GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:134
Tarih:08.07.2013

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu maddeyi okuduğum zaman? Önceki maddeyle hiç karşılaştırdınız mı bilmiyorum, Komisyon "hayır" dedi, Sayın Bakan da "hayır" dedi ama her ikisinin de neden "hayır" dediğini bildiğini de zannetmiyorum. Çünkü burada sadece bir kelime var "? noksansız vermekle yükümlüdür." yerine "? eksiksiz vermekle yükümlüdür." gelmiş; "noksansız" yerine "eksiksiz" gelmiş.

Şimdi, aslında Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun işlevlerine baktığınız zaman bunlar;

1)  Tarih araştırması yapar.

2)  Dil araştırması yapar.

3)  Kültür ve Atatürk'le ilgili araştırmalar yapar.

Bana söyler misiniz, şurada görülen bütün bu gizli, tüzel kişilerden istenilen bilgileri hangi sebeple istiyor? Yani, böyle bir şeye nasıl ihtiyacı var? Arşiv ve kütüphane açık, her türlü bilgi açık, siz yapacağınız araştırmayı o çerçevede yaparsınız. Böyle bir şeye ihtiyaç duymanızın sebebi nedir? Yani, MİT'in bir yan kolu olarakmı çalıştıracaksınız bu kurumları? Yani, bilim kurulu dediğimiz böyle kurumların bununla ne alakası var? Gerçekten, samimi olarak söylüyorum, siz Tarih Kurumunu, Dil Kurumunu, kültür araştırma merkezini, Atatürk Araştırma Merkezini hangi sebeple ve nasıl kullanacaksınız? Bilimsel kuruluşsa onlar arşivde, kütüphanede araştırmalarını yaparlar, kamuoyunda araştırmalarını yaparlar, saha araştırmalarını yaparlar, mesele biter. Peki, hangi kurumlardan gizli bilgiler istiyorsunuz ve bunlar hangi konular olacaktır? İstenen gizli bilgiler yapılacak çalışmalarla o zaman kamuoyuna duyurulacak mı, duyurulmayacak mı? Eğer duyurulacaksa zaten gizliliği kalmıyor, sadece ticari sır niteliği? Sözünü ettiğim kurumların hangisi ticaret ile ilgili bir araştırma yapacak? Böyle bir işlevi bile yok bunların. Bakın, kendinizin çıkardığı kanun "Yönetim Kurulu kararları Resmî Gazete'de yayımlanır." Dünyanın hangi ülkesinde siz yönetim kurullarının kararlarının resmî gazetede yayımlandığını görmüşsünüzdür? Görmediniz. Yani, buna "evet" diyorsunuz, "hayır" diyorsunuz ama niçin dediğiniz belli değil. Ama anlıyorum ki Anayasa Mahkemesi bunu kabul etmediği için bir kelimeyi değiştirmek suretiyle Anayasa Mahkemesinde bu konuyu tekrardan geçerli hâle getireceksiniz. Ama tekrar ediyorum: Bu kurumlar o zaman MİT'in yan kolu olarak mı çalışacak? Eğer böyle çalışacaksa yaptığı bütün araştırmaların hiçbir tanesinin değeri kalmayacak yani bilimsel değer taşımayacak. Dolayısıyla, böyle bir araştırma, böyle bir kanunun buraya getirilmesi ve tek kelimenin değiştirilmek suretiyle bu işlemi yapması? Zannediyorum ki farklı düşünceler içerisinde olunsa gerek. Yoksa yüksek kurum ve kuruluşları, Tarih Kurumudur, Dil Kurumudur, Atatürk Kültür Merkezidir ve Atatürk Araştırma Merkezidir.

Tarih Kurumunda on beş yıl durdum. Ben hiçbir devlet kurumundan gizli veya sır niteliğinde herhangi bir bilgi ihtiyacı duymadım. Çünkü, yapacağım tüm araştırmalar ya arkeolojik kazıdır ya kütüphanelerle ilgili araştırmalardır. Diyelim ki bölge araştırması yapsanız, stratejik araştırmalar yapsanız bile devletten herhangi bir gizli bilgi alma ihtiyacını hissetmezsiniz.

Dil Kurumuna gelince: Bana söyler misiniz, Dil Kurumu hangi devletin, hangi kurumundan dille ilgili gizli bir bilgi isteyecek veya istediği bilgiler verilip verilmeyecek?

Kültür Merkezi derseniz, Kültür Merkezinin yaptığı araştırmalar da aynı. Peki, Atatürk Araştırma Merkezi? Hani söyleniyor ya "Atatürk'ün gizli bir vasiyeti var, onun için mi?" Zaten öyle bir şey varsa yine kütüphanelerde veya arşivdedir, oradan çıkarırsınız. Kaldı ki böyle bir madde zannediyorum aslında bir bilim kuruluna yakışmayan bir kanunun bir maddesi olarak burada bulunmaktadır. Aslında gelin en doğrusunu yapalım, 1936 yılında Atatürk'ün Mecliste yaptığı konuşmada olduğu gibi, Dil Kurumu ve Tarih Kurumunu birer akademi hâline getirelim, bağımsız birer bilimsel kuruluş olsun çünkü bunların İş Bankasından da önemli gelirleri vardır, bu gelirlerle birlikte ciddi araştırmalar yapsın, hem devletin işine yarasın yaptığı araştırmalar tecrübe kazanmak açısından hem de geleceğe yönelik birtakım plan ve projelerde kullanılsın ama aynı zamanda da doğru tarihimizi ve doğru dille ilgili konularımızı, kültürle ilgili konularımızı gündeme getirsin. Ama diyorsunuz ki: "İhtilal döneminin kanunlarını muhafaza etmeyelim." Aslında bu kanun ihtilal döneminin kanunudur, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu da ihtilalin ortaya çıkardığı bir kurumdur. Yani siz hem "Ötekileri kaldıracağım." diyorsunuz hem de bunu tekrardan yasalaştırıyorsunuz kanun hükmünde kararnameyle.

Tekrar ediyorum, burada çalışmış, tecrübesi olan bir insan olarak söylüyorum: Gerçekten samimi bir sonuca ulaşmak istiyorsanız Dil ve Tarih kurumlarından yüksek kurumu kaldırın, Dil ve Tarih kurumlarını birer akademi hâline getirin.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)