| Konu: | TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 07.11.2013 |
MELDA ONUR (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli vekiller; konut konusuna geçmeden önce küçük bir not iletmek istiyorum size. Biz bu tüketici yasası görüşmelerini duyduğumuzda hemen bir önerge üzerinde çalışmaya başladık. Aslında, bir süredir çalışıyorduk bu önergeyle ilgili, bayağı uğraştık. Çünkü bununla ilgili daha önce, belki de tutanaklara hiç geçmemiş, bu literatüre hiç geçmemiş bir konu olduğu için, gıda üzerine gittik, olmadı; veterinerlikle ilgili bir yasa var, o olmadı; buraya geldik, dedik ki: "Burada bir yere sokuştururuz mutlaka." Dün Sayın Bakandan -burada yok kendisi ama- bunun olabileceği sözünü aldık.
Bu şöyle bir şey: Aslında tüketici demek farklı yaşam tarzı demek, farklı tüketim ihtiyaçları demek.
Biz bu önergede, vegan, vejetaryen ve hayvan testi hassasiyetli tüketiciler için etiketlere bir işaret istemiştik. Bu işareti dünya bir şekilde yapıyor yani bunun çeşitli örnekleri var şurada gösterdiğim gibi.
Bunu, belki bir yasa maddesi olarak değil ama teknik arkadaşlar dediler ki: "Biz bunu başka türlü bir düzenlemeyle yapabiliriz." Bu yönde olumlu olduğunu düşünüyorum çünkü dün biz bunu Twitter'da yaydığımızda, Bakana da bir sürü insan mesaj attı.
Şunu söyleyeyim, biz bunu dün duyurduğumuzda birisi şöyle demiş: "Ya, ülkenin bu kadar derdi var, niye bunlarla uğraşılıyor?" Ülkenin dertlerini beklersek, hani bu "marjinal" dediğimiz, belki de küreselleşmeyle ortaya çıkan yeni tip tüketicilerin sorunlarına hiç değinmemiş oluruz.
Arkadaşlar, tüketici demek aynı zamanda yeni yaşam tarzları ve yeni yaşam şekilleri demektir. Ben, biraz, size, kalan süremde bu yeni yaşam tarzları, yeni şekillerden söz etmek istiyorum.
Evet, vegan nedir, aslında kısaca onu söyleyeyim. Vegan, hayvan ürünü yemediği gibi, hiçbir şekilde hayvansal ürün kullanmayan kişidir. Vejetaryenin ne olduğunu biliyorsunuz, hayvan testini de muhtemelen duymuşsunuzdur daha önce.
Biz, bununla ilgili olarak, bir mahkûmun talebi üzerinden cezaevi yönetmeliğini değiştirtmiştik. Bundan da çok memnun olduk, Adalet Bakanı da çok memnun olmuş ki "Bizim cezaevlerimizde vejetaryen yemek çıkar." diye daha sonra övünmüşlerdi, biz de bu övünce katılıyoruz.
Tabii, ülkemiz aslında 75 milyon ama yüzde 50, yüzde 50 değil, müthiş bir geçirgenlik var. Bazıları nohutlu pilav yer, bazıları risotto yer; bazıları vegan olur, bazıları et yer; bazıları içki içer, bazıları içki içmez, bazıları alkol alır. Alkol alanlar da vatandaştır, vergi öderler, bir de üstüne üstlük alkolün üzerindeki ciddi vergileri ödeyerek duble yolların yapımına katkıda bulunurlar.
Sayın Bakan burada yok ama -başka bir komisyon geldi galiba, bilmiyorum- ben yine de duyurayım: Şimdi, bu yurt dışına çıkanlar... "Free-shop"ta ciddi bir kavga kopuyor bu 1 litrelik yasak nedeniyle. Bunu buradan duyurmak istiyorum. İnanın, şu anda "free-shop"larda ve özellikle sınırlarda arabayla gümrük geçişlerinde vatandaşla oradaki memur arasında olay çıkıyor, bir. Her içki alan kişinin oraya kaydı tutuluyor, pasaportlara işleniyor. Ben çok merak ediyorum, acaba fişleniyorlar mı? Yani, Hükûmetimiz şöyle bir şey mi yapıyor: Kaç kişi votka içiyor, kaç kişi rakı içiyor, kaç kişi şarap içiyor? 1 litre, gerçekten şu kadar bir şişe. Düşünün ki Fransa'ya gidiyorsunuz ve siz şarap içiyorsunuz, yaşam tarzınız bu, getiremiyorsunuz. Bu konuyla ilgili olarak önümüzdeki günlerde bir düzenleme ihtiyacı olacak bence ve ben bunu getireceğim. Bu, yaşam tarzına bir saygıdır. Bu konuda da hep saygıyla övünen iktidarın hassasiyetini bekliyoruz.
Konut kısmına gelince: Son dönemde bu konut meselesi çok konuşuldu. Evet, insanlar konutları kiralarlar ama o kiralanan konutlarda nasıl yaşanacağı tamamen onlara bağlıdır. Evlerdeki bu kızlı erkekli oturma meselesinde şunu söylemek istiyorum arkadaşlar: Eleştirimiz Başbakanın bir yaşam tarzını nasıl düşündüğü felsefesiyle ilgili değildir, karşı tarafın yaşam tarzını bir suç unsuru olarak gösterilmesi ve bunun bir adli vaka olarak gösterilmesi, buraya bir polis baskını, hatta -gazetede okuduk- bir terör örgütü muamelesi yapılmasıdır, baştan hedef gösterilmesidir. Bir başbakanın bunu yapmaması gerekir. Bu, önümüzdeki dönem siyasette bir kapı açar ama çok karanlık bir kapı açar.
Ben hayırlı olmasını diliyorum yasanın. Hepinize iyi günler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)