GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:138
Tarih:12.07.2013

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle, Sayın Genç'in açıklaması: Bir sefer, kesinlikle herhangi bir yörenin, herhangi bir ilin insanlarına yönelik olarak bir müdahale yapılması doğru değildir. Kesinlikle böyle bir şey vaki de değildir.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Özellikle yapılıyor canım.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Genç, siz öyle diyeceksiniz ama ben doğru olanı söylüyorum. Eğer böyle bir şey varsa ben de sizinle beraber bunun doğru olmadığını ifade ediyorum. Doğru değildir yapılıyorsa. Bence yapılmıyordur -öncelikle onu söyleyeyim-  yapılıyorsa da doğru değildir. İçişleri Bakanlığımız var, Adalet Bakanlığımız var. Türkiye, hukuk devleti. Bakın, bir hukukçu olarak söylüyorum: Hukuk, mutlaka yerine gelir ama gecikmeli yerine gelir. O bakımdan, onlardan -gönlünüz ferah olsun- hiçbir sıkıntı olmaz.

İki, askerlik tanımıyla ilgili bir şey vardı. Bakın, askerlik tanımı Türkiye'de neyse yurt dışında da? Nasıl ki, doktorluğun tanımı Türkiye'de değişmezse? Amerika'da, İngiltere'de her  birisi kendi vatanını savunmak için verilmiş olan görevi en iyi şekilde yapacak, öğrenecek; budur. Dolayısıyla da ortada hiçbir ideolojik gerekçe yoktur.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - İdeolojik mi ya? "Türk" demek ideolojik olabilir mi Sayın Bakan?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ  (Sivas) -  Hayır, hayır, kesinlikle hiçbir ideolojik neden yoktur.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu iddianın altında kalacaksınız. Türk düşmanlığınız tescillenir. Şuna bak! Doktorluk mu tanımlıyorsunuz burada, askerlik tanımlıyorsunuz.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ  (Sivas) -  Bakın, bir başka? Yine, Sayın Erdem'in "35'inci maddenin darbeye neden olduğu söyleniyor; dolayısıyla,  bunu değiştirdiniz, askerin elindeki silahı da alacak mısınız?" diye bir sorusu vardı.

Ben sadece bir maddeyi okuyorum diyor ki? Bakın gerçekten hiçbir yasa maddesi? Yine, hukukçular bilir normlar hiyerarşisi vardır, normlar hiyerarşisinde en üstte Anayasa vardır, Anayasa'dan sonra kanun, Bakanlar Kurulu, tüzük, yönetmelik, tebliğ diye gider. Dolayısıyla bir alttaki norm, düzenleme bir üsttekine aykırı olamaz; bir alttaki bir üsttekini ortadan kaldıramaz. 35'inci maddeye dayanarak siz Anayasa'yı nasıl kaldırabilirsiniz?

Bakın, 12 Eylüldeki 1 Numaralı Bildiriyi okuyorum, 1 Numaralı Bildiri diyor ki:  "İşte bu ortam içinde -saydıktan sonra- Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanununun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevini yüce Türk Milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur. Parlamento ve hükûmet feshedilmiştir."

Kanun'un neresinde "Şu olursa hükûmeti feshedebilirsin, Parlamentoyu feshedebilirsin." diyor? Anayasa kaldırılmıştır. Anayasa'yı bir kanunla kaldırabilmek mümkün mü? "Bütün yurtta sıkıyönetim ilan edilmiştir, yurt dışına çıkışlar yasaklanmıştır, ikinci bir emre  kadar sokağa çıkmak da yasaktır." Algılama bu. Sadece bu değil, bakın, yine 12 Eylülden önce uyarı mektubu veriliyor, o uyarı mektubunda da  aynı ifade geçiyor.

Yine, 71 muhtırasında da "İç Hizmet Kanunu'nun verdiği yetkiye dayanarak?" Doğrudur, biz düşünüyoruz, hukukçular veya Parlamentoda olanlar veya milletin çoğunluğu ama bir şekilde azınlık da olsa silahlı kuvvetleri içinde olup da buradan kendisine darbeye gidecek bir yol olduğunu görenler de var. Dolayısıyla da şunda hiçbir gerek yok ki "İster eksikliği gidermek ister algılamayı değiştirmek için bunun değişmesi gerekmektedir." diyor.

