GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:106
Tarih:15.05.2012

ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 17'nci maddesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu tasarı bu hâliyle Meclisten geçerse, sanıyorum Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde yasalaştırılmış en tehlikeli, en riskli yasayı Meclisten geçirmiş olacağız ve Anayasa'ya aykırılıkları açısından da en zengin yasası geçmiş olacak bu Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde burada.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa Tasarısı'nın kendisi bizzat afet bir yasadır. Benim söz aldığım 17'nci maddeyle ilgili, Belediye Kanunu'nun 73'üncü maddesindeki bu düzenleme, 17 Haziran 2010 yılında 5998 sayılı Yasa'yla getirilmiştir ve bu herkes tarafından bilinmektedir ki, 2010'da yapılan bu değişiklik, Ankara Büyükşehir Belediyesinin herhangi bir afet riski taşımayan kentin çeperlerindeki boş alanlarda aslında ranta açma amacıyla getirilmiş bir yasadır.

Değerli arkadaşlar, bu 17'nci madde, şimdiki hâliyle daha da tehlikeli hâle dönüştürülen bu madde, o gün yasalaştırıldıktan sonra, bu, Bakanlar Kurulunun elinde çok güçlü bir silah olarak özellikle muhalefet belediyeleri için ayrımcılaştırma, ötekileştirme anlamında çok ciddi bir silah olarak sürekli olarak kullanılmıştır. Bakın, 2010'dan bu yana Bakanlar Kurulundan 26 adet kentsel dönüşüm projesi geçmiştir. Bu 26 adet kentsel dönüşüm projesinden 1 tanesi MHP'li belediyelere ait olup, geri kalan 25 tanesi AKP'li belediyelere aittir. Yani bu madde, Bakanlar Kurulunu sadece AKP'li belediyeler için çalıştıran bir madde hâline dönüştürülmüştür.

Değerli arkadaşlar, bu madde yasalaştıktan sonra hemen arkasından, Ankara'nın 7 adet kentsel dönüşüm projesi bir günde Bakanlar Kurulunda onaylanarak çıkmıştır ve bu 1 adet MHP'li, 25 adet AKP'li belediye için yasalaşan, Bakanlar Kurulundan geçen kentsel dönüşüm projelerinin ortalama onaylanma süresi on beş gündür. Ama muhalif belediyelere baktığınız zaman, mesela bir Eskişehir Büyükşehir Belediyemizin gönderdiği 4 adet proje on aydır bekletilmektedir. İzmir'in yaptığı 9 adet kentsel dönüşüm projesi tam on beş aydır Bakanlar Kurulundan onay beklemektedir. Hepsinin dökümü de burada, Resmî Gazete'den alınmıştır, burada vardır. Arkadaşlar, bu 26 adet onaylanan kentsel dönüşüm projelerinin büyük bir çoğunluğu 3'üncü ve 4'üncü derecede riskli alanlardır.

Bakın, Van depreminden sonra Sayın Şehircilik Bakanı önce çıkıp dedi ki: "İzmir 1'inci derecede riskli bölgedir, listenin başına yazdık, oradan başlayacağız." Arkasından Başbakan Hükûmet Programı'nda aynı şeyi söyledi, arkasından Şehircilik Bakanı yerel yönetimlere "Görevinizi yapın, bu ihmale gelmez." anlamında laflar etti. Evet, doğrudur, İzmir 9 adet kentsel dönüşüm projesi gönderdi, hepsi 1'inci derecede riskli alanlardır ama ne yazık ki on beş aydır bekletilmektedir.

Değerli arkadaşlar, şimdi biz bu verdiğimiz önergeyle bu maddenin bütünüyle bu tasarıdan çıkarılmasını teklif ediyoruz. Ama biraz önce, yine iktidar partisinin verdiği değişiklik önergesinden, çok daha kötü bir biçimde çıkartmaya çalıştıklarını görüyoruz. Şimdi bu verdikleri yeni önergeyle de? Büyükşehir belediye meclislerinden geçmek kaydıyla ibadethaneleri ve yurtları istedikleri yerde yapabilecekleri yönünde bir değişiklik önergesi verilmiştir. Eğer bu önerge de kabul edilir, bu yasa bu şekilde kabul edilirse, yani Taksim Meydanı'na cami yapma yolunun da açılacağını görüyorum.

Bu tasarı yerel yönetimlerin, yerinden yönetim ve yerel demokrasinin idam fermanıdır, bu şekilde yasalaştırılamaz. Anayasadan da döneceğini umut ediyorum, o kadar çok Anayasa'ya aykırı madde var ki, çünkü diğer kanunlarda olan -on bir adet kanunu sayıyor- hiçbir hüküm, bu kanuna karşı olan hiçbir hüküm uygulanmaz diyor.

Böyle bir yasa bu Meclisten geçmemeli diyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yüksel.