| Konu: | CHP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ERCAN CENGİZ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN İSTANBUL TRAFİĞİNİN VE İSTANBUL TRAFİK VAKFI UYGULAMALARININ İNCELENMESİ VE ALINACAK ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 5/11/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 14 KASIM 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 14.11.2013 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İstanbul'un trafik sorununa yönelik olarak verdiği araştırma önergesi hakkında konuşacağım.
İstanbul'da sadece İstanbulluların değil, şu veya bu şekilde İstanbul'a yolu düşen herkesin en çok şikâyet ettiği konu trafik sorunu. Hatta, bu sorun öyle bir hâle geldi ki Sayın Başbakanın bile fazlasıyla dikkatini çekti. Bundan birkaç zaman önce, İstanbul'daki bu trafik sıkışıklığının sebebi olarak, Sayın Başbakan, Gezi olayları sırasında protesto yapan vatandaşların trafik sıkışıklığını da yaptıklarını söyledi yani Sayın Başbakan, aslında, İstanbul'un trafik sorununa çareyi buldu, mesele bitti; trafikte Geziciler olmadığı zaman trafik problemi yok. Demek ki neymiş? İstanbul'un trafik sorunu, Gezi olayı protestocularını aldığınız zaman bitmiş oluyor. Dolayısıyla ben, Cumhuriyet Halk Partisinin bu önergeyi vermesindeki kastı anlayamadım. Gezi olaylarına katılanlar bitince İstanbul'un trafik sorunu bitmiş oluyor normalde ama bitmedi tabii ki. İstanbul'un yolları sabah akşam birer otomobil parkına dönüşüyor hakikaten, yani bir yol olmaktan çıkıyor, otomobil parkı oluyor. Artan araç sayısı, düşük hızla birlikte trafik kazaları, yakıt tüketimi ve çevre kirliliğiyle karşı karşıya İstanbul'da yaşayanlar ve İstanbul'a yolu düşenler. Özellikle çok sayıda araç, yetersiz yol ve trafik polisi, çok sayıda trafik lambası olan bu tarihî şehirde trafik sorunu nasıl çözülür diye kafa yoruyoruz hep birlikte. İnsanların artan otomobil aşkı ve bağımlılığıyla oluşan trafik sıkışıklığı büyük toplumsal sıkıntılara ve ekonomik kayıplara da neden oluyor tabii ki.
Trafiğin sıkışmasında en büyük nedenlerden biri de İstanbul'da gişeler, yani Mahmutbey ve Çevreyolu gişeleri. Bu iki gişenin önünde işe gidiş ve geliş saatlerinde çok ciddi birikimler oluyor. Bu gişelerin hemen ardında kalan Bayrampaşa, Avcılar, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Bağcılar, Esenyurt, bu taraftan Bakkalköy, Samandıra, Kartal, Tuzla -Sayın Başkanın eski ilçesi- oraların tamamı artık şehir içi ama buna rağmen trafik sıkışıklığını giderecek önlem olarak o gişelerin biraz daha geriye alınması henüz düşünülmedi, yani paranın biraz daha fazla kazanılması için İstanbul'un trafiğinin sıkışıklığına göz yumuluyor bile bile.
Bakın, size ben bir şey söyleyeceğim. Dünyada 50 şehirde bir araştırma yapılmış. Trafikte dur-kalk sıralamasında 31.200'le İstanbul ilk sırada; 30.480'le Meksiko 2'nci sırada, 3'üncü sırada da 29.520 kilometreyle Moskova yer alıyor. Yani İstanbul burada da birinciliği ele geçirmiş.
Bütün bunlar, aslında yirmi yıldır ciddi bir planlamayla çözülebilecek sorunlarken, yirmi yıldır İstanbul'u yöneten AVM'ci zihniyet, İstanbul'daki ulaşım sorununa aslında çok dikkat etmedi. Sadece ve sadece havadan yapılan keşiflerde "Hangi araziden hangi rantı elde edebiliriz?" şeklinde uygulamalara yol açıldı, o uygulamaların peşinden koşuldu. "Bu trafiği nasıl rahatlarız, İstanbul'un bu ekonomik kaybıyla beraber bu sosyal problemini nasıl çözeriz?" diye düşünen pek olmadı. Saatlerini trafikte harcayan İstanbullular trafiği rahatlatmak için alternatif yolların bir an önce belirlenmesini ve gişelerde yaşanan yavaşlamanın önüne geçilmesi için çalışmalar yapılmasını bekliyor.
