| Konu: | SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 139 |
| Tarih: | 13.07.2013 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. 36'ncı madde üzerinde verdiğimiz önerge üzerinde söz almış buluyorum.
Şimdi, dün, burada, Sayın Bakan "Siz, herkesi Türk yapmak istiyorsunuz, böyle bir zorlama içerisine giriyorsunuz; bizim ise vicdanımız çok geniş, bu toplumdaki herkesi kapsayan bir şekilde olaylara bakıyoruz." şeklinde bir açıklama yaptı.
Tabii, bu "Türk" kavramı sosyolojik bir kavram. Bu kavramları bilebilmek veya bu kavramlar üzerinde konuşabilmek için sosyoloji bilime hâkim olmak gerekiyor, önce onun altını bir çizmek gerekiyor.
"Türk" kavramı bir defa etnik bir kavram değil. Üstüne üstlük, bu topluluklar da kahir ekseriyet Müslüman bir topluluk, Müslüman bir toplulukta da ırkçılık ve kavmiyetçilik geçerli bir akçe değildir. Artı, Türk milleti, tarih boyunca, sanılanın da çok ötesinde tarihte bir rol almış, çok çeşitli milletlerden meydana gelen imparatorluk kurmuş ve bunları da yönetmiştir. Böyle bir imparatorluk bakiyesi olan bir milletin çocuklarının herhangi bir boy, herhangi bir bey veya herhangi bir ırk temeline oturan bir politikayı devreye sokması mümkün değildir. Zaten, böyle bir politika uygulanmış olsaydı, bugün bu içinde bulunduğumuz Meclis de olmazdı, başka başka, daha çeşitli yapılar meydana gelirdi.
Dolayısıyla, bu memlekette etnisite üzerinden, mezhep üzerinden, bölge üzerinden, cinsiyet üzerinden, meşrep üzerinden yapılan her türlü değerlendirmeler batıldır ve bu değerlendirmeler üzerine siyaset yapmak bu memlekete yapılabilecek en büyük kötülüktür, önce bunun bilinmesi lazım.
Ve "Türk milleti" kavramı, kavrayıcı ve kapsayıcı bir kavram olup bu milletin tamamını içine alan bir kavramdır. Onun için, biz, etnik etnik, mezhep mezhep, dil dil, bölge bölge bölünmeye ve ayrıştırmaya şiddetli bir biçimde karşı koyan ve karşı çıkan bir irade, bir siyasal organizasyonun temsilcileriyiz.
Dünyanın her yerinde, Fransız "Fransızım." der, İngiliz "İngilizim." der, Alman "Almanım." der, Amerika'da yaşayan "Amerikalıyım." der. Amerika'dakilerin tamamı acaba aynı ırktan mı geliyor, acaba aynı mezhepten mi geliyor, acaba aynı bölgeden mi geliyor? Hayır, değil; çok çeşitli mezhepler, çok çeşitli meşrepler var, çok çeşitli milletler var ama o milletler kendisini Amerika, Hollanda, İngiliz, Fransız çerçevesi içerisinde tarif edebiliyor. Bunların görüş ve düşüncelerinin aynısı da -hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki- anayasalarında mevcuttur. Ve Fransız Anayasası'nda "Fransız", Alman Anayasası'nda "Elen", İspanyol Anayasası'nda "İspanyol" kavramları vardır, kimse de bundan efkârlanmıyor, kimse de çıkıp bunları biz ayıklayalım demiyor.
Ama David Phillips diyor, David Phillips dediği için de Türkiye'de de maalesef, "Türk milletini Anayasa'dan çıkarırsak bizim dışımızdakileri de memnun ederiz, böylece sorunu çözeriz." gibi bir basit mantığı insanlar devreye sokuyor. Bunu şiddetli bir şekilde reddediyoruz. Türk milleti büyük bir millettir. Bu milletin tarihi vardır, bu milletin hâli vardır, bu milletin geleceği vardır ve bu milletin de savunucuları vardır. Hiç kimse bunu gözden ırak tutmasın.
Efendim, barış gelecek, kardeşlik gelecek de birileri bu barış ve kardeşliği istemiyor. Kim barışı ve kardeşliği istiyor? Barışı katledenler istiyor. Barışı ve kardeşliği kim istiyor? Öldürenler istiyor. Barışı ve çözümü -tabir yerindeyse- kim savunuyor sözüm ona? Eline silah almış yol kesen, mayın döşeyen, insanları paramparça ederek havaya uçuran insanlar istiyor, karakollara saldıranlar, onların arkasındakiler istiyor. Kim istemiyormuş? İşte, bizler istemiyormuşuz. Biz barışı istemiyormuşuz, biz çözümü istemiyormuşuz. Sizin barış marış istediğiniz yok, siz başka bir şey istiyorsunuz. Siz, barış istiyorsanız öldürmeyin. Siz, barış istiyorsanız yollara mayın kurmayın. Siz, barış istiyorsanız ellerinize silah almayın, elinizdeki silahları ellerinizden indirin ya da onları desteklemeyin. Hırsız yeğin olunca ev sahibini bastırırmış. Dolayısıyla da çok açık bir biçimde söylüyorum: Terör örgütünün yanında yer alanların tamamına yakını ya katildir ya da katillere yardım etmektedir; ya annelerin gözyaşını akıtandır ya da annelerin gözyaşını akıtanlara yardım edendir. Bunlardan öğrenecek hiçbir şeyimiz yok. Bunların konuşacak hiçbir şeyleri yok. Bunlar, önce gitsinler, oradaki o terörü bir defa bitirsinler, o silahları indirsinler, insan öldürmekten vazgeçsinler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Ondan sonra çıksınlar konuşsunlar.
Sayın Bakan, o zaman, sözüm burada bittiği için bunları size vereceğim ve bunun açıklamasını sizden bekliyorum, bunun ne anlama geldiğini. Burada, PKK terör örgütünün? Çözüm süreci bu mudur? Bunları size vereceğim, bunların cevaplarını da sizden bekleyeceğiz. (MHP sıralarından alkışlar)