İki: "Bu değişiklik PKK'yla yapılan bir müzakere neticesi midir?" denildi. Hayır, kesinlikle PKK'yla alakası yoktur. Bakın, İç Hizmet Kanunu'nun değiştirilmesine ilişkin CHP, Cumhuriyet Halk Partisinin teklifi 2010 yılında var, kendileri ifade ettiler, 2011 yılında var. Bu çalışmalar çok daha önce geldi. Genelkurmay Başkanlığımız bu silahlı kuvvetlerin vazifesiyle ilgili bir açıklamanın, 2010 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev tanımının yapıldığı, dolayısıyla, bugün de yapılan tanımlamanın, yine, onunla aynı doğrultuda olduğunu belirtmektedir.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yani darbeden mi korktunuz o askerlik tanımında? Ne alakası var, 35'le ilgisi ne?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Biz sadece olması gerektiğini söylüyoruz, hiçbir tane farklı düşüncemiz, alakamız yoktur.

Yine, bir başka husus: Karakollardan gerçekten ihtiyaç olmayan yerlerdeki karakollar kapatılıyor. İhtiyacı olan yerde de karakolların yapıldığını her yerde gördünüz. En azından güneydoğudaki bazı yerlerdeki bazı kişilerin kışkırtmasıyla veya yönlendirmesiyle "Biz buraya karakol istemiyoruz." diyenler de oldu. Dolayısıyla güvenliğin?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Siz de "Yapmıyoruz zaten, yapmıyoruz, yapmayacağız." dediniz.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hayır, hayır, yok.

Şudur: İhtiyaç olan yerlerdeki karakollarımızı büyütüp genişletiyoruz, yapıyoruz; ihtiyaç olmayan yerlerde ise kapatıyoruz.

Dolayısıyla da bunlarda bir şey?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yapılması gereken yerde yapılır. Türk devletinin iradesi istediği yerde yapar, irade koyarsın yapar. Siz irade koyamadınız. Benim Manisa'mda da var, Hakkâri'de de olur.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka husus: 157 karakolun yapımı planlanmıştır; bundan 66 tanesi tamamlanmış, 54'ünün inşa faaliyetleri devam etmektedir, 20 karakolun ihalesi devam etmekte, 17'si için ise inşaat hazırlık faaliyetleri yürütülmektedir.

Yine, bir başka Sayın Vekilimiz için de: "5510 sayılı Kanun ile gaziler kurumlarda çalışmaya devam edebiliyor. "Gazi askerler neden polisler gibi tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine alınmadı?" diye bir soru var. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 926 sayılı Kanun gereği Türk Silahlı Kuvvetlerinden herhangi bir nedenle ayrılan veya çıkarılan personelin yeniden Türk Silahlı Kuvvetlerine dönmesi mümkün değildir, bu, Personel Kanunu'nda var. Biliyorsunuz, bir başka kurumdan siyasete girmek için de seçime katılmak için de istifa edenler eğer kazanamazsa tekrar kurumlarına dönüyorlar ancak silahlı kuvvetler mensupları ve yargı mensupları geri dönemiyorlar. Dolayısıyla bir yerdeki dönmesi diğer yerdeki dönmesine bir emsal oluşturmaz diye düşünüyorum.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Efendim, gazilerden bahsediyoruz, gazilerden. Bir istisna olmaz mı, gazilerden bahsediyoruz?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bu hakkın verilmesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin terfi sistemini ve iç işleyişini bozabilecektir. Örneğin "On yıl önce teğmen rütbesinden ayrılan kişi 40 yaşında teğmen olarak göreve mi başlatılacaktır?" diye bir husus daha.  Silahlı kuvvetlerde rütbeliyken yüzbaşı iken yaralandı, gazi oldu ayrıldı, ayrıldığı anda, şu anda diyelim ki aradan geçen yıl içerisinde rütbesi albaya gelmişse kendisine albay kimliği veriyoruz ve albay olarak da maaşını almaya devam ediyor. Aradaki tek fark, gazi olarak kurumun dışında ama maaş olarak da bir düşme yok, kimlik olarak da yine albaysa albay olarak da veriliyor. Dolayısıyla silahlı kuvvetlerin de bir diğer bölümden farklı bir imkânı budur.

Yine bir başka sayın vekilimizin de sivil memurlar için sorusu vardı. Bakanlığımız  ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde -Sayın Kuşoğlu, sizin de olabilir- 33.046 sivil memur görev yapmakta olup, 3.262 personel ilkokul ve ilköğretim mezunu, 9.832 personel lise mezunu, 7.259 personel yüksekokul mezunu, 11.312 personel de fakülte mezunu, 1.239 personel yüksek lisans mezunu, 42 personel ise doktora mezunudur. Sivil memurların mali, sosyal ve özlük haklarıyla ilgili olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu başta olmak üzere, devlet memurlarının tabi olduğu ilgili ve diğer kanun hükümleri uygulanmaktadır. 16 Şubat 2013 tarihli ve 2861 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan sivil memurlar askerî disiplin mevzuatı dışına çıkarılmış, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin özlük, mali ve sosyal haklarıyla ilgili çalışmalar personel  ayrımı gözetilmeksizin bir bütün olarak yürütülmektedir. Bu kapsamda teklifler ihtiyaç duyulan zamanlarda hâlen görevde bulunan tüm personel ve bunların emekli maaşlarına iyileştirme yapılmasını içerecek şekilde hazırlanmaktadır.

