| Konu: | BDP GRUBUNUN, ŞANLIURFA MİLLETVEKİLİ İBRAHİM BİNİCİ VE ARKADAŞLARININ SURİYE KRİZİ VE SIĞINMACILAR NEDENİYLE ŞANLIURFA'DA YAŞANMAKTA OLAN EKONOMİK VE SOSYAL GÜVENLİK SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 1/10/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 30 EKİM 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 30.10.2013 |
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun verdiği öneri üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Suriye'de 2011 yılı Mart ayından bu yana yaşanmakta olan iç savaş, başta Türkiye olmak üzere, tüm Orta Doğu bölgesini sosyal, siyasal, ekonomik ve en önemlisi de güvenlik boyutlarıyla etkilemeye devam etmektedir. Hükûmet, izlediği politikaların bir sonucu olarak aslında, Suriye halklarının, direkt olarak kendileriyle ilgili olmayan bu kirli ve yakıcı savaşın müdahili hâline gelmiştir. Girdiği kirli ilişkilerle bir yandan bu yangına benzin dökmeye devam eden Hükûmet, diğer yandan ise "Yangın var!" diye bağırmakta ve ortalığı velveleye vermektedir. Girdiği karanlık ilişkileri, bu ilişkilere sağladığı türlü desteklerle her geçen gün büyümesine katkı verdiği bu krizin giderek derinleşmesine katkı veren Hükûmet, ortaya çıkan bedelleri de Türkiye ve Suriye halklarına ödetmektedir.
Değerli milletvekilleri, ateş en başta düştüğü yeri yakmaktadır. Suriye'de yaşanmakta olan bu savaş nedeniyle Suriye içerisinde yaklaşık 5 milyon kişi evini terk etmek zorunda kalmıştır. Bu savaş nedeniyle yarıdan fazlası çocuk yaşta olmak üzere 2 milyonu aşkın kişi, aralarında Türkiye'nin de olduğu başka ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır. AFAD ve Dışişleri Bakanlığı açıklamaları ışığında, Türkiye'ye sığınan mülteci sayısının 500 bini aştığı ifade edilmektedir. Aslında, kimi kaynaklarda bu sayının çok daha fazla olduğu ifade edilmektedir. Türkiye'ye gelen sığınmacıların 200 bini kamplarda kalırken, geri kalan sığınmacıların nerede ve nasıl kaldığı sadece yapılan tahminlere dayanmaktadır.
Biliyorsunuz, son dönemde "utanç duvarı" diye adlandırdığımız, dünyada örnekleriyle mahkûm edilen bu duvarlar en son Rojava'yla Türkiye arasında örülmektedir. Sayın Başbakan bahsetmişti, Gazze'dekini "utanç duvarı" diye adlandırmıştı. Peki, soruyorum Sayın Başbakana: Bu ördüğünüz duvar neyin nesidir? Bu ördüğünüz duvar, utanç duvarının ta kendisidir.
Dış politikada iflas eden AKP Hükûmeti, gerçekten, umudunu El Kaide ve El Nusra çetelerine bağlamıştır. El Kaide ve El Nusra çeteleri... Başta, biliyorsunuz, en büyük örneği Reyhanlı'da yaşanmıştı. Saldırıyı açık ve net üstlenen El Kaide çetelerine karşı bugüne kadar susan AKP Hükûmeti, Urfa'da örneği yaşanan haftada 2-3 kişinin ölümüyle sonuçlanan ve bugüne kadar Akçakale ve Ceylânpınar'da toplam 10 kişinin ölümüne neden olan bu saldırılar, bugün gerçekten yapılıyorsa bu konuda çıkıp şapkalarını önlerine koymaları gerekmektedir.
El Nusra ve El Kaide çeteleri tarafından öldürülen Kürt genci İdris Akgül, Esad güçleri tarafından öldürülseydi bugün bu Parlamentoda kıyameti koparıyor olacaktınız ama nedense, öldüren El Kaideciler, ölen de bir Kürt genci olunca suspus oluyorsunuz. İşte, gerçekliğiniz burada açığa çıkıyor, gerçek politikanız burada açığa çıkıyor.
