GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:136
Tarih:10.07.2013

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Günlerden bu yana, ismi "torba" olan ama içine gece yarısı eklenen maddelerle birlikte, 12 Eylül uygulamalarından bile daha kötü bir tasarıyla karşı karşıyayız. Burada iktidar partisi grubunun yaptığı, değerli arkadaşlar, şudur: Muhalif olan bütün meslek örgütlerini susturmak, yüzyıllardır köylerini, kullandıkları merayı yapılaşmaya açmak, hastaların mahrem bilgilerini satılabilir hâle getirmek ve bunun gibi ilgili, ilgisiz ama tartışmalı maddeleri gündemimize getirerek buradan geçirmek.

Değerli arkadaşlar, bugünlerde yaşadığımız olayları darbe dönemlerinde yaşamadık. Sizin yaptıklarınızı 12 Eylülde Kenan Evren, 12 Martta Memduh Tağmaç bile düşünemedi, onlar yapmadı.

Darbe sadece tankla, topla, tüfekle olmaz. Değerli arkadaşlar, darbeler sadece 5 paşanın gece yarısı yönetime el koyup TRT'den Hasan Mutlucan'a kahramanlık türküleri söyletmekle de olmaz, darbe sadece tankların yürümesiyle de olmaz, darbe sadece Meclisin kapatılması, milletvekillerinin tutuklanması, sendikaların kapatılması, yöneticilerin tutuklanmasıyla da olmaz, darbe sadece aydınların, öğrencilerin, öğretmenlerin tutuklanması, işkenceden geçirilmesiyle de olmaz. Darbe bazen gece yarısı verilen ve hiçbir milletvekilinin -buna iktidar partisi milletvekilleri de dâhil- haberi olmayan önergeyle yapılabilir. Bunun ismi de "AKP usulü postmodern darbe" olur.

Maalesef, AKP, bu tür konularda her zaman yaptığını yaptı ve gece yarısı korsan bir önergeyle darbe yaptı. Yani, sıkça vurguladığınız ama asla samimi olmadığınız millî irade konusunda, seçim konusunda gerçek yüzünüz ortaya çıktı. Seçimde TMMOB'a ve diğer örgütlere yapamadığınızı gece yarısı bir önergeyle yaptınız.

AKP, daha önce bu tür uygulamaları kendisi direkt yapmıyordu; bazen polis eliyle, bazen yargı aracılığıyla kendi muhaliflerini susturuyordu. Bunları yaşadık. Daha 4+4+4'te KESK'in yapmış olduğu, EĞİTİM SEN'in yapmış olduğu eylemleri, önce Kızılay meydanında polisle, illerde polisler otobüslerin önünü keserek engelledi; Ankara'ya gelebilenleri ise örgütten tutuklayarak cezaevlerine koydu.

Yine, Çağdaş Hukukçular Derneğinde yaşadıklarımızı unutmadık. 12 Eylülde bile kapatılmaya cesaret edilemeyen Çağdaş Hukukçular Derneği'ne, TMMOB'a bugün kilit vurulmak isteniyor. İstanbul Barosunda bizzat AKP ile bir darbe girişimi yaşandı.

Değerli arkadaşlar,  12 Eylül, 12 Mart, yani darbeler daha önce siyasi partilere yapılıyordu, ki bu konuda en çok bedel ödeyen parti de Cumhuriyet Halk Partisidir. Çoğulcu demokrasi, sadece siyasi partiler değildir; çoğulcu demokrasi, özgür basındır; çoğulcu demokrasi, özgür sendikadır; çoğulcu demokrasi, özgür odalardır; bunlar olmadan demokrasi olmaz.

Değerli milletvekilleri, AKP, önce eyleme katılan gençleri gazladı, copladı, 12 kişinin gözünü kör etti, 10 bine yakın insan yaralandı. Yetmedi, 5 genci insanların gözü önünde katletti ki bunun dünyada örneği yok. Bakın, 5 genç ölüyor, bir tane fail bulunamıyor, bir tek insan tutuklanmıyor ve maalesef bizim ülkemizde insan canı ucuz. Geçtiğimiz aylarda Amerika Birleşik Devletleri'nde 2 kişi öldü, ulusal yas ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi. Ama ölen kim? AKP, bir üzüntüsünü bildirmediği gibi katilleri de maalesef koruyor, kolluyor.

Değerli arkadaşlar, Taksim Dayanışması'ndaki insanları gözaltına aldı, çekilmiş dizi filmleri iptal etti, parası ödenmiş türkücünün konserini iptal etti, şimdi -12 Eylülün bile cesaret edemediği- Türkiye'nin en önemli meslek örgütlerinden birini, TMMOB'u işlevsiz hâle getirmek istiyor.

Değerli milletvekilleri, özgür basının olmadığı, fiilî yayın yasaklarının uygulandığı, köşe yazarlarının işten atıldığı, iş adamlarının tehdit edildiği, kurumların hedef gösterildiği, bağımsız sendikanın olmadığı, odaların baskı altına alındığı, insanlara işkence uygulandığı, gözaltına alındığı, cadı avı başlatıldığı rejimin adı -bütün dünya ülkelerindeki gibi- "demokrasi" olmaz, bu rejimin adı olsa olsa faşizmdir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Faşistlerin sesleri duyuluyor.

Teşekkür ederim.