| Konu: | CHP GRUBUNUN, ÇORUM MİLLETVEKİLİ TUFAN KÖSE VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN EMNİYETİN, İDARENİN VE ADLİYENİN ŞÜPHELİ KAMU GÖREVLİLERİNE MÜSAMAHALI DAVRANIP DAVRANMADIĞI, DAVRANIYOR İSE BUNUN DAHA SONRA MEYDANA GELEBİLECEK BENZER OLAYLARA OLABİLECEK ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 10/7/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 10 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 136 |
| Tarih: | 10.07.2013 |
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Sevgili arkadaşlar, aranızdaki Kültür Bakanlığı yapmış insanlar, yöneticiler, size bir sanat grubunu küfür yerine kullanmanın çirkinliği konusunda hiçbir şey söylemiyorlar mı? "Artist martist" falan diye? Bu diller yakışıyor mu size? Bak, ben olanı biteni anlatıyorum. Yalansa, içinde yanlış varsa gelin deyin ki: "Şurada yalan söylüyorsun." İşte, halkın kürsüsündeyiz. Yeni türkü Başbakanı yedirmek, yedirmemek üzerine inşa edildi. Bunun için, kusura bakmayın, kendi içinize bakın. Son Meclis Başkanlığı seçiminde kendi partinizin Başbakanın iradesine karşı direnen milletvekili sayısını hesaplayın, bizim grubumuzdan fazla sayısal olarak.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - O kadar da küçük görmeyin!
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) - Haydi oradan be!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Onun için, Başbakanı yeme, yememe meselesinde, müesses nizam ve kendi partinize bakacaksınız. Allah'ın bildiğini kuldan saklamaya gerek yok. Riya, fitne, dedikodu kol geziyor. Başka bir yerde söyleyemiyoruz, burada söyleyelim.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, uyarın lütfen! Böyle bir şey olmaz!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Böyle olur çünkü bununla Gezi'yi, bununla Gezi'nin anlamını, gerçek anlamını gölgeliyorsunuz. Bizim, seçilmiş bütün hükûmetlerin hükûmet etme hakkını savunmakla geçmiş ömrümüz. Bu Hükûmete de seçim dışı bir yönelim olduğunda, karşısında ilk bizi bulacaklardır. Sizin de bu konuda sabıkanız çok temiz değil yani çok merak edenle uzun uzun konuşuruz.
Şimdi, bizim tarihimiz cuntalara direnme tarihidir, bu konuda bedel ödeme tarihidir, onun için, Gezi'nin anlamını gölgelemeyin lütfen. Gezi'nin anlamı şu: İlk üç günden sonra, AK PARTİ "Bunu yeni dönemin seçim mezesi yapabilir miyim?" dedi. Olan biten bundan ibarettir.
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Başka bir şey olmadı mı?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Başka çok şey oldu Sayın Vekil. Neler oldu biliyor musunuz?
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Biliyoruz.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - 8.900 kişi resmî olarak polisin şiddetiyle hastaneye gitti, 8.900 kişi.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Başbakanlık ofisinin önüne geldiler. Bunları da söyleyin. Bunları niye söylemiyorsun? Bu kadar naif değil.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Başbakan ödül verdi orada şiddet uygulayanlara!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - 12 kişi, orada?
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Söyleyin lütfen bunları, söylemiyorsunuz.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Onu da söylüyoruz?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Biz söylüyoruz yine?
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Başka bir şey olmadı mı?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Şimdi, eğer konuşmama izin verirseniz onu da söyleyeceğim.
Bu Gezi Parkı'nın bir tek çirkin yanı vardır: O da küfürlerdir, onu da elimize boyayı aldık, biz sildik, biz öncülük ettik. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Onun için, olanlar şunlar: Bir yerden sonra siz, eğer şunu söyleseydiniz, bunu sormaya hakkınız olurdu. Orada 300 kişiyle ben basın açıklaması yaparken -bu Meclisin bir üyesiyim- sırtımdan gaz bombasıyla, gaz kapsülüyle vurulduğum zaman, biriniz buradan çıkıp kendi bakanınıza, kendi yönetiminize "Yahu, bu ne iştir?" Üstelik oturarak, ayakta bir kimse de yok "Burada bir demokratik hak kullanan ve ağacın önüne duran bir insan var..". Ağzınızı açtığınızda "İlk üç gün masumdu." diyordunuz, üç günün içinde de ben vardım, masum olarak da zalimane bir şekilde vuruldum. Hanginiz kalkıp dediniz ki "Ayıp değil mi?" Ondan sonra kalkacaksınız "Niye bu işler böyle oldu?" Siz, o hakkı, o üçüncü günün akşamına kadar ağzınıza çektiğiniz fermuarla kaybettiniz. Eğer o gün sormuş olsaydınız, o gün soran insanlarla da?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - ?bu süreci madem paylaşmaya devam ediyoruz, bunların içinde sizin arkadaşlarınız var, Gezi'ye gelenlerin içinde vallahi, billahi, şerefim namusum üzerine sizin çocuklarınız da var.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Önder.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Biraz şu iftirayı bir kenara bırakın, neler olup bittiğini anlamaya çalışın. Anlamaya çalışırsanız belki çare bulursunuz. (BDP sıralarından alkışlar)
İSMAİL AYDIN (Bursa) - Mesele Gezi meselesi değil Sırrı, anlamadın mı?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Anladım. Ben seni tanımıyorum. Ne o öyle, asker arkadaşı gibi "Sırrı" falan!