GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 10/753, 10/754, 10/755, 10/756, 10/757, 10/758, 10/759, 10/760, 10/761, 10/762, 10/763, 10/764, 10/765 SIRA SAYILI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN ÖN GÖRÜŞMESİ NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:12
Tarih:05.11.2013

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sporun ahlaksızlık boyutu olan ve gittikçe daha da artan dopinge yönelik Meclis araştırması hakkında konuşacağım.

Doping, biraz evvel de bahsettiğim gibi, öncelikle bir ahlak sorunu. Bu, sporcuların yarışma, yarışmada birinci olma, iddialı olma gibi içgüdüsel davranışlarının dışında, gerçekte bir ahlak sorunu. Ahlak bozukluğu bir mikrop gibi, müsait olduğu zeminlerde ürer. Yani, zemin müsaitse insanların ahlakı yalnız sporda değil, diğer mecralarda da bozulur. Bu, spora yansıyan kısmı.

Bakın, "bu bir ahlaksızlık" diyorum ya. Biz Akdeniz Oyunları'nda 16 tane sporcusu dopingli çıkan bir ülkeyiz. Bunu Türk milletine anlatamadık, yabancı basına anlatamadık. Bizim hakkımızda yazılanlar, bizim hakkımızda söylenenler yenilir yutulur şeyler değildir. Ben bir Türk vatandaşı olarak bunlardan utandım.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Yanlış.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sayın Bakan, 16'yı az görmüş, belki 26 olunca daha çok yazacaklardır diyor. Bundan utanmanız gerekiyor Sayın Bakan.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Akdeniz Oyunları'nda yok.

LÜTFÜ TÜKKAN (Devamla) - Öncelikle bu işin sorumlusu olarak en çok sizin utanmanız lazım, ben de utanıyorum bir Türk olarak tabii ki.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Akdeniz Oyunları'nda yok, önleyici kontrollerde, öncesinde var, Akdeniz Oyunları'nda yok. Doğru bilgi verin.

LÜTFÜ TÜKKAN (Devamla) - Sayın Bakan, Türkiye'de bu araştırma önergesinin verilmesine gerekçe olan doping vakaları öyle bir hâle geldi ki döneminizde ama bunu -biraz evvel de bahsettiğim gibi- toplumda gitgide yayılan bir ahlaksızlığın hoş görülmesiyle alakalı olarak görüyorum.

Türkiye bir şike olayları meselesi yaşadı, 3 Temmuzda düğmeye basılan bir şike meselesi yaşadı. Bu da bir ahlaksızlık. Şike meselesini ahlak olarak göstermek, bunu gayet normalmiş gibi kabul etmek hiçbir insana yakışmaz. Fakat, şike sadece sporda mı var zannediyorsunuz, sadece futbolda mı var zannediyorsunuz? Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin yaptığı ihalelerin tamamında şike var, şikeli ihaleler yapılıyor. Bu da bir ahlaksızlık, aynı futboldaki şike gibi.

Bakın, TMSF'nin elinde SKY Türk ve Akşam gazetesi var, hiçbir satış yapılmamış ama şu anda toplumda herkes, dışarıdaki gazeteciler dâhil, herkes bunun ihaleye çıkmadan evvel, iktidara yakın bir iş adamı tarafından alınacağını biliyor. Böyle bir ihale olur mu? Buradan ismini zikretmiyorum, netice itibarıyla bu insan bir iş adamı, işlerine sıkıntı vermek istemem ama netice itibarıyla bunun alacağını herkes konuşuyorsa bu ihalede de bir şike yok mudur? Yani şike futbolda olunca insanları cezaevine atıyorsunuz, muhatapları dışarıda dolaşıyor.

Burada da ayrıca bir şey söyleyeceğim tabii. İhalelerde şike yapanlar devletin en üst kademelerinde en büyük şekilde kabul görüyorlar. Onların hiçbirisi cezaevine ziyaretçi bile olmuyorlar, bırakın cezaevine girmeyi. Bu şikeyi sadece Spor Bakanına atfetmek yanlış olur. Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin tamamı şikeci hükûmettir. Dopingle beraber, biraz evvel bir arkadaşımızın bahsettiği, Türkiye'nin bütçesinin dopinglenerek, birtakım makyajlar yapılarak sunulması ayrı bir rezillik ama ihale şikesini normal, meşru bir iş gibi sunmak, o apayrı bir rezillik. Bunun da önüne geçebilecek yasal düzenlemelere ihtiyacı var bu ülkenin.