Dün bunların temsilcileriyle görüştüm Sayın Kuşoğlu, bunlardan gerçekten sivil memur olarak giren yirmi yıl da geçse, yirmi beş yıl da geçse yine sivil memur olarak emekli oluyor. Dolayısıyla "Bu sivil memurlar arasında nasıl bir hiyerarşiyle bir terfi sistemi getirebiliriz?" diye arkadaşlarla bir çalışma yapılmasının uygun olacağını söyledim.

Yine, sivil memurlar misafirhanesi var. Sivil memurların misafirhanesinin idaresinde de, yönetiminde de şu anda olduğu gibi bir komutanlık var, askerî personel. Onun da tekrar sivil memurlar tarafından yönetilmesinin daha uygun olacağını kendileri de ifade etti, biz de bunları uygun gördük. İnşallah, hep onu söylüyoruz, bugünümüzden daha iyi yaptığımız düzenlemelerle. İnşallah, hiç şüpheniz olmasın ki gerek sivil memurlar gerek astsubaylarımız? İşte gördünüz, bugün hem sözleşmeli erbaşların hem uzman jandarmanın hem de sözleşmeli subayların haklarını mümkün olduğu kadarıyla daha iyileştirmek için çalışıyoruz.

Bir başka, Sayın Akçay söylemişti: "Türklükle ne probleminiz var?" Bizim hiçbir problemimiz yok.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Var, çok probleminiz var, Başbakanın var, yöneticilerinizin var, hepinizin var.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bakın, güzel kardeşim aradaki tek fark şu: İstiyorsunuz ki herkesi Türk yapalım zorla. Ya, bu bir hisse, duyguysa "Ben Türk değilim." diyenin de duygusuna, düşüncesine saygı duymak lazım. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sizin daha Türk'ün tanımından, millet tanımından haberiniz yok. Irk nedir, millî kimlik nedir, bunları bilmiyorsunuz, siz cahilsiniz.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bak, çok ayıp bir şey, çok ayıp bir şey. Kem söz sahibine yakışır, kem söz sahibine yakışır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz ne söylediğimizin farkındayız. Hiç kimseyi zorla Türk yapmak gibi bir niyetimiz de yok.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Peki, milletin adı ne, bu milletin adı ne Sayın Bakan?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bu milletin adı ortak yaşama iradesi olanlar, geçmiş tarihinde beraber yaşamış, iyi günde kötü günde bir arada olanlar ve ortak yaşama iradesiyle önümüzdeki bin yılda da beraber yaşamak içindeyiz diyenler Türk milleti?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Adı ne, adı?

OKTAY VURAL (İzmir) - Adı ne, adı?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Adı ne, adı? Adını bile söyleyemiyorsun bu milletin be!

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Adını da söylüyoruz, hiç mesele yok. Senin gibi ona "Türk milleti" diyoruz, biraz önce burada söyledi, biz ne olduğunu biliriz. Adı Türk milletidir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Tamam o zaman.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Niye bu kadar ezilip büzülüyorsunuz, ıkınıp sıkınıyorsunuz? Dosdoğru söyleyin.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Aramızdaki fark şudur: Siz herkesi Türk yapmak için zorluyorsunuz, herkesi âdeta ırkçı bir yaklaşımla ele alıyorsunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Ne zorlaması ya?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Türk milleti ırka dayanmaz, Türk milleti ortak değerlere dayanır. Bu değerleri kabul eden de bu ülkenin vatandaşıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakın, Türkiye Cumhuriyeti'ne?

OKTAY VURAL (İzmir) - Türk Silahlı Kuvvetleri de Türk milletine zorlama mı? "Türk Silahlı Kuvvetleri" diyoruz. Bu nasıl zihniyet ya, bu nasıl bir zihniyet?

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Tek millet değil, kabul edeceksiniz, zorla da olsa kabul edeceksiniz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Biz asla kabul etmeyeceğiz.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Görürsünüz nasıl kabul ediyorsunuz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Asla kabul etmiyoruz.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - ?vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür. Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür diyorum.

Hepinizi, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Teşekkür ediyorum.