GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI (1/751) (S. SAYISI: 452
Yasama Yılı:3
Birleşim:99
Tarih:02.05.2013

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 452 sıra sayılı Kanun'un 3'üncü maddesi ile ilgili verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu yasa görüşmeleri başlamadan -sabah- PTT çalışanları Bursa'dan Ankara'ya doğru yürüyüşe başladılar. Ankara'ya kadar yürüyerek geleceklerini ifade ediyorlar. Burada Sayın Bakan, yerine Savunma Bakanını oturtmuş ama işçilere karşı savunmasına falan gerek yok. Yani, yürüyerek gelecekleri için belki yedi sekiz günde anca Ankara'ya gelecekler. Tabii, yollarda, içinde bulundukları durumu, dertlerini anlata anlata gelecekler. Onların, ana başlıklarıyla, iki talepleri var.

Birincisi: Bu kurumun anonim şirkete dönüştürülmemesi. Yani sıkıntı olan, anlaşılan, PTT'nin AŞ yapılmasıyla özelleştirmenin altyapısı olduğuna inanılan bu AŞ'nin gerçekleşmemesini talep ediyor PTT çalışanları.

Bir de yıpranma paylarının bir an önce verilmesini talep ediyorlar. Ben Sayın Bakana arada görüşmelerde de ifade ettim. Gerçekten, artık, 55 yaşından sonra zaten kurum çalışanlarına postacılık dahi yaptırmıyorlar. Postacılar, hepinizin bildiği gibi, günde onlarca kilometre yol yürüyerek ekmeklerini öyle kazanıyorlar. Baktığımız zaman, çalışanların içerisinde yıprananların herhâlde en başında gelir ama nedense, ne hikmetse bir türlü bu yıpranma payları posta çalışanlarına, postacılara verilmiyor.

Sayın Bakan açık yüreklilikle dedi ki: "Maliye Bakanını ikna edemedik." Sayın Bakan da burada, bilmiyorum eğer, gerçekten Maliye Bakanlığımız posta çalışanlarının, postacıların yıpranma payının verilmesine engel oluyorsa, ben, Sayın Maliye Bakanının bu kadar vicdansız olmadığını düşünüyorum. Yani, bunca çalışmalarının içerisinde bu yıpranan postacıların bu haklarının, hukuklarının verilmesi noktasında Maliye Bakanımızın da anlayış göstereceği kanaatindeyim.

Tabii, yine, bu çalışanlar, posta çalışanlarıyla ilgili sıkıntılı olunan konulardan bir tanesi de -Sayın Bakana soru olarak da soruldu ama verdiği cevabı, hep, yine, yuvarlak birtakım rakamlarla verdiği için çok da anlaşılmıyor- kefalet sandığıyla ilgili. Yapılan o ilave maddeyle birlikte, çalışanların tam 238 trilyon lirasına, kefalet sandığındaki paraya el kondu. Bu 238 trilyon liranın yaklaşık 18 trilyon lirası çalışanlara dağıtıldı. Kaldı ki TELEKOM'a geçenlere yani TELEKOM'da kalanlara tamamı, nemalarıyla birlikte TELEKOM tarafından ödenmiş olmasına rağmen, aynı kurum olan PTT, daha önce birlikte, aynı kurumda olan PTT, ne hikmetse, bu paraya el koydu ve bu paranın da, kalan 220 trilyonun da yüzde 30'unu Maliyeye devrettiler yani 66 trilyon liralık kısmına da Maliye el koymuş oldu. Dolayısıyla Sayın Maliye Bakanı da? Bu 66 trilyon lira, bu postacıların yıpranma payını, nemalarını vesairelerini hesaplarsak herhâlde birebir karşılar gibi geliyor yani ilave bir himmete de gerek olmaz diye düşünüyorum. Bir de bu geri kalan parayla ilgili de, Sayın Bakan onu da ifade etti, dedi ki: "Geri kalanla PTT'de birtakım yenilikler yapıldı." Hakikaten doğru. Çalışanların parasıyla, PTT'de, işte, ne bileyim motosikletler alındı vesaire birtakım harcamalar yapıldı yani bu çalışanların trilyonları PTT'nin sermayesinin içerisine girdi. Ben buradan şimdi bir teklifte daha bulunuyorum: Madem PTT çalışanlarının kefalet sandığındaki paralarını PTT aldı, PTT değerlendirdi; o sermaye girdiyse, şuraya bir madde de koyalım da hiç olmazsa o verdikleri para nispetinde, çalışanlar yani o parayı verenler PTT'ye ortak olsunlar yani bu para sonuçta onların hakkıydı. Ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvurmuş bu çalışanlarımız haklarını almak için -aslında çok yazıktır- inşallah bunu da geri alırlar.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)