| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 134 |
| Tarih: | 08.07.2013 |
AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 478 sıra sayılı torba yasanın 73'üncü maddesinin (ğ) bendinin (2)'nci alt bendiyle değiştirilmek istenen 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname maddeleri için Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi ve halkımızı saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının teşkilat ve görevlerini 26 Eylül 2011 tarihinde bir kanun hükmünde kararnameyle belirlemiştiniz. Bugün aradan daha yirmi iki ay dahi geçmeden bu kanun hükmünde kararnameyi bir torba yasa ile değiştirmek istiyorsunuz. Sormak isterim: Eğer bugün Türkiye'de muhazafakâr bir parti olsaydı, muhazafakâr bir iktidar olsaydı bu mümkün olur muydu?
Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan diyor ki: "Benim partim muhazafakâr ve demokrattır, İslamcı değiliz, İslamcı bir devlet istemiyoruz, aileyi ve geleneklerini savunuyoruz, Avrupa kriterlerince yönetilen bir muhazafakâr ve demokrat parti gibiyiz." Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi Sayın Babacan'ın ifade ettiği gibi muhazafakâr bir parti olsaydı yasaları, bürokrasiyi, kamu yönetimini yazboz tahtasına çevirir miydi? Sizlerinde bildiği gibi muhafazakârlık Fransız İhtilali sonrasında bugünkü anlamıyla gelişmiş bir siyasi felsefedir. François René de Chateaubriand 1819 yılında "muhazafakâr" kavramını ilk kez kullanmıştır. Fransız Devrimi deneyimi kendisini edebiyatta romantizm akımını, siyasette ise Katolik Kilisesini ve monarşiyi savunan muhafazakâr ideolojiyi şekillendirmeye yönlendirmiştir. Fransız devrimine bir diğer reaksiyon ise İrlandalı filozof Edmund Burke'ten gelmiştir. Bakın, Edmund Burke ne diyor: "Onlar büyük bir patlamada tüm antik çağ örneklerini, Parlamentonun tüm emsallerini, kanunlarını ve imtiyazlarını havaya uçurmak için yer altına mayın döşemişlerdir. Karşılarına alternatif bir formül getirilemez ve hiçbir argüman onlar için bağlayıcı olmaz, uzlaşmayı ya da orta yol bulmayı istemezler, tam olarak taleplerine uymayan her şey onlar için sahtekârlık ve adaletsizliktir." Hem Chateaubriand'ın hem de Burke'ün reaksiyonel tepkilerinin kaynağı Fransız Devrimi'nin eşitlik, özgürlük ve kardeşlik şiarını unutup toplum mühendisliğine, aşırılıklara ve şiddete başvuranlardır. Çünkü geleneğe, kadim değerlere, sürekliliğe, temkine, ihtiyata, küçük adımlara ve küçük adımlarla değişime inanan muhafazakârlar için toplum mühendisliği, torba yasalar ve yazboz tahtasına dönmüş bir yasama süreci hayal bile edilemez.
İşte, bu garip çelişkilerden yola çıkarsak bugün Türkiye'de iktidar olan siyasetin geleneksiz muhafazakârlık olduğunu görebiliriz. Türkiye'nin önde gelen bilim insanlarından Bursalı hemşehrim Güven Sak Hoca diyor ki: "Geleneksiz muhafazakâr, etsiz sucuk, sütsüz yoğurt gibidir." Ve ekliyor: "İnci Pastanesi'ni korumayı beceremeyen bir ülkenin, sanayisini de koruyamayacağını düşünüyorum."
Bu kıssadan gerekli hisseyi çıkarabiliyor muyuz? Başbakan Sayın Erdoğan, siyasi parti olarak muhafazakâr demokrat bir kimlikle ortaya çıktıklarını, bunun aksini söylemenin mümkün olamayacağını dile getirmişti. Sormak isterim: Tarihî mirasa, kültürel mirasa, doğal mirasa sahip çıkmayan bir lider muhafazakâr olabilir mi?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - O senin gözünden.
AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Sormak isterim: Osmanlının başkenti Bursa'nın bağrına Türkiye tarihinde gelmiş geçmiş en ucube TOKİ projesi olan Doğanbey'i diken bir iktidar muhafazakâr olabilir mi? Bursa'da Ulu Cami'nin, Yeşil Türbe'nin ve daha nice manevi hazinemizin rant uğruna silüetini tahrip edenler muhafazakâr olabilir mi? İstanbul'da Tarihî Yarımada'nın silüetini rant uğruna bozanlar, bozduranlar muhafazakâr olabilir mi?
Değerli milletvekilleri, artık, aynaya bakmanın zamanı gelmiştir, öz eleştirinin vakti gelmiştir. Acilcilik, toplum mühendisliği, yasamada yazbozculuk elbette bir siyasi tarzdır, yaklaşımdır ama muhafazakârlık değildir, hiçbir zaman da olmamıştır. Dolayısıyla, Türkiye, bugün, muhafazakâr bir partiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır ve şunu biliyoruz ki siyaset boşluk kaldırmaz.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)