GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:134
Tarih:08.07.2013

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Böyle, "ramazanın ilk saatleri" dendi, karşılıklı anlayışla başladı, bunun böyle sürmesini umut ediyorduk ama şunu söylemek lazım: Tabii, "Bu ülkenin bir tane marşı var." derseniz, o, ülkenin İstiklal Marşı'dır, onda kimsenin bir itirazı olamaz ama bu ülkenin başka ortak değerleri de var. Ben, Onunu Yıl Marşı'na laf etmenin de, Mehter Marşı'na laf etmenin de bunun gibi hepimizi birleştirecek ve bugüne kadar birleştirmiş bir şeye laf etmenin gerçekten çok ayırıcı ve bugüne kadar yapıldığı gibi toplumu bölmeye yönelik bir şey olduğunu düşüyorum ve bu tavrı iktidar partisinin sekiz gündür süren yorgunluğuna vermek istiyorum.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Hadi oradan! Zihnimiz çok parlak bizim.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Yoksa, aksi takdirde, gerçekten kabul edilemez bir şey yapıyorsunuz burada.

Size, yarın bu kürsüden çıkıp başbakan yardımcılarınızın, bakanlarınızın, milletvekillerinizin Onuncu Yıl Marşı'yla ilgili hiçbir sorununuzun olmadığıyla ilgili açıklamalarını ifade ederim, Manisa'da, İzmir'de Onuncu Yıl Marşı'na alkış tutan milletvekillerinizin teker teker fotoğraflarını gösteririm.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Olabilir ya.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Sonra da bu marşa haksız ve hadsiz bir şekilde "Faşist bir marş." diyenleri gerçekten kınıyorum.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Sizin zihniyetiniz faşist!

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Siz kendinize bakın!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ne diyorsun be, ne diyorsun?

BAŞKAN - Sayın Korkmaz, lütfen?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Çok açıkça şunu söylemek lazım ki bugün İstanbul'da bir şeyler oluyor, herhâlde İstanbul'da olan bir şeyleri örtmeye çalışıyor burada birileri.

Bugün İstanbul'da Taksim dayanışmasından 34 kişi, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri ve sendikaların temsilcileri sadece basın açıklaması yapmak istedikleri için tutuklandılar. Bugün, bu olaya tepki veren binler sokaklara çıkmak istediğinde bütün polis araçlarından İstanbul'un ara sokaklarında ana arterlerinde "Sokağa çıkanı göz altına alırız." anonsları yapıldı. Bunu Türkiye'ye niye yapıyorsunuz? Biz bu anonsları, bu adı konmamış sıkıyönetimi ve sokağa çıkma yasaklarını 1980 darbesinde ve Kenan Evren yönetiminde bırakmamış mıydık?

Ve açıkça şunu söylemek istiyorum size: Türkiye bugün ayağa kalktı.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ne oldu da ayağa kalktı, ayağa kalkacak ne var yani?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Bugün ayağa kalkarken, İstanbul Valisi, herhâlde bir ikizi var, o çiçekler, böcekler, o "Taksim Meydanı'nda sizinle birlikte olmak isterdim." diyen, tweet atan İstanbul Valisi, Gezi Parkı'ndan o tweetten sonra olumlu reaksiyon alan İstanbul Valisi, bugün damarları şişe şişe meydan okudu ve bu tabloyu ortaya çıkardı. İstanbul Valisi, Gezi Parkı'ndaki çocukları davet edip onlarla çay kahve içmişti ve onlara bir söz vermişti: "Hep beraber Gezi Parkı'nda olacağız." Bugün, polis koridoruna aldığı Gezi Parkı'na gitti ama o çocukları oraya davet etmedi. O bir kahvenin kırk yıl hatırı vardı, o hatır kırk gün bile sürmedi ve öylesine kötü bir tutum içinde kaldı ki çıktıktan sonra, bir buçuk saat sonra park tekrar kapatılmak zorunda kaldı. Oysa, bugün, bugünün güzelliğine uygun olarak keşke şöyle bir şey yapabilseydik: İstanbul Valisi, oraya, bugün gözaltına aldığı o dayanışma platformunu ve gençleri davet etseydi.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Meşruiyetini nereden alıyor o platform? Herkesi suçluyor?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - O meydanda oraya bir kürsü koysaydık, bir maddelik bir ortak kanun bile yapabilirdik. Londra'daki Hyde Park'taki özgürlük kürsüsü gibi bir kürsü koyabilseydik oraya. Meclis TV yayınları gibi -onu da eksik, aksak, susturarak yapıyorsunuz ama- bir kanal tahsis etseydik ve o kürsüden herkes çıkıp özgürce, hakaret etmemek kaydıyla en ileri fikirlerini bile dile getirebilseydi.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - İşgal edilmeseydi.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Bir kanun çıkarsaydık, o kürsüye de dokunulmazlık verseydik aynı İngiltere'deki gibi ve biz o kürsüyü bir özgürlük, bir demokrasi ve bu toplumun birbiriyle kaynaşması kürsüsü hâline getirebilseydik.

O parkın açılışına, İstanbul Valisinin, dünyanın ilk tutuklanan, gözaltına alınan piyanosunu ve o piyanonun sahibi David Martello'yu davet etmesini beklerdik. David Martello Türk Marşı'nı çalsaydı da Vali ve direnişçiler orada gerçekten o marşı dinleyerek birlikte helalleşebilselerdi. Bizim hayalimizdeki Gezi Parkı, bizim hayalimizdeki özgürlük alanı, bizim hayalimizdeki özgürlük ve demokrasi kürsüsü Gezi Parkı'nın oraya konmalıydı. Bugün koyamadınız.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Tamam, iktidara gelince yaparsınız canım. Yapın, siz gelin iktidara, yapın.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Koysaydınız bugün tansiyon düşerdi, bugün bu kadar gözaltı olmazdı, bugün bu kadar çatışma olmazdı ama siz çatışmayı, ayrıştırmayı, kavga üslubunu tercih ediyorsunuz. Oralardan beslendiğinizi sanıyorsunuz ama oralardan kısa vadeli kazançlar olur, parti içindeki çatlaklar kapanır ama Türkiye ortadan ikiye bir karpuz gibi yarılır. Bunu yapmayınız ve eğer siz bunu böyle yapmaya devam ederseniz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - ?o kürsülerde konuşamayan gençler işte böyle meydanlarda sesini duyurmaya çalışır, Türkiye'de tansiyon yükselir, hepimiz de son derece rahatsız olduğumuz, üzüntü duyduğumuz görüntüleri görürüz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Hepinize saygılar sunuyorum, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Özel, lütfen?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Bu güzel gecenin ruhuna uygun olarak, bu güzel, karşılıklı dayanışma ve saygı ayının başladığı gibi değil de, hepimizin başta ümit ettiği gibi devam etmesini diliyorum.  (CHP sıralarından alkışlar)