Bakın, Akdeniz Oyunları'nda Rıza Kayaalp diye bir oyuncuya bayrak taşıttınız. Bu kardeşimiz ne yazmış: "Ermenilere bıraktınız meydanı. Allah belanızı versin eylemci çapulcular. Ermenistan halkı kutlama yapıyormuş 'Taksim'i işgal ettik.' diye. Sizin yaptığınız eylemi..." Nokta nokta: "...vatan hainleri." Bu, doping yapsa ne olur, spor yapsa ne olur, başka bir şey yapsa ne olur. Böyle bir ahlaksızlığa cevaz vermek bir bakana yakışır mı? Böyle bir şey uygun mudur arkadaşlar? Bu insanlarla niye dalga geçiyorsunuz, Türk milletiyle, niye bu kadar hafife alıyorsunuz?

Fenerbahçe kongresi yapıldı pazar günü. Hani 3 Temmuzda şike operasyonu diye cezaevine attığınız Aziz Yıldırım'ın da yarıştığı bir kongreydi. Ben Fenerbahçeli değilim. Daha önce burada şike konusunda yapılan konuşmalarda da ilettim. Şikede, o yasa tasarısıyla ilgili Kulüpler Birliğinde Bursaspor temsilcisiydim. Bu yasa tasarısının, ilk önce, isteyenleri çarpacağını bizzat belirtmiştim, burada da tekrar ediyorum. Sporda Şiddeti Önleme Yasası'ydı zannediyorum. Aziz Yıldırım cezaevine girdi. Aziz Yıldırım'ın şike yaptığı iddia edildi, birtakım belgeler sunuldu fakat Aziz Yıldırım'ın şike yaptığı iddia edilen adamların hiçbirisi cezaevine ziyaretçi olarak bile girmedi. Böyle bir şike olur mu? Yani, siz bana bunun bir şike operasyonu olduğunu anlatabilir misiniz? Bu bir Fenerbahçe operasyonuydu. Bu Hükûmetin bir meselesi var, toplumdaki tüm kademelere el koymak gibi bir hastalığı var. Koyamazsınız, gücünüz yetmez, yetmeyecektir. Olmayacaktır, geçmişte olmadığı gibi şimdi de olmayacaktır. Bu bir talep, insanoğlu talep edebilir ama şartlar ve ortam bu işe müsait değil. Gittiğiniz yerde toslar dönersiniz.

En sonunda kalktı, bir kulüp kongresine müdahale edebilecek kadar aciz bir konuma düştü AKP iktidarı. Fenerbahçe Kongresi'yle AKP iktidarının ne işi var ya? Bir kulüp kongresi, kim aday olursa olsun, birisi başkan seçilir, öbürü seçilemez. Netice itibarıyla kulübe üye arkadaşlarımız, sporseverler, kulüp üyeleri bunu kendi aralarında çözerler. Sayın Başbakan bunu hazmedemedi. Grup toplantısında "Sen kimsin ki AVM kuracaksın, sen kimsin ki banka kuracaksın?" Doğru bana göre de, kim o? Başbakanla yakınlığı bulunan bir Katar ailesi gibi gidip 300 milyon lira teminat yatırıp banka kuramaz ki, mümkün değil. Banka kurmak için sırada bekleyen bir sürü yatırımcı varken sadece Başbakanla yakınlığından dolayı bir Katar ailesine bu banka kurma müsaadesi veriliyorsa Sayın Aziz Yıldırım'ın o hayalleri boş, çok doğru söylüyor Başbakan! Bu kin, bu öfke Fenerbahçe camiasıyla alakalı da değil. Sizden olmayan herkese karşı bir kin ve öfkeniz var. Bu kini, öfkeyi yendiğiniz zaman bu ülkenin mutlaka ve mutlaka yöneticisi olursunuz. Şimdi sadece ve sadece bir partinin genel başkanı olursunuz.

Hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun. (MHP sıralarından alkışlar)