| Konu: | TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 07.11.2013 |
HÜSEYİN AYGÜN (Tunceli) - Çok sağ olun Başkanım, teşekkürler.
Tüketicinin korunmasıyla ilgili görüşmelerin yapıldığı bu saatlerde, aslında, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'deki iletişim hizmetleri alan milyonlarca insanı, milyonlarca tüketiciyi dinlediği yönünde, bir İtalyan gazetesinde önce çıkan, bugün de Türk ulusal basınına düşen haberler başka bir gündemi oluşturuyor.
Biliyorsunuz, Edward Snowden iki ay evvel Rusya'ya sığındı ve bu eski CIA analisti, elde ettiği bazı verileri Rus istihbarat birimleri aracılığıyla öncelikle Avrupa'ya daha sonra dünyanın her yerine yaydı ve Avrupa'da uzun bir zamandır kıyamet kopmuş durumda. Merkel'den Fransız liderlere, İtalya'dan İspanyol liderlere, sivil toplum örgütlerine ve iletişimde hizmet alan bütün yurttaşlara kadar, Amerika'ya karşı büyük bir öfke ve tepki oluşmuş durumda. Merkel'in on yıldır özel telefonunun dinlendiği neredeyse kanıtlandı. Amerika Birleşik Devletleri'nin sadece bir ay içinde İspanya'da 60 milyon kişinin telefon kayıtlarını depoladığı da yine kesinleşen bilgiler arasında.
Birkaç gün evvel Cumhurbaşkanı Gül'e, bir gazeteci, birazcık cesaretini toplayarak "Türkiye acaba dinlenmiş olabilir mi Sayın Cumhurbaşkanım?" diye sordu. Cumhurbaşkanı Gül ise bu sorunun bugüne kadar neden sorulmadığını hayretle karşıladığını, Avrupa'da kıyametlerin koptuğunu söyleyerek kendilerinin devlet işlerinde güvenli telefon kullandıklarını, böyle bir şey olup olmadığı hakkında bir bilgisi olmadığını söyledi. Henüz Başbakan Erdoğan'a da bu konuda bir soru sorulmuş değil. Yalnız, Erdoğan dün Finlandiya'daydı, bugün de İsveç'te. Allah'tan, yabancı gazeteciler var, bol bol soru soruyorlar, orada soru sorulduğu zaman ne olduğunu hep birlikte iki gündür görüyoruz. Türk gazetecilerine de biraz İsveç ve Finlandiyalı gazetecileri örnek almalarını tavsiye ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, Türkiye'yle ilgili ilginç olan şey şu: Türkiye'nin dinlendiğini İspanya'da bir gazete ortaya çıkarıyor ve "Kıbrıs üzerinden İngiliz istihbaratı dinledi." diyor. Fiber optik 14 kablonun 1 tanesi Türk yurttaşın -konumuzla ilgili olmakla üzere- Türk tüketicilerinin milyonlarca kaydını depolamış durumda. Ve Türkiye'de bu konuda hiçbir tartışma -bu Parlamentoda tüketici hakları konuşulurken Sevgili Mevkidaşımız İzmir Milletvekili Erdal Aksünger hariç- bu konuda söylenmiş hiçbir söz yok, çok ilginç. Herhâlde, karşıda büyük birader var diye, muhatap Amerika Birleşik Devletleri diye, büyük bir patron var diye, ondan korkmak gerekiyor diye hiç kimse konuşmuyor; öyle olsa gerek, bana öyle geliyor en azından.
Şimdi, arkadaşlar, Adnan Menderes döneminde "Fuat Doğu" diye bir adam var. MİT'in önceliği olan kurumun başkanı ve Amerika'da eğitim alıyor. 1957'de şöyle diyor: "Amerikalılar Erenköy'e bir dinleme istasyonu kurdu, çok gelişkin bir istasyon."
Eminim, şu anda, Meclise sadece 1.500 metre ötede Amerika'nın NSA'ya bağlı ODC binasının olmadığını, orada öyle bir bina olmadığını bilen, o binanın bu Meclise bu kadar yakın olduğunu, şu an benim yaptığım konuşmayı bile dinlediklerini hiç bilmeyen milletvekilleri vardır.
Biz, yarın saat 12.00'de o binaya gideceğiz. Meclis, Genelkurmay, Parlamento oradan mı dinleniyor diye Amerikalı yetkililere soracağız; çünkü bu konuyu Türkiye'de soracak bir muhatap yok.
Dediğim gibi, mesela, Almanya, İngiltere'nin Büyükelçisini Berlin'deki bakanlığa çağırdı üç gün evvel. Bu, ll.Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa oluyor, Almanya İngiltere'nin Büyükelçisini çağırıyor ve sorguluyor "Bizi dinlediniz mi?" diyor. Çünkü, İngiltere, bizzat Merkel'in özel konutunun hemen yanında bulunan Alman Parlamento binasına da çok yakın olan büyükelçilik binasındaki teknik araçlarla Merkel'i de dinlemiş ama onlar en azından çağırıyorlar ve soruyorlar "Siz, başta Başbakanımızı, sonra milyonlarca Alman yurttaşının Facebook, Twitter, telefon görüşmelerini dinlediniz mi? Elinizde ne var? Ne kadar bilgi depoladınız ve bunu neye göre yaptınız? Ne zaman imha edeceksiniz?" diye, en azından İngiliz Büyükelçisini sorgulama cüretini gösterebiliyorlar.
Dileğim, sadece 10-15 CHP'li arkadaşın yarın ODC binasına gitmesi değil, MHP'den, BDP'den, hatta AKP'den, Türkiye'nin bağımsızlığını, Türkiye'nin çıkarlarını Amerika'nın bu korsanca eylemleri karşısında savunan, bu yönde duyguları olan arkadaşların da katılması. Bugün iyi bir çağrı yapalım, yarın bütün milletvekilleri, gelin Amerika'nın yasa dışı dinleme merkezini birlikte basalım.
Çok teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)