GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TUTUKLU MİLLETVEKİLİ ENGİN ALAN'IN DURUMUNA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:7
Tarih:22.10.2013

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 11'inci maddesi aynen şunu söyler: "Hiç kimse savunma hakkı tanınmadan yargılanamaz, yargılanmadan mahkûm edilemez."

Şimdi, mahkûm ile tutuklu arasında çok büyük bir fark vardır, hepiniz bilirsiniz. Tutuklu bir insan henüz mahkûm olmamıştır ve suçlu addedilemez; suçlu addettiğiniz takdirde insan haklarına aykırı davranış içerisinde bulunursunuz, hukuku da ayaklar altına alırsınız.

Tutuklu bir kişinin milletvekili seçilmesi hâlinde sanki mahkûm olmuş gibi bir uygulamaya tabi tutulması sizce doğru mudur? Tabii ki doğru değildir. Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisine bu kişi girer ve mahkeme onu sonunda suçlu bulursa yapılacak şey şudur: Milletvekilliği sıfatı sona erdikten sonra o mahkûmiyetini çeker. Şimdi bana söyleyin: Bu Meclis içerisinde kaç kişinin dosyası vardır ve bu dosyalar hangi sebeple mahkemede işleme tabi tutulmamaktadır ve kaç tanesinin mahkûm olacağını biliyor musunuz?

Dolayısıyla, bakın, burada bir yanlış yapılıyor. Bu yanlışın devam ettirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmamaktadır ama diğer taraftan "Askerî vesayeti sona erdireceğim." derken sivil vesayeti ortaya koyarsanız, nasıl askerî vesayet altında olan bir ülke doğru bir işlev içerisinde değilse sivil vesayet altında olan da aynı pozisyondadır. Dolayısıyla, mahkemelere müdahale etmek, savcıları gözaltına almak veya onları görev dışı addetmek, tabii ki hukukun ayaklar altına alınması demektir. Dolayısıyla, Engin Alan Paşa'nın tutukluluk hâlinde milletvekili olduğu göz önüne alınacak olursa bugünkü durumunun Türkiye Büyük Millet Meclisine de yakışmadığı gözler önündedir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)