| Konu: | AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE, 480 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN İÇ TÜZÜK'ÜN 91'İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 12.11.2013 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda hizmete sunulan Marmaray Projesi'yle ilgili söz aldım. Onunla ilgili birkaç kelime söylemek istiyorum.
Bu, şüphesiz, çok önemli bir proje. Fikrin oluşumuna, hayata geçirilmesine ve açılışına değin tüm aşamalara katkı veren herkesi tebrik ediyor, emeklerine sağlık diyorum. Cumhuriyetimizin bu şanlı eseri ulusumuza hayırlı olsun diyorum.
Ancak, bu noktanın özellikle de altını çizmek gerektiğini düşünüyorum. Sayın Başbakan Marmaray'ın açılış konuşmasında Osmanlı padişahlarımıza teşekkür ederken keşke 2000 yılında Japonlarla bu projenin anlaşmasını imzalayan merhum Bülent Ecevit'i de anmış olsaydı, diğer emeği geçen kişilere ve hükûmetlere de teşekkür edebilseydi.
Bakınız, Marmaray'ın Hükûmetin hiç bahsetmediği çok önemli bir yönü var. Kültür ve Tabiat Varlıklarını İstanbul Bölge Koruma Kurulunun Marmaray Projesi konusunda verdiği kararları eleştiren Sayın Başbakan, hatırlıyorsanız "Basit çanak çömlek hikâyesi bize dört sene kaybettirdi." demişti. Jeologlar, milattan önce 553'te bir tsunami saptadı. İstanbul tarihinin iki bin yedi yüz yıl öncesine değil, sekiz bin beş yüz yıl öncesine gittiği saptandı. Bunlardan neden söz edilmedi?
Değerli milletvekilleri, Marmaray ile ilgili açılış sonrası dahi gündeme gelen olumsuz haberler ve ilgili iddialar hiç olmamış olsaydı bugün bu konuşmayı yapma gereği duymayacaktık. Marmaray Projesi'yle ilgili, hepimizin bildiği gibi, dönem dönem kamuoyunda bazı ciddi iddialar gündeme geldi. Bu iddialarla ilgili, bizzat, ikişer ay arayla sunduğum önergelere yanıt alamadığımı da belirtmek isterim. Üstelik, açılışın hemen arifesinde ve sonrasında gündeme gelenler de oldukça vahim iddialardır. Nitekim, ilk gün kesilen elektrik ve Gezicilerin yaptığı komik bir şekilde iddia edilen tren durmaları bazı şeylerin yolunda gitmediğini de ortaya koymuştur.
Marmaray'ı kullanan İstanbullu kendini güvende hissetmemektedir. Nitekim, yıllarca projeye emek verenler dahi "Sakın binmeyin." uyarısında bulunurken yetkililer endişeleri gidermeye yönelik hiçbir çaba göstermemektedir. Sistemin emniyet vagonları ve elektronik güvenlik sisteminin olmadığı, bunun sebebinin ise güvenlik sisteminin projenin tamamını yani Gebze- Halkalı arasını kapsadığı, dolayısıyla hizmete alınan tüpün kontrol güvenlik merkezi olmadığı gündeme gelen son iddialardır. Deneme seferlerinin Devlet Demiryollarının diğer ulaşım alanlarında kullandığı dizel lokomotiflerle yapıldığı, ancak yolcu ağırlığına denk gelecek yükte yapılmadığı, yeterli test sürüşleri yapılmadığı için uzman kuruluş olan Alman firmasının güvenlik sertifikası vermediği, tünelde herhangi bir trenin arızalanması hâlinde acil durumlar için Söğütlüçeşme ile Zeytinburnu banliyö istasyonlarında konuşlandırılacak acil durum kurtarma lokomotiflerinin gelmediği, dahası da Avrupa yakası hat boyunda bunu bekleyecek bir istasyon bulunmadığı, daha önce önergemizde gündeme getirdiğimiz, tamamı 11 üniteden oluşan tüp tünelin 7'nci ünitesinde 15 santimlik düşey sapma olduğu, buradaki düşey sapmayla ilgili Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İstanbul Bölge Müdürlüğünden bazı yetkililerin, hatalı yerleştirilen ünitenin sökülüp yenisinin konmasını istemesine rağmen, üniteyi baştan yapmak yerine doldurma yoluna gidildiği, doldurma yöntemiyle düzeltilmesine ve bunun ileride herhangi bir soruna yol açmayacağına ilişkin ulaşım, tünel, deprem kürsülerinden uzman profesörlerden veya TMMOB'dan alınmış bir onay olmadığı doğru mudur? 7'nci ünitedeki düşey sapma ne zaman ve hangi maddeyle doldurulmuştur? Bu dolgu malzemesinin güvenilirliğine ilişkin, uzman kişilere hazırlatılmış raporlar var mıdır? Varsa kimler tarafından hazırlatılmıştır. Değerli milletvekilleri, tüplerin birleştirilmesi yöntemiyle oluşturulan projede herhangi bir sızıntı olmayacağının garantisi var mıdır? Su sızması durumunda o suyu tahliye edecek pompa sistemi hazırlanmış mıdır?
