| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 06.07.2013 |
HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 478 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 57'nci maddesi hakkında konuşma yapmak üzere partim adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın 1 ve daha fazla işçi çalıştıran her işletmeye iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi çalıştırma yükümlülüğü getiren yürürlük maddeleri uygulamada yaşanan sorunların giderilmesi gerekçesiyle ertelenmek istenmektedir. Esas olarak 30 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olması gereken bu düzenlemenin bir yıl sonraya ertelenmesi düşüncesi, AKP'nin emekçiye bakış açısını yansıtmaktadır.
Maddenin görüşmeleri sırasında Plan ve Bütçe Komisyonunda vurguladığımız gibi, bu erteleme, iş güvenliğini bir süre daha rafa kaldıracak, o süre içerisinde Türkiye alnının teriyle çalışan işçi ve emekçilerini iş kazalarında kaybetmeye devam edecektir.
Bakın, daha geçen gün Muğla Milas'ta 7 emekçi metan gazından zehirlenerek yaşamını yitirdi. Hatırlayın, 2010 yılında Zonguldak'ta 28 işçi günlerce göçük altında eziyet çekerek can verdi. Başbakana göre bu mesleğin kaderinde vardı, dönemin Çalışma Bakanına göre "Güzel öldüler." Cesetler karıştı, mezarlar yeniden açıldı, tekrar gömüldüler. Böyle kelle koltukta bir çalışma yaşamı bu millete reva mıdır? İş güvenliği bu acı olayları önlemek demektir.
Arkadaşlar, sağlıklı bir ortamda yaşama ve çalışma hakkı en temel insan haklarındandır. Düzenleme, bir an önce hayata geçirilmelidir. Aksi hâlde, telafisi imkânsız zararlar doğurmaya devam edecektir. Evet, düzenleme, bir an önce hayata geçirilmelidir ancak Çalışma Bakanlığınca 29 Mart 2013 tarihinde yayımlanan İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği'nde ciddi eksiklikler vardır. Örneğin, yanında sadece bir kalfa çalıştıran kuaförün iş yeri, herhâlde, ustura ve makas kullanması nedeniyle tehlikeli olarak sınıflandırılmışken, atış poligonu faaliyetleri ve havai fişek ve ses, ışık gösterisi faaliyetleri de aynı biçimde tehlikeli olarak sınıflandırılmıştır.
Sayın milletvekilleri, bir berberin faaliyetlerindeki tehlikeyle atış poligonunda silah kullanırken ortaya çıkabilecek tehlike bir ve aynı mıdır? Ekonomik güçleri benzer midir? Bu eksiklerin yer aldığı tebliğ bir an önce düzeltilmeli, iş kollarının tehlike sınıflandırması tekrar gözden geçirilmeli ve zaman yitirmeksizin de yürürlüğe sokulmalıdır.
"Zaman yitirmeksizin" diyoruz ama bakın, 24 Haziran günü 18'inci Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Toplantısı'nda İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü yaptığı sunumda, hâlihazırda görüşmekte olduğumuz düzenlemenin bir yıl ertelendiğini ve 50'den az çalışanı olan, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri için kanunun yürürlük tarihinin Temmuz 2014 olduğunu vurgulamıştır, yani çok daha önceden.
Şimdi, bu kürsüden soruyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisinde söz konusu olan yasa teklifinin görüşmeleri henüz tamamlanmamış, yasa çıkmamış, Cumhurbaşkanlığınca onaylanmamıştır, Resmî Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe girmemiştir. Yasalaşma süreci sona ermemiş, böylesine önemli bir düzenlemeyle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisinin nasıl irade göstereceği İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü tarafından önceden nasıl bilinmektedir?
İki: Türkiye Büyük Millet Meclisi, gelen bu tekliflerin tasdik makamı mıdır? Bürokrasi Türkiye Büyük Millet Meclisinin üstünde yetkilere mi sahiptir sizin döneminizde?
Bir yıl öncesinden, söz konusu 6331 sayılı Yasa yürürlüğe girerken uygulamada ciddi sorunların doğacağı bilinmemekte midir? Bu yasanın uygulanmasından doğacak sorunlar öngörülmemiş midir? Bu, uygulamada görülen sıkıntılarla ilgili araştırma ya da soruşturma yapılmış mıdır?
Yasayı çıkarıp uygulamamak bir yönetim zafiyeti değil midir? Devleti nasıl çalıştırıyorsunuz? Böyle bir devlet nasıl yönetilir, sizin yaptığınız gibi yönetilir mi? Bu çalışma genel müdürleri mi yönetecekler devleti, yoksa Büyük Millet Meclisi mi yönetecektir?
RECEP ÖZEL (Isparta) - AK PARTİ Hükûmeti yönetecek.
HALUK AHMET GÜMÜŞ (Devamla) - Belgeler burada arkadaşım. Bak, adam burada söylemiş. Büyük Millet Meclisinden bu yasa çıkmadan önce adam burada söylemiş. O hâlde bunu Sayın Bakan açıklamakla mükelleftir.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)