Şunu açık ve net söylüyoruz: Orta Doğu yeniden şekillenecektir. Orta Doğu'da bir tarafımızda Rojava Kürtleri yaşayacaktır, diğer tarafta "Kürdistan" diye adlandırdığımız güney Kürtleri yani Barzani ve Talabani güçleriyle komşu olmak durumundasınız. Yine "Rojhılat" dediğimiz İran Kürdistanı'nda da Kürtlere komşu olmak durumundasınız. O zaman, oturup düşünmemiz lazım, Kürtlerle iyi diyalog kurmamız lazım. Kürtler hiçbir zaman farklı taleplerde bulunmamışlardır, sadece demokratik bir cumhuriyet inşasında direngenliklerini göstermişlerdir. Onun için, AKP Hükûmetini bir daha uyarmak durumundayız. AKP Hükûmetinin Kürtlere karşı özellikle dış politikalarını gözden geçirmesi şarttır, elzemdir. Artık nereden bakarsanız 3 tarafımızda komşu olan Kürtlerin, bu halkların özgür bir Orta Doğu'da yaşamak adına mücadele ettikleri gözden kaçırılmamalıdır. Evet, Kürt halkı, 4 parçada da özgürlük arayışlarını devam ettirecektir. Bunu ne AKP engelleyebilecektir ne diğer dış güçler engelleyebileceklerdir. Orta Doğu'da en büyük irade sahibi olan Kürt halkı ve Kürt halkının özgürlük arayışçıları devreye girmiştir. Bunu böyle bilmeliler.
Yine, bu konuda, Reyhanlı saldırısından sonra büyük kayıp Şanlıurfa'da olmuştur. Bu yönüyle bakıldığında, Reyhanlı saldırısından sonra en büyük kayıp Urfa'da; ölümlerin 5'i Şanlıurfa'nın Ceylânpınar ilçesinde, 5'i Akçakale'de meydana gelmiş. 2 Ekim 2012'de Akçakale'ye düşen top mermisi nedeniyle 3'ü çocuk 5 kişi, maalesef, hayatını kaybetti. Yine, geçtiğimiz temmuz ayında Ceylânpınar'da 17 yaşındaki Mahsum Ertuğrul'un göğsüne isabet eden mermi ölmesine neden olmuştur. 16 Temmuzda Ceylânpınar'da başından ağır yaralanan Mehmet Gündüz, bir haftalık yaşam savaşına yenik düşerek, maalesef, hayatını kaybetmiştir. Yine, 28 Temmuzda havan topu, sınırı aşarak tarladaki iftar sofrasında ezanı bekleyen 44 yaşındaki Şükrü Kahraman'ın ölümüne neden olmuştur. 4 Ağustosta Ceylânpınar'da bayram alışverişine giden 10 çocuk babası Ramazan Zeybel, 45 yaşında, kalbinden vurularak can vermiştir. Bildiğiniz üzere, El Kaide'nin kolu olarak nam yapmış olan El Nusra Cephesi'nin, AKP Hükûmetinin desteğiyle Kürtlere karşı açmış olduğu savaşın neticesinde daha iki gün önce de Ceylânpınar'da 1 kişi daha hayatını kaybetmiştir. El Nusra Cephesi'nin Ceylânpınar'a attığı havan topu mermisinin isabet ettiği düğün evi yas evine dönüşmüştür. 2 çocuk babası İdris Akgül hayatını kaybetmiş ve 1 kişi de yaralanmıştır. Yine, bu gece Ceylânpınar'a isabet eden 2 havan topu mermisi nedeniyle Ceylânpınar halkının diken üstünde olduğu basına yansıyan haberlerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM BİNİCİ (Devamla) - Bu konuda, başta Hükûmet olmak üzere araştırma önergemizin derhâl değerlendirilerek sonuca götürülmesini istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)