GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:136
Tarih:10.07.2013

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, "Bu torba kanun, hakikaten, harar oldu." dedik, hangar oldu hâlâ devam ediyor arka arkaya gelmeye. Maalesef, arkadaşlarımız da, burada gelip sataşmaya cevap veriyoruz diye bir şeyler söylüyorlar, sırf bir parti taassubu içerisinde karşılıklı bir kör dövüşüdür gidiyor. Az önce Sayın Köksal'ı dinledim, şaşırdım yani devlet tecrübesi görmüş bir arkadaşımız ama ben dün burada, Sayın Babacan buradaydı ona söyledim o bile cevap veremedi. "Faiz lobisi kimdir?" diye sordum. "Faizler düşüyor." diyor, faizler yükseliyor diye Sayın Başbakan onlara kızıyor. Yandaş gazeteler haber yapıyor, kızıyorlar. "Şu anda dolar yükseliyor, karşılığında piyasadan TL çekiliyor, bunun karşılığında piyasada sıkı para politikası uygulayacaksınız, bu faizi yükseltmiyor mu?" diye sordum cevap gelmedi ama arkadaşlarımız maşallah sırf taassup içerisinde bir şeyler söylüyorlar.

Bakanlarımız söz veriyor? Sayın Bakan burada, bize iki gündür? Benim mesaj şeyim doldu Sayın Bakanım, telefon sürekli olarak "Mesaj dolu, sil." diyor. Kimden geliyor biliyor musunuz Sayın Bakanım? Dışarıya bakıyor. Sizin verdiğiniz sözler varmış, burada diyorlar ki: "Tarım Bakanı bize `Bu sözleşmelilerin hepsi geçecek.' dedi, olmadı." Ziraat mühendisleri, teknikerler, GTHB? Yani iki gündür sürekli olarak cep telefonlarımıza -Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerisiniz diye bulmuşlar- bütün arkadaşlarımıza mesaj çekiyorlar. Size çekmiyorlar, siz zaten ne deseler bir şey demiyorsunuz. Sayın Bakan da burada, "Maliyeye sordum, vermiyor." demiş. Vallahi billahi burada, cebimde telefonum; isterseniz birazdan göstereyim. Sürekli siliyorum çünkü doluyor, mesaj kutumuz doluyor ve talepleri var, diyorlar ki: "Burada bize bir sürü yer vardı. Ziraat mühendisliğinin içerisinde 13 tane alt bölüm var. Adaletli alım yapılmıyor. Şimdi de söz verdi ama biz ortada kaldık. Bu torba kanun hazır buraya gelmişken Sayın Bakan sahip çıksın." Allah'ın işi, bugün de Sayın Bakan nöbetçi, buraya gelmiş oldu. Çünkü telefonla beni en az 8-10 tane sözcü aradı bütün Türkiye çapında ve şu anda da bütün Komisyon üyesi arkadaşlara, bize "Sayın Bakana bunu iletin." diye defalarca telefonla ve yazılı olarak, hem mail'le hem mesajla gönderdiler Sayın Bakanım.

Burada "Biz maliyeden kadroyu talep ettik." demişsiniz ama burada en az 5 bin ziraat mühendisinin istihdam edilmesini söylüyorlar. "'2.500 atama onayı bekliyoruz.' dedi Sayın Bakan, o da çıkmadı." diyorlar. Şimdi, buna göre işin vahim tarafı var. Tabii, niye öyle söylüyorlar Sayın Bakanım? Burada diyorlar ki: "Biz buna göre her şeyimizi ayarladık. Atamalarımız?" Sizin verdiğiniz söze göre kimileri düğün tarihini belirlemiş, kimisi buna göre kendi tatil programını, çalışma programını ayarlamış, "Bakan bize söz verdi, yapacak." diye. Onun için diyorlar ki: "Şimdi, o verdiği sözü tutsun, Maliye Bakanını nasıl ikna ediyorsa etsin, bize söylediği kadroları çıkarsın."

Şimdi, tabii, az önceki olayın üzerine hakikaten bir iki şey daha söyleyeceğim. Sayın Bakan buradayken, önce onları aktarayım istedim.

Değerli arkadaşlar,  eğer yanlış politika uyguluyorsanız bunun sonucu gelir. Defalarca söylediğim burada bir şey var: Ne dışarıda faiz lobisi aramaya gerek var ne herhangi bir şey? Ha, uluslararası bir şey varsa, komplo, verdiğiniz sözler varsa, onu sizler daha iyi bilirsiniz ama ekonomide gerekli önlemleri almadığınız sürece kafamızı kuma gömerek, rüzgâr tersten estiği zaman ayakta kalma şansımız yok. Senelerce eğer arkanızdan estiğini siz kendi başarınız sayarsanız, rüzgâr tersten esmeye başlayınca bu hâle düşersiniz. Onun için "Faiz lobisiydi, bilmem neydi, şuydu." demeye gerek yok. Dedik ki: "Alınması gereken önlem varsa gelin buraya, alalım." Ama biz ne yapıyoruz? Efendim, "Silahlı Kuvvetlerin İç Hizmet Kanunu varmış, hadi onu da çıkaralım." Ne var bunda, acil bir şey var mı? Yok. Yoksul kesimlerin gelirini artıracak bir önlem var mı? Yok. Gelir dağılımını düzeltecek bir şey var mı? Yok. İthalata bağımlılığımızı azaltacak bir şey var mı? Yok. Cari açığımızı bu sayede düşürecek bir şey var mı? Yok. Ee, bütün bunları içerecek olan kalkınma planını ama sırf televizyonun olmadığı güne denk getirip? Neden? "Ertesi gün de Meclis Başkanlığı seçimini yapalım, sonra kapatalım." E, peki, niye biz o zaman kalkınma planını pazartesi görüştük? Madem bunları böyle görüşecektik, madem yeni kanun getirecektiniz, baştan ona göre bir çalışma takvimi niye yapmadık? Dolayısıyla, birtakım şeyler, demin söylediğimiz? Ben söyledim, neden olduğunu biliyorum çünkü ekonomideki gidişten utanıyorsunuz. Her ne kadar burada bize bağırıp çağırsanız da saklamak ihtiyacı hissediyorsunuz. Aksi takdirde, Komisyon üyesi arkadaşım, bir bütçe kanunu burada on bir-on iki gün görüşüyoruz. Bütçe bir yıllık uygulamadır, plan ise beş yıllık kalkınma planı. Bunu vatandaşla tartışmadan geçirdik. Onun için, gerçek gündeme dönelim diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)