GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 10/753, 10/754, 10/755, 10/756, 10/757, 10/758, 10/759, 10/760, 10/761, 10/762, 10/763, 10/764, 10/765 SIRA SAYILI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN ÖN GÖRÜŞMESİ NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:12
Tarih:05.11.2013

METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sporumuzda günden güne artan doping olaylarının incelenerek araştırılması konusunda verilen Meclis araştırması önergesi için söz almış bulunmaktayım.

Değerli milletvekilleri, "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz." Sözlerime Sayın Bakana birkaç soru sorarak başlamak istiyorum. 26/3/2004 tarihinde A-183.328 numaralı şişe koduyla alınan idrar örneği kime aittir?

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Bakan sohbet ediyor.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Size soruyorum Sayın Bakan.

Alınan bu idrar örneği sonucu 31/5/2004 tarihli 256 sayı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne Türkiye Doping Kontrol Merkezi tarafından gönderilmiş bir yazı bulunmakta mıdır? Evrak kayıt numarası 2133 müdür? İlgili yazı sonucunda idrarında metholone ve metholone met 1 adlı yasaklı madde bulunan sporcunun adı nedir? Bunu herkes söyledi. Bu sporcu, bu kadar tescillenmiş bir sporcu 2012 Londra Olimpiyatlarında Türk Millî Takım kafilesinde bulunmuş mudur? Bulunmuş ise görevi nedir? sporculara nasıl doping yapılacağını öğretmemiştir herhâlde. A-183.328 şişe numaralı bu kişi şu anda Bakanlığınızda neden yüksek performans gibi bir görevden sorumludur? Sayın Bakan, bu yaptıklarınızdan Sayın Başbakanın haberi var mıdır? Sayın Bakanın sorularıma içtenlikle yanıt vereceğini umuyorum.

Değerli milletvekilleri, eylül ayı içerisinde yazılı bir basın açıklaması yaparak Gençlik ve Spor Bakanına yaşanan doping vakalarından sonra Halter ve Atletizm Federasyon Başkanlarının görevden çekildiğini, sporculara cezalar verildiğini söylediğini hatırlatmış ve yasaklı maddelerin kim veya kimler tarafından, ne sıklıkla ve hangi nedenlerle kullanıldığı yönünde bir araştırmanın olmadığını gördüğümü belirtmiştim. Ev sahipliğini yaptığımız 17'nci Akdeniz Oyunlarında da birçok sporcumuzun dopingli çıkması ve son olarak 2020 olimpiyat oyunlarını kaybetmemizin en büyük nedeni olarak gösterilen doping hakkında Meclisin devreye girmesinin önem arz ettiğini ifade etmiş, Meclisimizde tüm partilerin katılımıyla dopingin sporumuza nasıl, neden ve hangi yollarla ve kimler tarafından sokulduğunun araştırılarak bulunması, çözüm önerilerinin tespit edilmesi ve Türk sporumuzun geleceğinin garanti altına alınmasının sağlanması için Sayın Bakandan 6 Temmuz 2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Cumhuriyet Halk Partisi olarak sunmuş olduğumuz Meclis araştırması açılması önerimizin gündeme alınmasını ve hiç zaman kaybetmeden araştırmanın başlaması konusunda aktif olarak rol almasını istemiştim. Şu anda yapmış olduğum o çağrı AKP'nin vermiş olduğu Meclis araştırması sayesinde geç de olsa cevap bulmuştur.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan her konuşmasında Hükûmet olarak ülke sporuna ne kadar katkı yaptıklarını anlatmakta. Bu katkıların boyutlarını her zaman yapılan yatırımların maddi olarak miktarlarıyla dile getirmektedir. Belki bütçe görüşmelerinde bu konuşmalar bir değer taşıyabilir fakat konu doping olduğunda bunun pek bir anlamı yok. Bu biraz da "Ne kadar güzel adliye sarayları yaptık." demekle ya da Afyonkarahisar'da 6'ncı İcra Dairesinin dualarla ve kurdeleyle açılışının yapılması kadar ilginçtir. Ayrıca bu icra dairesinden AKP'nin iktidarı başlangıcında Afyon'da sadece iki tane olduğunun da açılan son dört dairenin, maalesef, sizin zamanınızda açıldığının unutulmamasını rica ederim.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi Dopingle Mücadele Komisyonunun açıklamasına göre 2013 yılında 648 sporcudan 90'ında bir veya birden fazla yasaklı madde olduğu saptanmıştır. Dünyada dopingli sporcuların ortalaması yüzde bir buçuk iken bizde bu oranın yüzde 15'e yaklaşması yani 10 kat fazla olması Türk sporu için yüz karasıdır. Eğer ki sporu yalnızca inşaat olarak görüp yaptığınız inşaat ihalelerinde bile bir yarışmaya müsaade etmez, pazarlık usulüyle istediğine verir isen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." sözünü unutup sporda bile yandaşı kayırır isen, İsrail'de yarışmaya giden 23 yaş altı Halter Millî Takımında bulunan 16 sporcunun doping yaptığının ortaya çıkması, tarihî Kırkpınar güreşlerinde bile baş pehlivanın dopingli çıkması, 17'nci Akdeniz Olimpiyat Oyunları'nda Gezi Parkı direnişçileri hakkında attığı uygunsuz tweet'ler ile gündeme gelen güreşçiye kafilemizin bayrağının taşıtılması, oyunların daha ilk gününde 8 haltercimizde dopingli madde çıkması, erkek-kadın çekiç atmacımızın, uzun atlamacımızın, yüksek atlamacımızın, sırıkla atlamacımızın, 100 metre engelcimizin, 400 metrecimizin, diskçimizin, güllecimizin dopingli çıkması da kaçınılmazdır.

