GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:139
Tarih:13.07.2013

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 479 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 27'nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bir kanunun sonuna yaklaşmak üzereyiz. Özellikle bu 479 sıra sayılı kanunun,  neden palas pandıras, acele Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirilmiş olduğunu biraz önceki konuşmalardan, görüşmelerden anlamış bulunuyoruz yani burada verilen sözler veyahut da bazı taahhütler olduğu da bir gerçek.

Saygıdeğer milletvekilleri, Anadolu coğrafyası, dünyanın en güzel ve farklı bir coğrafyasıdır. Bu coğrafya, yüce Türk milletine vatan olarak verilirken burada birçok insan şehit olmuş, kan dökmüş, birçok insan gazi olmuş ve bu güzel coğrafya da yüce Türk milletine vatan olarak bırakılmıştır. Tabii, bu coğrafyada yaşamak, bu coğrafyada bulunmak, bu coğrafyanın nimetlerinden faydalanmanın da çok büyük zorlukları vardır, çok büyük bedelleri vardır. Bu bedeller, özellikle 1453, Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri'nin İstanbul'u fethetmesinden sonra daha bariz bir şekilde ortaya çıkmaya başlamıştır yani Anadolu coğrafyası yüce Türk milletine fazla görülmeye başlanmış ve yüce Türk milleti bu coğrafyadan atılmaya da çalışılmıştır. Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında bu ayyuka çıkmış ama onun karşısında Yüce Atatürk, bir avuç arkadaşıyla beraber yüce Türk milletinin değerlerine sahip çıkarak ve birlik ve beraberlik ruhu içerisinde de bu güzel coğrafyayı tekrar "Türkiye Cumhuriyeti" adı altında yüce Türk milletine vatan olarak bırakmıştır.

Tabii, saygıdeğer milletvekilleri, bırakmıştır ama ne olmuştur? O zamandan beri de bu ülke üzerinde her türlü oyun da tezgâhlanarak artmaya devam etmektedir. Bakınız, şu andaki PKK hadiselerinin en önemli özelliği de burasıdır, yani yüce Türk devletini bölmek ve parçalamak isteyenler PKK terör örgütü gibi bölücü bir terör örgütünü bu milletin başına musallat etmişlerdir. İşte bu aşamada Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti devleti çok güçlü olmalıdır.

Tabii, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili çok şey söylenebilir, geçmişte bazı hatalar ortaya konmuş olabilir, o hataları savunmak mümkün değildir ancak şurası bir gerçektir ki, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türk Silahlı Kuvvetleri, ekonomisi, kültürel yapısı, siyasal dokusu mutlaka çok güçlü olmalıdır. Bunları parçalamış olduğunuz zaman, bunları yok etmiş olduğunuz zaman, o zaman devlet diye bir şey kalmaz değerli milletvekilleri. İşte bu aşamada özellikle şunu söylemek istiyorum ki: Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili her türlü yıpratmanın dışında olmak mecburiyetindeyiz. Bakınız, "Türkiye Cumhuriyeti devleti yok edilmeye çalışılıyor, Türkiye Cumhuriyeti devleti parçalanmaya çalışılıyor." diyoruz.

Şurası gerçektir ki: PKK terör örgütü Kürtlerin temsilcisi değildir değerli arkadaşlarım. O bölgelere bizler de gidiyoruz. Bakınız, bundan on beş-yirmi gün önce oraya, yani Doğu Anadolu Bölgesi'ne birçok milletvekili arkadaşlarımızla beraber ben de gittim. Özellikle, benim gittiğim yer de Muş iliydi. Muş iline gitmiş olduğumuz zaman Muş ilinde, oradaki insanların hepsiyle bire bir sohbet ettik, onlarla beraber olduk, onların birçok problemlerini dinledik.

Değerli milletvekilleri, Muş halkı PKK hadiselerinden çok büyük oranda rahatsızdır. Bakınız, 13 Haziranda Muş'ta Kozma Dağı'nda Şenyayla şenlikleri yapıldı. Bu Şenyayla şenliklerine bir avuç, işte oradaki yaklaşık olarak 150-200 civarında PKK sempatizanı o şenliklere katıldılar. PKK terör örgütü militanları ellerinde silahlarla, bellerinde el bombalarıyla o şenliklere katıldılar ve kahraman edasıyla katılma durumuyla karşı karşıya kalındı. Yani orada neredeyse Türk Silahlı Kuvvetlerini yenmişler, o kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizi yenmişler de oradaki o şenliklere ellerinde silahlarla katılıyorlar. Hani "Silahlar bırakıldı, gidiyor." deniyor ya? Hatta, oradaki insanlarla görüştüğümüz zaman o vatandaşlar diyorlar ki: "Buradan PKK terör örgütüne katılımlarda son zamanlarda gençler bazında bazı noktalarda artış var."

Değerli arkadaşlar, mademki barış süreci yaşıyoruz, PKK terör örgütüne neden katılımlar oluyor veyahut da neden oraya silahlı örgüt militanları silahlarıyla beraber geliyorlar? Bakınız, bugün, işte Sözcü gazetesinde o olayları anlatan çok önemli bir haber yayınlandı. Bu haberin mutlaka iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani, PKK'lılar ellerinde silahlarla, bellerinde de bombalarla geziyorlar ve yüce Türk devletine, yüce Türk milletine meydan okuyorlar. Bunun hesabı sorulmalıdır. Oralarda bunların hesabını sormayan kimler varsa, valisiyle, emniyetiyle her türlü görevli bugün hesap vermiyorsa yarın mutlaka hesap verecektir ama bunun esas sorumlusu da herhâlde Adalet ve Kalkınma Partisidir ve Hükûmettir diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)