| Konu: | BDP GRUBUNUN, BDP GRUP BAŞKAN VEKİLİ IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN TARAFINDAN TÜRKİYE'NİN SURİYE'DEKİ ROLÜNE VE TÜRKİYE'NİN ÖZGÜR SURİYE ORDUSUNA VERDİĞİ DESTEĞE İLİŞKİN İDDİALARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 1/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 6 KASIM 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 06.11.2013 |
MEHMET ERSOY (Sinop) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz; Mart 2011 tarihi itibarıyla Suriye'de başlayan ve zaman içinde katliama dönüşen süreç, sonuçta gerçekten bir insanlık dramına dönüşmüştür. Bugün, Suriye'sine, Irak'ına, İran'ına bakmadan bin yıldır birlikte aynı coğrafyayı paylaştığımız, aynı ortak kültürün nesilleri olarak geleceğe de birlikte yürüyeceğimiz bu kardeşlerimizin, kim olduklarına, hangi soydan geldiklerine, hangi dinî inanca mensup olduklarına bakmaksızın; bu coğrafyada yaşayan herkesin sükûnu, huzuru, barışı, kardeşliği bizim için gerçekten önemlidir.
Bugün, Suriye'de yaşanan bu gelişmeler karşısında biz onlardan bir tarafı tutmak yerine, Suriye halkının başına gelmiş bu büyük beladan bir an evvel kurtulması, yüz binleri geçen ölümün, katledilen insanların sayısının daha fazla artmaması ve orada hayatta kalabilmek, ayakta kalabilmek, yaşayabilmek için bir yudum suya, bir lokma ekmeğe muhtaç ne kadar insan varsa, yine Kürtlüğüne, Türklüğüne, Çerkezliğine, Nusayriliğine, Araplığına bakmaksızın hepsine kucak açmayı sorumlu ve müşfik bir devlet anlayışı olarak gördük. Bu anlayışımız çerçevesinde, sınırlarımızı, kapılarımızı bu zulümden, bu kandan, bu bombalardan, bu yağmalardan kaçan insanların hepsine açtık, açmaya devam ediyoruz. Suriye'de bu süreç yaşanmaya başladıktan, Esad rejimi kendini kurtarmak için şehirlerini ve insanlarını bombalamaya, tepelerine bombalar yağdırmaya, tanklar sürmeye başladıktan sonra, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti olarak Hükûmetimiz devletin bütün imkânlarını seferber etmiş, Afet ve Acil Durum Başkanlığı koordinesinde insani anlamda yapılabilecek ne varsa yapmaya çalışmıştır. Bugün geldiğimiz nokta itibarıyla, Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Adana, Mardin, Malatya illerimizde tam 21 kamp şehir oluşturulmuştur. Bu kamplarda kurulan yaklaşık 27 bin çadır, 12 bin konteynerda bugün itibarıyla 202 bin Suriye vatandaşı barındırılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu süreç içinde tam 403 bin Suriyeli vatandaşımız Türkiye'den yardım istemiş, ülkemizin o sıcak ev sahipliğine sığınmış. Bunlardan 201 bini geri dönmüş, 202 bini de hâlen ülkemizde misafir edilmektedir. Bu mültecilerin sadece yemelerine, içmelerine, barınmalarına bakılmamakta aynı zamanda bir insan olarak ihtiyaç duyabilecekleri her türlü insani ihtiyaçları da karşılanmaktadır. Yaklaşık 27 bin öğrenci öğrenim görmekte, yine yaklaşık 45 bin öğrenci eğitim görmekte, 27 bin yetişkine de meslek edindirme eğitimleri verilmektedir. Açılan hastanelerde sadece günlük yaklaşık 6.500 poliklinik yapılmaktadır. Şu ana kadar 255 bin hasta hastanelerimizde yatarak tedavi edilmiştir.
Bütün bunların elbette ki devletimize de ciddi bir maliyeti olmuş, bugüne kadar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı koordinesinde 1 milyar 311 milyon 150 bin TL harcama yapılmıştır.
Yine, sadece Türkiye'ye sığınan, sınırlarımızdan ülkemize giriş yapan mültecilerle ilgilenilmemiş, sıfır noktasından Suriye içinde kalıp bu yardımlara ihtiyaç duyan, gerçekten insani anlamda bir lokma ekmeğe ihtiyaç duyan binlerce Suriyeli kardeşimizin imdadına yetişilmiş, Kızılay kanalıyla sıfır noktasından bugüne kadar 255 milyonluk yardım ulaştırılmıştır.
Yine, bütün bu süreçte maalesef bütün çağrılarımıza, Türkiye'nin yaptığı bütün önderliklere rağmen uluslararası kuruluşlardan 263 milyon liralık bir yardım alınabilmiştir. Elbette ki gönlümüz Suriye'de bu yaranın bir an evvel kapanması, Suriye'deki kardeşlerimizin de sıcak yuvalarına bir an evvel dönebilmelerinden yanadır. Ülkemiz bu sorunun çözülmesi, oradaki gözyaşının bir an evvel dinebilmesi için uluslararası alanda yapacağı her türlü girişimi, yapacağı her türlü öncülüğü, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapmaya devam edecektir ancak şunu lütfen herkes kabul etsin ki biz orada, kan döken taraftarlardan birilerinin diğerlerine üstün gelme mücadelesini değil, Suriye'de kanın durması, Suriye'de o ülke vatandaşlığına hak kazanmış herkesin adil, eşit, demokratik bir ülkede huzur ve güven içinde yaşamasını istiyoruz.
Şu ana kadar ulusal ve uluslararası alanda yapılan yaklaşık 2 milyarlık harcamanın ve maliyetin muhatapları seçilirken kesinlikle bunların ne etnik kökenlerine ne nerede yaşadıklarına ne dinlerine ne mezheplerine bakılmıştır; sadece, insani anlamda yapılması gereken neyse, bir büyük devlet, bir sorumlu devlet, bir müşfik devlet, bugüne kadar yaşadığı kardeşliği, bugüne kadar yaşadığı dostluğu hiçbir zaman unutmayacak ve bundan sonra da tarih boyunca aynı coğrafyada onlarla birlikte yaşayacak bir devlet olarak sorumluluk anlayışımız içinde yapılması gereken neyse o yapılmıştır. Bundan sonra da aynı hassasiyetin herkes için, her kesimden insanlar için gösterileceğinden emin olmanızı, iktidarımızın bu doğrultudaki insani politikalarının aynı kararlılıkla devam edeceğini bilmenizi istiyorum.
Bugün gündemimizde bulunan konular nedeniyle konunun ayrıca bugün için araştırılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle Barış ve Demokrasi Partisinin önerisinin aleyhinde olduğumu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)