GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:136
Tarih:10.07.2013

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Yani, doğrusunu isterseniz bütün ezberimiz bozuldu. Yani, daha önce birçok bilgimiz vardı yasama faaliyeti noktasında ama bu yasa tasarısı bizim ezberimizi bozdu.

Bu Meclisin üzerine bir torba geçirdiniz, çuval geçirdiniz, hatta bu milletin üzerine bir çuval geçirdiniz bu yasayla. Yani, başladığımız zaman iki yıl önce, Meclisin Genel Sekreteri vardı, çok saygın bir hukukçu aynı zamanda, hiç olmazsa onun kitabını okusaydınız ya. Esaslı bir doktora tezi yazmış "Yasama çalışması nasıl yapılır?" diye, onu okusaydınız ya. Gerçekten bunu ciddi söylüyorum, böyle bir yasa tasarısı olabilir mi ya. Bu Meclisin üzerine bir çuval geçirdiniz ve şimdi bunu tartışıyoruz.

Bir yasama yılı boyunca on altı tane esaslı kanun gelmiş buraya ama gerisi torba kanun, böyle bir şey olamaz. Bu Meclisin üzerine, bu Parlamentonun üzerine böyle bir çuvalı, böyle bir torbayı geçirmeye hakkınız yok, önce onu söyleyeyim bir hukukçu olarak. Böyle bir hakkınız yok, yapamazsınız böyle bir şeyi ya. (CHP sıralarından alkışlar) Getirin, adam gibi getirin, bu Meclisi tatil etmeyelim, hep beraber her yasayı, sivil toplumun denetimini de açarak? Bu Meclis, Avrupa Birliğinden proje almış, para almış, milyon dolar almış ve "Sivil toplum bu yasama çalışmasına nasıl etki eder?" diye çalışma yapmış, bu Meclisin çalışanları Brüksel'e gitmiş, Avrupa'ya gitmiş Avrupa Birliğinin parasıyla, "Nasıl yapılır?" diye, "Sivil toplum nasıl buna katkı sunar?" diye ama şimdi bu Meclis, Avrupa Birliğinden aldığı parayla nasıl sivil toplumun sesi kesilir, onun hesabını yapıyor. Ayıp, ayıp, ayıp!

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sakin ol, sakin.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ancak bunu yapıyorsunuz. Ayıp, ayıp, ayıp! Ayıp! O paraya yazık, o projelere yazık. Okuyun, bakın, okuyun. Öneri, öneri, neyse ne, ilk önce onları okuyun. Bu Meclisten aldığı paranın hesabını veremiyorsunuz, hesabını veremeyeceksiniz. Gerisi hikâye.

Bakın, arkadaşlar, hepiniz o tutanakları okuyacaksınız, utanacaksınız. Ne söylediğiniz konusunda utanacaksınız.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Lâ havle ve lâ kuvvete.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bu Meclisin bir yasama çalışması yapmadığı noktasında utanacaksınız.

Bakın, Diyarbakır'a 12 Eylül döneminde bir gazeteci gelmişti, sormuş bu "İşkence var mı, yok mu?" falan filan diye. "Hayır yok, hiçbir şey yok, burası güllük gülistanlık." demiş. Sonra anlamış gazeteci olduğunu -hepiniz biliyorsunuz bu hikâyeyi, bilmeniz gerekir- öğrenmiş gazeteci olduğunu, ne demiş biliyor musunuz? "Olur mu, o benim resmî görüşümdü." demiş. Sizler burada, eğer vicdanınız varsa? Vicdanı olmayanlara sesleniyorum, sadece resmî görüşünüzü söylüyorsunuz ama bu tutanaklar hepinizi tarih boyunca yargılayacak, hepinizi.

Değerli arkadaşlar, bugün de 5'inci insan öldü ya! Sizden birinizden, bakın, sizden birinizden bu kürsüde 17 yaşında, 18 yaşında, 20 yaşında, 22 yaşında, 25 yaşında ölen yurttaşlarımız adına bir özür kelimesi duymadık bu ramazan gününde bile, birinizden duymadık. Ayıp! Onlar bu cumhuriyetin yurttaşı değil mi?

Dün ne yaptınız?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Ne yaptık?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bir taraftan Başbakan toplamış ekibini, "barış ve çözüm süreci" diyor iki saat yirmi dakika, diğer taraftan da bu sürece en büyük desteği veren TMMOB'a en büyük darbeyi yapıyor. Bu mu sizin demokrasi anlayışınız? Şimdi de diş hekimleri odasına? Hem onu yapacaksınız, bir taraftan "çözüm" diyeceksiniz, bir taraftan "demokrasi" diyeceksiniz. Arkadaşlar, böyle anlayış yok. Demokrasi bir bütünlük ister, kafa ister, yürek ister, cesaret ister. Cesaret ister, cesaret?

AHMET AYDIN (Adıyaman) - O da sizde yok işte.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Arkasında durmak ister.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Arkasında mısınız?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Tamam, iki saat yirmi dakika orada toplanacaksınız ama bir taraftan da bir proje etrafında, geleceksiniz burada son dakika darbesi yapacaksınız. Kime yapacaksınız? TMMOB'a yapacaksınız, demokrasiye yapacaksınız.

Değerli arkadaşlar, bir daha söylüyorum: On yıl önce Diyarbakır Barosunun Başkanıyken insanlara hak aramayı öğretiyordum o hukuksuzluk ortamında. Orada onu öğretiyordum, herkese, herkese bunu söylüyordum ama şimdi Ankara Barosunun, İstanbul Barosunun web sayfalarına bakın: Eviniz arandığında ne yaparsınız? Biz orada hukuksuzluğa son vereceğimize, şimdi aynı hukuksuzluğu Ankara'ya, İstanbul'a ve bütün Türkiye'ye taşıdık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - OHAL'i, ilan edilmemiş OHAL'i bütün Türkiye'ye taşıdık. Bu mu şimdi? Kimin evine ne zaman, hangi baskın yapılacağını kimse bilmiyor, kimse bilmiyor. Bunlar yakışıyor mu bu Parlamentoya? Yakışıyor mu?

BAŞKAN - Evet, Sayın Tanrıkulu, teşekkür ediyorum.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Teşekkür ediyorum, çok sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)