GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:139
Tarih:13.07.2013

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz önceki konuşmamda bu kanuna iki önemli itirazımız olduğunu söyleyip birinci itirazımızı sizlerle paylaşmıştık; şimdi de kıymetli arkadaşlar, ikinci itirazımı da sizlerle yine paylaşmak istiyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu  35'inci maddesinde yaptığınız değişiklikle Türk Silahlı Kuvvetlerini en önemli iç tehdit olan PKK terör örgütü önünden çekiyorsunuz ve Türk Silahlı Kuvvetlerini sadece dış tehdit ile sınırlandırıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, PKK bölgeden çekilmiyor, "Çekiliyorum." diyor; evet, bir kenara çekilmiş, ikinci aşamada, aynen bugün yaptığınız gibi atacağınız adımları bekliyor ama siz bu değişikliği yaparak fiilen bölgede askeri sahadan çekiyorsunuz.

Bir önceki konuşmamda Bakanın sözüne, Sayın Bakanın sözüne ­sanıyorum yine kendisi yok burada- atıfta bulunarak cevaplar vermiştim. Demişti ki Sayın Bakan: "İstiyorsunuz ki herkesi Türk yapalım zorla." Bu sözden sonra, hemen sonra arkadaşlar, bir milletvekili çıktı, dedi ki: "O yüzden mi -Türk milletini kastediyor- Zilan katliamını yapmıştır? O yüzden mi Dersim katliamını yapmıştır? O yüzden mi Amed katliamını yapmıştır?" Sonra, yine konuşmasında devam ediyor "Askerlik görevinde bile, terörist kabul edilip intihar süsü verilerek öldürülecekler." Bölgede askerlik yapan Kürt kardeşlerimizi kastediyor. "İntihar etti, yılan soktu, zehirlendi, duvardan düştü, eğitim zayiatı diye kaç insan yaşamını yitirdi?"

Değerli arkadaşlar, benzetmemi tekrar etmek istiyorum: Âşık İsmet Yılmaz, ozan İsmet Yılmaz yol verince arkasından hepimize bu tür hakaretler, bu tür galiz sözler peş peşe geliyor.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ya ne alakası var? Kim kime yol veriyor? Bu tarihî katliamlar tarihin gerçekliğidir, aynen söylüyoruz bu kürsüden. Bunun için kimseden de müsaade almayız.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, açtığınız yoldan, açtığınız yoldan gidenlerin temsil ettiğiniz kuruma -Sayın İsmet Yılmaz için söylüyorum- fiilen katil, fiilen hukuk dışı işler yapan çete benzetmesini yaptığımın farkında mısınız? O zaman, siz, bu askerin başında, bu askeri temsil etmekle çetebaşı mısınız? Yani bu sözlerin, yüreğinde, kalbinde birazcık Türk sevgisi bulunan, Türklük sevgisi bulunan herkesi rahatsız etmesi lazım. Bu sözden biz, sadece biz niye alınıyoruz; niye sizler alınganlık göstermiyorsunuz kıymetli arkadaşlar? Yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefini, onurunu, haysiyetini korumak sadece Milliyetçi Hareket Partisinin işi mi? Yani, Millî Savunma Bakanı, Türk Silahlı Kuvvetlerini temsilen Millî Savunma Bakanı böyle bir yol açarsa arkasında gelen bu hakaretlerin müsebbibi olmaz mı?

Değerli arkadaşlar, kısa süre içerisinde defalarca kürsüden ifade ettiğim sivil memurları yine huzurlarınıza getirmek, gündeminize getirmek istiyorum. Bu arkadaşlarımız 55 bin kişi, aileleriyle birlikte yaklaşık 250 bin kişi. Adları sivil memur, özlük hakları sivil memur özlük hakları ama yargılanmaları askerî yargıda. Yani, Anayasa'nın 145'inci maddesi "Yapamazsınız." diyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi "Yapamazsınız." diyor. Efendim, Anayasa Mahkemesi kararı var, 20 Eylül 2012'de verdiği, o da "Yapamazsınız." diyor. İçeride, dışarıda herkes bu mağduriyeti dillendiriyor, Millî  Savunma Bakanlığı sadece bakıyor. Belki de görüyor, bir şey yapamıyor.

İşte, değerli arkadaşlar, iktidar olmakla muktedir olmak arasındaki fark bu. Aynı zihniyet, başını kuma gömmüş, 35'inci maddeyi değiştirip darbeciliğin önüne geçeceğini sanıyor. İleri sürülen darbe gerekçelerine bakarsanız Sayın Bakan, bir tanesi Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesi ise diğeri de sivillerin yeteneksizliği ve beceriksizliği; darbeyi yapan cunta hep bunu söylüyor.

500 kere söyledik, sivil memur kardeşlerimizin içinde bulunduğu bu sıkıntıyı çözün, özlük haklarını artık verin, fiilî hizmet hakkından, fazla mesai ücret hakkından, eşit işe eşit ücret hakkından, adil lojman ve sosyal tesis hakkından, insan onuruna yakışır servis ve çalışma ortamı hakkından istifade ettirin, kadro tahsisi yapılarak eğitimlerine uygun bir emeklilik statüsünü tanıyın, görevde yükselme şansı verin, örgütlenme özgürlüğünü bekliyorlar, bunu tanıyın.

PKK'nın taleplerini barış adımları gibi göstermekten daha tehlikeli değil sanırım kıymetli arkadaşlar bu talepler. Bu taleplerin hepsi kanun meselesi de değil, öyle olsa bu değişikliğe hazır bir MHP var. Bu değişiklikler, Bakanın Bakanlık içerisinde düzenleme işlemleriyle yapacağı değişikler. Bunu bile yapmaktan âciz ise Sayın Bakan, hakikaten neyi dillendiriyoruz, onlar adına neyi haykırıyoruz bu kürsüden?

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)