Aslında, bu organizasyonlardaki başarısızlığımızın nedeni "İşi ehline verin." anlayışıyla paylaşıp büyütmek yerine işi ehil olana vermeyip yüzünüze gözünüze bulaştırmanızın getirdiği bir durumdur. Bunun örneğini Erzurum'da düzenlenen 25'inci Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'nda da yaşadık. Ülkemizin, 2011 Kış Oyunlarını yapacağı 2007 yılında açıklanmasına rağmen, ihalelerin geç yapılıp mücbir sebep gösterilerek pazarlık usulüyle verilmesi ve oyunlardan ancak bir ay önce hazırlıkların bitirilebilmesi, "ulaşım, barınma, nitelikli eleman, elektrik, İnternet" gibi en temel hizmetlerin bile doğru düzgün çalışmaması üzerine Uluslararası Üniversite Sporları Federasyonunun ülkemizi yazılı uyarması, organizasyonun genel koordinatörlüğünü yapan kişinin ise uzmanlık alanının Devlet Personel Başkanlığında uzmanlık ve daire başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde Zabıta Daire Başkanlığı ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı ve belediyeye bağlı İSVAK AŞ gibi şirketlerde yönetim kurulu başkanlığı yaptığını hatırlatmam durumun vahametinin görülmesi açısından önemlidir. Ehil olmayan kişilerin bu görevlendirmelerinden Başbakanın haberi var mı Sayın Bakan?

Değerli milletvekilleri, yönettiğiniz kurumları liyakattan uzak, yanlızca ahbap çavuş ilişkisiyle götürmeye çalışırsanız mutlaka duvara toslarsınız. Bu toslama bir gün dopingten, bir gün tacizden, bir gün başka bir şeyden olur ama gün gelir öyle bir toslarsınız ki ülkenizi vebal altında bırakır, yıllarca ülkenizin anlına sürülen lekeyi çıkarmakla uğraşırsınız. AKP tarafından 28 Şubat 2013 tarihinde Türk sporunda yaşanan doping vakalarının araştırılması için verilen araştırma önergesinin Kasım ayı içerisinde gündeme alınmış olması da bunun bir göstergesi.

Basında yer alan Tekvando Millî Takımı'na girmek için para alındığı ve taciz iddiaları sonucu Başbakanlığın yaptırdığı teftiş ne aşamadadır Sayın Bakan? Yargıtayca iptal edilen tekvando federasyon seçimleriyle ilgili Yargıtay kararı ne zaman hayata geçirilecektir? Yargıtay kararı size tebliğ edildiğinden en fazla üç hafta içerisinde seçim kararı almanızla ilgili hukuki sorumluluğunuzu hatırlatmak isterim.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan başka bir açıklamasındaysa bu sefer sözü alınan numunelere getirmiş. 2011 yılında 70 ila 100 arasında numune alınan branşlarda 2013 yılında 1.000 ila 1.200 numune alındığını söylemiştir. Şimdi sormak isterim, alınan numune sayısının 100'den 1200'e çıkmasının nedeni nedir? Olimpiyatlarda başarı, oyunlarda başarı, şampiyonlarda başarı, başarı diye tutturması, "Şöyle katıldık, böyle yaptık." demesinin sonucunda sporcuların, antrenörlerin, yöneticilerin yasaklı maddelere yüklenmesi olabilir mi acaba?

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - WDA baskı yapıyor, WDA.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - İşte, bunların hepsini bir Meclis araştırması sonucunda bulmayı ümit ediyorum. "Ümit ediyorum" diyorum çünkü deniz fenerlerinin karartılması gibi bu durumdan da korkuyorum.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)