GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİR ÜNİVERSİTE ADI İLE BİR İLÇE ADININ DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:30.10.2013

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 492 sıra sayılı, bir üniversite adı ile bir ilçe adının değiştirilmesi hakkında kanun teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Üniversitelerin özerkliğini savunan, üniversiteleri ticarethane olarak görmeyen ve "Demokrasi paketi açıklıyorum." diyerek halkı kandırmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu teklif ne getiriyor? Bu teklif, "Nevşehir Üniversitesinin adı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olsun." diyor. Olmasın mı? Tabii ki olsun, elbette. Peki, acaba bu isim değişikliğini neden yapıyorsunuz? Gerekçenizde diyorsunuz ki: "Ülkemizdeki üniversitelerin bazılarının isimlerine kıymet verdiğimiz, halkın sevdiği insanların adını verdik. Bu nedenle, bu üniversitenin adı Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olsun." Ve yine doğruları söylemiyorsunuz. Hacı Bektaş Veli'yi sevdiğinizi söylüyorsunuz ama sevmiyorsunuz. Hacı Bektaş Veli'yi neden sevmediğinizi anlatayım...

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Nereden biliyorsun? Ben seviyorum, benim hemşehrim.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Hacı Bektaş Veli'yi neden sevmediğinizi ve ona neden yakışmadığınızı anlatayım: Eğer, Hacı Bektaş Veli'yi sevseydiniz değerli arkadaşlarım, onun felsefesini anlardınız ve yaşamınıza uygulardınız. En azından Hacı Bektaş Veli'nin felsefesini uygulayanlara da saygı duyardınız, siz uygulamasanız bile hiç olmazsa onu uygulayanlara saygı duyardınız. Onun "Eline, diline, beline sahip ol." anlayışını benimserdiniz. Elinize sahip olup yolsuzluklara bulaşmazdınız, dilinize sahip olup halka doğruları söylerdiniz.

Hacı Bektaş'ı sevseydiniz değerli arkadaşlarım, bugün cemevlerine hakaret etmezdiniz. Hacı Bektaş'ı sevseydiniz cemevlerini ibadethane olarak kabul ederdiniz. Hacı Bektaş Veli'yi sevseydiniz değerli arkadaşlarım, Alevi köylere inadına inadına cami yaptırma hevesinden vazgeçerdiniz. Hacı Bektaş'ı sevseydiniz değerli arkadaşlarım, Alevi yerleşim yerlerine imam hatip liseleri yaptırmazdınız, "Kör parmak kör göze" der gibi. Hacı Bektaş Veli'yi sevseydiniz eğer, "İncinsen de incitme." özdeyişinden bir anlam çıkarırdınız, yani kindar bir nesil yetiştirmezdiniz.

Şimdi anladınız mı neden Hacı Bektaş'ı sevmediğinizi, şimdi anladınız mı neden insanlara doğruları söylemediğinizi?

Peki niye bu ismi veriyorsunuz? Sevmediğiniz bir zatı muhteremin ismini neden bir üniversiteye veriyorsunuz? Çünkü Alevi yurttaşlarımızı kandırmaya çalışıyorsunuz, en basit değimiyle, Alevi yurttaşlarımızı kandırmaya çalışıyorsunuz. Yüce hünkârın adını bir üniversiteye verirseniz hünkârın adının yüceleceğini zannediyorsunuz, işte sizin anlayışınız bu kadar sığ. Hani, Recep Tayyip Erdoğan adını bir üniversiteye verdiğinizde o zatın adı yükseldi ya, zannediyorsunuz ki hünkârın adını da verirseniz hünkârın adı yükselecek, böyle bir şey yok. Ancak Hacı Bektaş'ın ismi o üniversiteye verildiğinde, o üniversiteye bir değer katar. Yani, siz, bu isim değişikliğiyle Alevilere lütfettiğinizi zannediyorsunuz, lütfen kendinizi de kandırmayın, kimseyi de kandırmayın. Çıkın burada delikanlıca, hanımefendice, beyefendice doğruları söyleyin, niçin bu ismi verdiğinizi anlatın. Alevi yurttaşlarımızın zekâsı en az sizinki kadardır ve inanın herşeyin farkındalar, yani siz kandırsanız kandırsanız ancak kendinizi kandırıyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım, üniversitelerin yığınla sorunları varken bu sorunları çözmek yerine ha bire üniversitelerin adını değiştirmeye çalışıyorsunuz. Üniversitelerin adını değiştirmekle üniversitelerin sorunları çözülecekse topyekûn, hepsinin adını değiştirelim. Orta Doğu Teknik Üniversitesindeki öğrencileri artık dövmeyecekseniz, onlara gaz bombası atmayacaksanız, onları hastanelik etmeyecekseniz değiştirelim. Ne var, Orta Doğu'nun adını değiştiririz, başka bir üniversite yaparsınız, çok zor bir şey değil. Ama bu sorunlar üniversitenin adının değişmesiyle değişmeyecek, tıpkı Hacı Bektaş Veli Üniversitesi adını vererek Alevilerin sorunlarını çözemeyeceğiniz gibi. Eğer Diyarbakır'da Dicle Üniversitesindeki öğrencileri yok yere artık tutuklamayacaksanız, "Ben Kürtüm." dediği için onlara eziyet etmeyecekseniz, "Ben Aleviyim." dedi diye onlara eziyet etmeyecekseniz, onları inançları ve etnik kökenleri nedeniyle aşağılamayacaksanız, buyurun, Dicle Üniversitesinin de adını değiştirelim, bizce hiçbir mahzuru yok. Ama siz, isim değiştirerek üniversitelerin hiçbir sorununu çözemeyeceksiniz.

