GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:134
Tarih:08.07.2013

ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 478 sıra sayılı Kanun'un 73'üncü maddesinin (h) fıkrasının (2)'nci bendi üzerine verdiğimiz önerge üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

478 sıra sayılı bu torba yasanın içerisine konulmuş olan madde, daha önce 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Sağlık Bakanlığının merkez ve taşra teşkilat yapısını değiştirirken maalesef doğru hesaplamadığımız birtakım şeylerle yeniden bizi yüz yüze bırakmış duruma geldi.

Şimdi, burada üzerinde durulması gereken konu şu: Eskiden Sağlık Bakanlığına bağlı olan Teftiş Kurulu Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı müfettişleri bir şekilde direkt olarak bakana bağlıyken bu müfettişleri, yani Sağlık Bakanlığına bağlı gerek sağlık hizmetlerini gerekse sağlıktaki idari yapının denetim faaliyetlerini yürüten teftiş kurullarını, bakanlığa bağlı olmaktan çıkartıyoruz, müsteşarlığa bağlıyoruz. Yani bunun ne mantığı var? Bununla neyi çözmeye çalışıyoruz? Denetçi olarak bunların tekrar unvanlarını tarif ediyoruz, diğer tüm bakanlıklara bağlı olan denetçilere de ayrı bir unvan veriyoruz, sağlık denetçisi unvanını veriyoruz. Bu sağlık denetçisi unvanını vermekle bunların gerçekten hem statü hem de özlük haklarında diğer teftiş kurullarına bağlı denetçilerin elde ettiği haklardan da başlarındaki sağlık deneticisi unvanıyla yararlanmalarına da engel olacak bir maddeyi tekrar buradan geçiriyoruz.

663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin sağlıkta aslında hasarı büyük, tamiri zor şeylere vesile olduğunu kanun hükmünde kararname geldiğinde komisyonda ve her platformda ifade ettik. İtirazlarımız bir türlü kabul edilmedi ama Anayasa Mahkemesinden döndükten sonra şimdi bu sökükleri yeniden dikeceğiz diye Parlamentonun bu kıymetli zamanını bununla meşgul ediyoruz.

663 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname, teftiş kurulunun adını değiştirmenin ötesinde, Sağlık Bakanlığının merkez yapılanması içerisinde diğer deneticileri de diğer kurumların başkanlarına da bağlamadı. Şöyle ifade edeyim: Bir Sağlık Bakanlığı deneticisi, denetmen yardımcısı 3600 ek göstergeye sahipken, bu denetçilerin bir kısmı da Sağlık Bakanlığının yeni oluşturmuş olduğu Kamu Hastaneleri Birliği, Halk Sağlığı Birimi, Tıbbi İlaç Kurumu gibi daire başkanlarına bağlandı. Daire başkanlarının ek göstergesi 3000. Yani bu hiyerarşiyi bozmakla, biz, gerçekten sahada sağlıkta verilen hizmet ve şikâyetler noktasında denetimi yaptıracağımız insanların statü kaybını kendi elimizle burada sizlerin oylarıyla inşallah onaylamış olacağız.

Sağlık Bakanlığında ciddi sorunlardan bir tanesi de, bu kanun hükmünde kararnameyle on yıldır Sağlık Bakanlığındaki dönüşüm programına ciddi manada emek veren ama unvanları bir kararnameyle silinen hastane müdür yardımcıları, sağlık müdürleri, hastane müdürleri, şube müdürlerinin de statüsünü değiştirdik.

Bakın, bu insanlar feryat içerisinde. Gerek iktidar gerekse muhalefetin milletvekillerinin, komisyon üyelerinin kapılarını her defasında aşındırıyorlar. Haklı oldukları bir davada, kendilerinin statü kaybını yeniden kendilerine iade etmek, kaybettikleri özlük haklarının kendilerine iadesini temin etmek için bu insanlar dernek kurdular. Aranızdaki çoğu milletvekili arkadaşlarıma da ziyaretlerinin olduğunu biliyorum. Bu arkadaşların sesine bir şekilde kulak vermemiz gerektiğini her defasında ifade etmemize rağmen, gerek hazırlamış olduğumuz kanun tasarısında gerekse şu torba yasada mübarek üç ayların gelmiş olduğu, şu ramazanın bolluk, bereket ve mağfiretinden bu arkadaşlarımızı da yararlandıralım diye ciddi gayret göstermemize rağmen, yine torbanın içerisine bir şekilde dâhil ettiremedik.

Bu insanlar normal hayatlarını idame ederken, yüzde 50 oranında gelir kaybına vesile oldular. Cumhuriyet tarihinde hiç olmamış bir şekilde, kendi yerlerine atanmış, aynı gruptan olmayan, bu mesleğin belki erbabı bile olmayan, ehil olmayan insanların sözleşmeli olarak atandıklarını gördük. Bu arkadaşlarımız bir hak mücadelesini her platformda yürütüyorlar. Bunlara destek olunması gerektiğine inanıyorum.

Parlamentonun bu arkadaşlarımızın sesine kulak vereceğine inanıyor, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)