Değerli milletvekilleri, görüldüğü üzere, cevap bekleyen hayati önemde onlarca soru vardır. Daha önce de açılışını defalarca erteleyen Hükûmet, sırf, bir kez daha ertelememek ve verdikleri sözün altında kalmamak için Marmaray'ı 29 Ekime yetiştirmeye çalışmışlar ve bunu bir zafer olarak sunmuşlardır. Oysaki az önce saydığımız sorular insan hayatıyla ilgilidir. Hükûmet temsilcileri ve projenin teknik uzmanlarından oluşan bir heyetin basın önünde endişelere cevap vermesini bekliyoruz. Su havzalarımızı ve ormanlarımızı yok eden yeni yeni köprüler yapılmasının yerine, İstanbullular bu tür raylı tünellerin yapılmasını ve metro ağlarının geliştirilmesini talep etmektedirler.
Bakın, metrobüs yapılırken "Bunu raylı sistem yapın, asfalt ile lastiğe yatırım yapmayın." dedik, işin kolayına kaçtınız, dünyanın en pahalı otobüslerini aldınız, yıllarca trafiği felç ettiniz ama pişman oldunuz. Bugün Belediye Başkanı buranın metro yapılması gerektiğini söylemeye başladı. Bizzat Belediye Başkanınız, hani bütün tarihi iktidara geldiğiniz 1994'ten değil 2004'ten başlatan Belediye Başkanınız da bu yanlışlığı gördü, bu metrobüsün İstanbul'un yükünü çekemediğini söyledi. İstanbul'da trafik durma noktasına geldi maalesef. İnsanların trafikte yılda yüz on sekiz saat zamanı geçmekte. Yıllık 31 bin adedi aşan dur-kalk ortalamasıyla dünyada 2'nci durumdayız. Sebep, büyük emeklerle yapılmış master imar planının, yapıldığı hâlde Başbakanca iptal edilmesi, İstanbul'un helikopterden bakarak bir kişi tarafından dizayn edilmesidir. Belediye Başkanı büyük itirazlar gelince 3'üncü köprü yolu civarında yapılaşma olmayacağını söylediği ve bunun sözünü verdiği hâlde Başbakanca bir gün sonra refüze edildi ve konut alanlarının da olacağı söylendi. Tıpkı Gezi sırasında Taksim Kışlası'nın yapılmayacağını söyleyen Topbaş'ın bir gün sonra bizzat Başbakanca yalanlanıp oraya AVM yapılacağının söylenmesi gibi.
İstanbul'un giderayak talanına engel olacağız arkadaşlar. Kuzey ormanlarını yok eden köprü ve çevre yollarının yerine raylı sistem tüp geçitleri yapacağız. İptal edilen Haydarpaşa-Kocaeli tren yolunu bir an önce hayata geçireceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)