Bir diğer problem de İstanbul'un iki ucunu birbirine bağlayan TEM otoyolu ve E-5 kara yolunun dışında alternatif yol olmaması. Bunlardan bir tanesi şu anda Ergenekon soruşturması nedeniyle yurt dışında yaşayan, 1984 yılında belediye başkanı seçilen Bedrettin Dalan döneminde yapıldı. Sahil yolunda dolgu yapılarak İstanbul'un bir ucundan diğer ucuna kadar bir alternatif yol geliştirildi. Onun dışında şu anda İstanbul'un iki ucunu birbirine bağlayan herhangi bir alternatif yol programlaması yapılmadı.
Trafikte geçirilen zamanın bu kadar arttığı bölgede diğer bir tehlike ise konut projelerinin çok artması. Yer alan alışveriş merkezleri, oteller, ofisler de yoğunluğu bir kat daha artırıyor. Bakın, Mahmutbey gişelerinden çıkın, çok ciddi bir konut alanı var; bu, artık Hadımköy'e, Büyükçekmece'ye kadar ulaştı ama buna karşılık oraya gidecek yollarla ilgili en ufak bir çalışma yapılmadı. Aynı yollar yani yirmi sene evvel Mahmutbey gişelerinden çıkıp gittiğiniz o yollar aynı şekilde devam ediyor ama oranın nüfus popülasyonu asgari 20 kat arttı. Trafiği rahatlatacak çalışmalar ise hep geride kaldı. Biraz evvel arz ettim, İstanbul'un sorunu olarak trafiği görmekten ziyade İstanbul'un rant alanını gözlemlemekten trafik sorununu çözmeye vakit bulamadı İstanbul'u yirmi senedir yöneten zihniyet.
Yol bakım çalışmaları var bir de İstanbul'daki vatandaşları rahatsız eden. Yol bakım çalışmaları, daha çok okula gidiş geliş saatlerinde özellikle başlatılıyor gibi, sabahleyin okula yetişmek için çırpınan o yavruların okula geç kalmalarına sebep oluyor. O yol bakım çalışmaları işe gidiş ve okula gidiş saatleri olan sabah saatlerinde durdurulmuş olsa bu biraz daha rahatlatır trafiği diye düşünüyorum.
İş çıkış saatlerinde İstanbul'da 15 kilometrelik yolda trafikte geçirilen süre ortalama bir saat kırk yedi dakika. Bakın, bu çok önemli bir rakam. Bir saat kırk yedi dakika. Bir insanın sadece ve sadece akşam üstü işinden evine giderken, o güne ait yaşadığı hayatın on ikide 1'ini evine gitmek için yolda harcıyor. Bununla ilgili o otomobilin yaktığı yakıtı, o otomobilin çevreye saldığı egzoz gazlarını üst üste hesap ettiğiniz zaman trafik sorununun, aslında çevre sağlığı, insan sosyolojisi, toplum hayatı için ne kadar önemli bir mesele olduğunu çok daha iyi anlayabilirsiniz.
Trafik sorunu nasıl çözülür derseniz, trafiğin, sosyoekonomik yönü olan karmakarışık diğer problemlerin çözümü gibi kendi kendini düzenleme yeteneğine göre uzun vadeli ve kapsamlı düşünülmesi gerekiyor. Sadece yeni yol ve metro yaparak bu problem çözülemez. En doğrusu, ülke genelinde teşvik edici, kapsamlı önlemler alıp politikalar geliştirmek.
Trafik gibi karmakarışık sosyoekonomik problemlerin detayları planlanamaz ve yönetilemez. İnsanlarımızı ülke genelinde yaşayabilecekleri, çalışabilecekleri, kullanabilecekleri, sahiplenebilecekleri, uyum sağlayabilecekleri yeni ve farklı seçeneklere yönlendirmemiz gerekiyor diye düşünüyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)