GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:133
Tarih:07.07.2013

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygı, sevgi, hürmetle selamlıyorum efendim.

Şimdi, öyle bir kanun görüşüyoruz ki örneğin, tarımla ilgili -ben Tarım Komisyonu üyesiyim- maddeler nerede desek, tamamını okumak zorunda kalıyoruz. Bir maddede 53 fıkra var. Yani bizim çocukluğumuzda, İskenderun'da mahallemizde bir Tevfik Amca vardı, "Şahane Bakkalı"nın sahibiydi -yaşıyorsa Allah selamet versin, öldüyse Allah rahmet etsin- o dükkâna girdiğinizde bir şeyi bulmanız mümkün değildi ama Tevfik Amca bulurdu. Yani her şey birbirine girmiş, ne istersek her şey bulunurdu bunda, yani eczane gibi bir bakkal dükkânıydı, ilaç da bulunurdu. Bir şeyi söylerdik biz ne istiyorsak, gider, arkalardan bir yerden eliyle koymuş gibi alır, getirirdi. Bir Tevfik Amca da yok ki bu kanunları bir toparlasın. Yani getiriyorsunuz, sonra geri değiştiriyorsunuz; getiriyorsunuz, geri değiştiriyorsunuz ve sonunda olan, yine bu Meclise oluyor, bize oluyor, vatandaşa oluyor. Yani, mesela Sayın Tarım Bakanı burada, Orman Bakanının şeyini görüşüyoruz zaten, elli defa dedik Komisyonda "Bu Mera Kanunu yanlış. Bakın, geri döneceksiniz bize." diye. Döndünüz, değiştirdiniz, bir daha değiştirdiniz, daha değiştireceksiniz. Şimdi, bu da aynı.

Yani, bunlar istihdam etmenin bir başka yolu hâline gelmiş. Önce sözleşmeli alınıyor, ondan sonra kadro veriliyor; sözleşmeli alınıyor, ondan sonra kadro veriliyor. Mesela bugün, bütün sayın milletvekillerimize gelmiş olduğunu tahmin ettiğim bir mesajda diyor ki: "Sayın vekilim, iki yıllık evliyim. Eşim gıda mühendisi, 2008'den beri KPSS'ye giriyor, son sınavda 86 aldı ve dışarıda." Bunun için bir madde var mı burada? Yok. Yani bakınız, polisler için bir özlük hakları yasasını, emeklilik meselelerini halledecek, iki yıldır açığız, çalışıyoruz, getirebildik mi? Yok. Bundan da vazgeçtik. Buralarda defalarca kürsüden izah ettik "Reyhanlı'da durum belli, birçok kötü şey olacak." dedik, oldu, daha da olacak. İnşallah olmaz. 190 polis var; nöbetteki, izindeki, şuradaki, buradaki, masa başındaki, kaldı 30 polis. 50 bin Reyhanlı'nın merkez nüfusu, 50 bin de Suriyeli, 100 bin kişi yani. Ne oldu? Kontrol edemedi, 53 can gitti.

Şimdi, geçenlerde ne oldu? Bir valiz, bir çanta? Bunu hiçbiriniz duymadınız, çünkü Hükûmet bunu kapatıyor, baskılıyor, iyi bir şey yaptığını zannediyor ama bunlar iyi şeyler değil arkadaşlar, yarın bize çok kötü şekilde dönecek. Boş bir arsada, bir valiz içerisinde, bir çanta içerisinde el bombaları, Kalaşnikof mermileri. Bunu bulanlar kim? Çocuklar. Allah'tan bununla oynamıyorlar, annelerine götürüyorlar ve anneleri de durumu fark ediyor, emniyeti çağırıyor.

Peki, "Bu nedir acaba?" diye oynasa ne olurdu efendim? Bir facia daha? 8-10 çocuğun başına biriktiği bir torba el bombasının nelere yol açabileceğini düşünebiliyor muyuz? Bizim bunlarla uğraşmamız lazım. Hangi kanunla, hangi değişikliği yaparak bu Reyhanlı'nın güvenliğini sağlamak için nasıl özel birimler kurabiliriz, bu Reyhanlı'nın huzurunu, barışını nasıl temin edebiliriz dememiz lazım.

Bakın, orada, Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz çok mağdur. Biz, asla onların orada olmasından Reyhanlılılar olarak rahatsız değiliz, başımızın tacı, ama kusura bakmayın, onların huzurunu esas bozan Hükûmetin uygulamalarının ta kendisidir maalesef. Bu, mutlaka böyle istenmiyor ama yapılan yanlışlıklar ve eksiklikler ve ihmaller sonunda buna yol açıyor. Bunu da buradan ikaz etme gereği hissettim.

Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum.

Yarın sahur, sayenizde sahura kalkmayacağız, sahuru burada, görünen o ki hep birlikte yapacağız.

Hepinizin de mübarek ramazanı şerifini kutluyorum efendim.

Selametle. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)