilişkin yetkilerin bir nevi oralardan alınıp SPK'ya devredilmesi öngörülüyor ve çoğunuzun da bildiği gibi, bu madde daha çok şu anda sorunlu olan Turkcell'in yönetim kuruluna üye atanmasını sağlamaya dönük bir yetki veriyor.

Şimdi, bakıyorum, kanunun gerekçesinde, 530 sayılı maddeyi çıkarırken Türk Ticaret Kanunu'nda söylemişiz, zaten yetkileri genişletmişiz, asliye ticaret mahkemesi fesih kararını verebiliyor. Burada yapılan ne? "Mahkeme aman fesheder, biz ona göre yönetim kurulu atayalım." Burada da mahkemeye de aynı şekilde kayyum atama yetkisi vermişiz aslında. SPK'ya buraya bağımsız yönetim kurulu üyesi atama yetkisi veriyoruz. Kimler için? Yönetim kurulunu belli süre toplayamayanlar için.

Şimdi, benim bunlarda her zaman şüphelerim var. Geçmişteki uygulamalara baktığımız zaman, belli kurullara devlet eliyle atama yaptığımız  zaman  birçok negatif sonuçları olmuş. Bunun  en iyi örneklerini -en iyi derken kötü uygulamanın en iyi örneklerinden bahsediyorum- TMSF'nin devraldığı şirketlere yaptığı atamalarda görüyoruz. Öyle yönetim kurulu üyeleri gördüm ki -çimento fabrikası var devralınan şirketin- arkadaşımız ömründe inşaatı görmemiş, çimentoyu görmemiş, bir yerde yönetici kamu kurumunda, oradan yönetim kurulu üyeliğine gidiyor. E, şimdi, o şirketin zarar etmesinden, batmasından daha doğal bir şey yok ki. E, şimdi, aynı şeye bakıyoruz, bu söz konusu düzenleme çıkmadan önce, Turkcell'de sorun yaşandığında ve yönetim kurulu üyeleri atanamadığı zaman, mart ayında Genel Kurul yapılamadığında 3 tane yönetim kurulu üyesi atamışsınız. Bakıyoruz, Ahmet Akça, Atilla Koç, Mehmet Hilmi Güler yani şimdi, Allah rızası için bu arkadaşlarımız bir iletişim şirketinde? Tamam, ikisi de bakandı, nitelikli arkadaşlarımız olabilir de Turkcell gibi bir iletişim şirketine başka hiç kimseyi bulamadı mı Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti, ben gerçekten şaşırdım. Ben, arkadaşların niteliğini tartışmıyorum ama gitsin birisi enerji şirketinde olsun, öbürü de gitsin turizm şirketinde olsun veya yönetim şirketinde olsun, örnek söylüyorum. Eğer şimdi, bu aldığınız yetkiyi de böyle kullanacaksınız bunun bir anlamı yok. Efendim, önerdiler! Ya, öyle bir şey yok. Burası Türkiye'nin en önemli şirketlerinden bir tanesi. Onun üzerinden gittiği için isim vererek söylüyorum. Şu andaki sorun, evet, geçtiğimiz hafta toplanamadı, 24'üne kadar bir ay süre vermişlerdi. O da doğru, sorun var ama sorunu çözelim derken aldığınız yetkinin başka şirketlerin de yarın üzerinde baskı unsuru olarak kullanmak üzere değerlendirilebileceği kuşkusu bizde oluşuyor. Neden? Geçmiş uygulamalara bakınca böyle kaygılarımız oluyor değerli arkadaşlar. Hani burada hep mahkemenin yerine kendimizi koyuyoruz, yapıyoruz ama şimdi zaten mahkemede olan bir yetki var. Mahkemeler şimdiye kadar, durup dururken bir şirketi feshetmemiş. Yani kanunun madde gerekçesine arkadaşlarımız bunu yazmışlar, "Haksız bir yere, halka açık şirketlerde, kötü bir karar alıp küçük ortakları zarara uğratmayalım." diyor. Güzel, SPK'nın görevi bu ama bunun için illaki oraya, eğer, yönetim kurulu atamakla bu iş çözülecek zannediyorsa maalesef çözülme şansı yok.

O nedenle, bunları gelin, her seferinde bir kanun maddesi olarak mahkemenin yerine kendimizi koymak yerine denetimlerimizi zamanında yapalım. Varsa uyaralım, usuletle çözülmesini sağlayalım. Yani kamunun gücünü burada kullanarak şirketlerin farklı şekilde zarar etmesine neden olacak uygulamalardan kaçınalım diyorum. Bunun için, inşallah, bir an önce o sorun çözülür. Tabii ki SPK küçük sermayedarları, küçük yatırımcıları korusun. Ona itirazımız yok, görevi o ama daha önce birçok kötü örnekte de halka açık bir sürü şirketin sorun yaşadığını biz gördük. SPK Kanunu buradan geçerken de birtakım uyarılarımızı zaten sizlere yapmıştık. Etkin işlemesi için, düzenleme-denetleme yetkisinin yerinde kullanılması için uyarılarımızı yapmıştık. Ben umut ediyorum, burada, tabii ki kanunların genelliği ilkesi var, siz de diyeceksiniz ki: "Başka şirketler de olabilir." ama burada bu soruna yönelik olarak bu maddenin geldiğini biliyorum çünkü öyle olmasaydı zaten üç ay önce, dört ay önce çıkarmış olduğumuz SPK Kanunu'nun içerisinde bunlar çıkmış olurdu diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)