Değerli arkadaşlarım, üniversitenin adını değiştirince üniversitenin dili mi açılıyor, üniversiteler konuşuyor mu? Susturdunuz üniversiteleri, sadece ve de sadece AKP zihniyetini övenler konuşabiliyorlar. Sizin zihniyetinizin aksine konuşanlara dünyayı dar ediyorsunuz. Utanç verici! Utanç verici bir tabloyu getirdiniz, bu güzel ülkeye bıraktınız.

Hani YÖK'ü kaldırıyordunuz değerli arkadaşlarım, hani YÖK'ü kaldırıyordunuz! Benim bildiğim, laf ağızdan çıkar ve ağızdan çıkan laf onurlu insanları bağlar. Başbakan "YÖK'ü kaldıracağız." dedi mi, demedi mi? Allah aşkına, çıkın, "Demedi." deyin. Ne yaptı peki, kaldırdı mı? Hayır, kaldırmak yerine kendine benzetti. İşte, sizin üniversitelere yaptığınız tahribat bu kadar ağır.

Kendi emirlerinizi uygulamayan, AKP'nin borazanlığını yapmayan herkesi içeri atıyorsunuz, hocaları da kendi borazanlığınızı yapmaya zorluyorsunuz.

Hapisteki öğretim üyelerine bakıyorum, içim acıyor. Türkiye'nin en değerli öğretim üyelerini aldınız, yok yere hapislere tıktınız. Hapisteki öğrencilere bakıyorum, gidip onlarla konuşuyorum; pırıl pırıl gözleri var, tıpkı benim evladım gibi ama o insanları içeride gördükçe gerçekten içim sızlıyor. Gerçek anlamda bir üniversitenin adıyla madıyla uğraşılmaz; binanın yapısıyla, rengiyle, merdiveninin rengiyle uğraşılmaz. Gerçek anlamda üniversite hepimize yön verir. Birçoğumuz üniversitelerden mezun olduk, geldik buraya. Üniversiteler bize yön verdi arkadaşlar. Şimdi biz kalkmışız, küçücük aklımızla, üniversitelere yön vermeye çalışıyoruz. İşte AKP'nin yaptığı en büyük sorunlardan, en büyük problemlerden bir tanesi budur. Öğretim üyelerinin geldiği durum bunun en önemli göstergesi. Öğretim üyeleri sizin yüzünüzden derslere girmek istemiyor. Merdivenlerde karşılaştığım genç bir öğretim üyesi arkadaşıma "Hayırdır, nereye gidiyorsun?" diyorum, "Allah kahretsin, yine derse gireceğim." diyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü onları "performans" denen bir sisteme, bir illete mahkûm ettiniz, artık öğrencilere ders vermek istemiyorlar; artık öğrencilere pratik uygulamalarda bildiklerini aktarmak istemiyorlar, başka işler yapmak istiyorlar; tıp fakültesinde olan hasta bakmak istiyor, mühendislikte olan piyasaya iş yapmak istiyor. Üniversitelerin ismini değiştirerek üniversitelerin bu sorunlarını çözemezsiniz.

Değerli arkadaşlarım, üniversitelerde araştırma yapılıyor mu? Değiştirdiniz Nevşehir Üniversitesinin adını, araştırması mı artacak? Artmayacak.

Bakın, şimdi sizlere bazı rakamlar vereceğim ve bu rakamlara baktıktan sonra benim ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bakın, okuma becerisinde 34 OECD ülkesi içerisinde 32'nciyiz, dokuz yılda bir adım ileri gidemediniz, bir adım. "Eğitimde şunu yaptık, bunu yaptık, 4 tane bakan, 5 tane bakan değiştirdik..." Her gelen bakan "Ben devrim yapacağım." diye buraya çıktı. Ne oldu? Dokuz yılda, okuma becerisinde bir adım ileri gidemediniz. Eğitim harcamalarında 34 ülke arasında 33'üncüyüz arkadaşlar. Bunları ben söylemiyorum, gidin OECD rakamlarına bakın. Nüfusun ortalama eğitim yılı altı buçuk yıl. OECD ülkelerinin sonuncusuyuz arkadaşlar, hayırlı uğurlu olsun! Dünya demokrasi endeksinde 89'uncu sıraya bizi gerilettiniz. Özgür ülkeler arasında 112'nciyiz. Basın özgürlüğü araştırmasında 138'inciyiz dünya ülkelerinde. Yolsuzlukta ise 10 puan üzerinden 4,4 puanla 56'ncı sıradayız. Bakın, bunların hepsi sizin eseriniz, övünebilirsiniz. Küresel barışta 127'nciyiz, kırmızı listedeyiz. İnsani gelişmişlikte 93'üncü sıradayız. Genel eşitsizlikte 84'üncü sıradayız, cinsiyet eşitsizliğinde 77'nci, OECD'nin sonuncusuyuz. Eğitimde eşitsizlikte 102'nci, gelirde eşitsizlikte 65'inci... Say say bitmiyor, içim karardı.

Üniversitenin adını değiştirerek hiçbir iş yapamazsınız. Gelin, kendinizi kandırmayın değerli milletvekilleri.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)