GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU İHALE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:17
Tarih:14.11.2013

CHP GRUBU ADINA SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu İhale Kanunu'nun 22'nci maddesinin (i) bendinde değişiklik öngören kanun teklifi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, önümüze gelen kanun teklifi yasalaşırsa ve veren milletvekillerinin istediği olursa bundan böyle Cumhurbaşkanlığı seçimi, Anayasa referandumu, milletvekili seçimleri ve yerel seçimlerde kullanacağımız oy pusulaları ile zarfların kâğıdı ve basım işleri ihaleyle alınmayacaktır. "Açık ihale yöntemi" dediğimiz, daha şeffaf, daha hesap veren, rekabete uygun, denetime açık düzen artık ortadan kalkacaktır. Kanun teklifi uygulanırsa Devlet Malzeme Ofisi ihale düzenlemek yerine bir fiyat araştırması yapacak, daha sonra istediği şirkete oy pusulası bastıracak, dilediği şirketten oy zarfı satın alacaktır.

Sayın milletvekilleri, aslında bugün buraya bir kanunu görüşmek için gelmedik. Biz, seçim ve referandum gibi millet iradesinin en önemli belgelerinden biri olan oylarımızı hangi şirkete daha kolay veririm diye düşünenleri açıklamak için toplandık. Seçim güvenliğini hiçe sayanları, meydanlarda kadınlara "Oy namustur." deyip de, Meclise döndüğünde kamu zararını şirket kârına çevirenleri halkımıza tek tek anlatmak için toplandık. Bürokrasi ve siyasette ihaleyi, kamu denetimini sırtında yük görenleri açığa vurmak için buluştuk. Devlet alımlarını, seçimleri ve Anayasa referandumunu ilgilendiren bir konuyu mali yönünü de Plan ve Bütçe Komisyonunda, hukuki yönünü de Adalet ve Anayasa Komisyonlarında -ki biraz önceki arkadaşımızın ağırlıklı konuştuğu, hukuki ve Anayasa yönünden bize açıkladı- görüştürmeyen "Kamu İhale Kanunu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun alanıdır:" gerekçesiyle Bayındırlık Bakanlığı bürokratları yerine, Maliye Bakanlığı bürokratlarıyla bu Komisyonda tartıştıran, Meclisin çalışma anlayışını çökerten, yolsuzluğu ve usulsüzlüğü çaktırmadan kanunlaştırmayı deneyen bir anlayışı belgelemek için toplandık.

Biz, Anayasa Uzlaşma Komisyonu bir biçimde tıkanırsa ve komisyon yeni anayasayı bitiremezse kendi anayasa taslağını Meclise dayatıp anayasa referandumunu seçimlerin önüne çekmeyi düşünenlerin ipliğini pazara çıkarmak için buradayız. Biz, yolsuzluğa ve usulsüzlüğe direnmek, halkımızın parasının nereden nereye aktarıldığının hesabını sormak için buradayız.

Değerli milletvekilleri, doğrudan temin, ihale yolunu ve Kamu İhale Kurumu denetimini devre dışı bırakan, istenen firmadan oy pusulası ve zarfı alma yöntemini bizlere anlatıyor. Bu yöntem, 2008 yılındaki kanun değişikliğinden itibaren ancak erken seçim durumunda uygulanıyordu. Kısacası, ihalesiz oy zarfı ve pusulası alımı, ancak ve ancak erken seçim gibi kamu ihalesinin yetişmeyeceği, seçimlerin ani kararla yapılacağı zamanlar için geçerliydi. Ne var ki, şimdi, neredeyse tüm seçim takvimi belliyken, nedendir bilinmez, ihaleler süresinde başlatılmıyor, zaman kaybediliyor, gerekçe uyduruluyor.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin gerekçesinde kamu ihalesinin doksan ile yüz yirmi gün arasında ancak bitirildiği, hatta itirazlar olduğunda sürenin uzadığı savunularak tam anlamıyla koca bir yalanla Meclisimizin gündemi meşgul edilmiştir. İhale uzmanları çok iyi bilir ki ancak çok az sayıda ihale bu kadar uzun sürede sonuçlanır, bu uzama da etkili denetimin gereğidir. Rahatlıkla on beş gün, bir ay içinde bitecek oy pusulası ihaleleri bugün halkımıza belli hesaplar uğruna "Beş ayda bitiyor ve zaman alıyor." diye abartılıyor, sanki ilk kez seçim yaşıyormuşuz gibi.

Biz Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri komisyon görüşmelerinde de ifade ettik, "Sorun oluşturduğunu söylediğiniz uzun süreli ihaleler varsa bunlar nelerdir, bize örnek verip tek tek açıklayın. Nerede hata yapılmışsa, kimin sorumluluğu varsa araştırılsın." dedik ama komisyonumuzun AKP'li hiçbir üyesinden ve bakanlık yetkilisinden ses çıkmadı. "Arkasında duracağınız kanun teklifinin gerekçesini belgeleyeceğiniz kaç tane sorunlu ihale var?" diye sorduk, sustular. "Artık ihale yapılmayacaksa işin mali yükü ve kamu zararı ne olacak? Elinizde hazır bir hesap dökümü var mı?" diye sorduk, yine ses çıkarmadılar, suspus oldular. "İhalesiz alım olursa fazladan pusula basılamayacağını, seçim güvenliğini nasıl garanti edeceksiniz?" diye ısrar ettik, somut karşılık vermediler. "Seçim takvimi ortadayken ihaleler neden zamanında bitmiyor, neden bekleniyor?" diye sorduk, sayın milletvekillerinden tek bir yanıt alamadık. "Devlet, kurumunun ihalesini zamanında açsın ne devlet zarar etsin ne vatandaşa ağır fatura çıksın ne de firmalar hak kaybına uğrasın, Kamu İhale Kurumu da denetimini yapsın, o zaman bu kanuna gerek kalmaz." diye önerdik, karşılık veren olmadı.

Sayın milletvekilleri, sizleri uyarıyoruz. Bu kanun teklifi büyük hatalarla ilerliyor. Kanun teklifleri uzmanlık bilgisi isteyen, enine boyuna tartışma gerektiren konulardır. Bu teklif de mali, hukuki yönü ve seçim güvenliği gereği Plan Bütçe, Adalet ya da Anayasa Komisyonunda görüşülmeliydi. Her ne kadar "Bayındırlık Komisyonunun işidir." deseniz de açıkladığınız gerekçelerin çoğunda Plan Bütçe Komisyonunun gerekli olduğunu sizler de bizlere vurgulamaya çalıştınız.

Oysa ne yapıldı? Oy pusulası ve zarfların alımını düzenleyen bu kanun teklifini Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda görüştürdünüz. "Bu konu neden Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda görüştürülüyor?" diye sorduğumuzda -biraz önce de bizi tatmin etmediniz- doyurucu bir yanıt vermediniz.

Gelin görün ki kanun teklifine imza veren milletvekillerinin hangi komisyon üyesi olduğuna bakınca, yaşanan skandala bir yenisi eklendi.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Allah Allah!

SAKİNE ÖZ (Devamla) - "Meclis işleyişi nasıl bozuluyor, bu kanunlar neden sürekli değişiyor, özensiz mi hazırlıyorsunuz?" diye haklı olarak soran halkımıza işte canlı belgesi. Bu kanun teklifini veren hiçbir vekil, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu üyesi değil.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Öyle bir şey yok ki.

SAKİNE ÖZ (Devamla) - Sayıyorum: 13 vekilin 7'si Adalet Komisyonu, 3'ü Plan Bütçe Komisyonu, 2'si İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, 1'i Anayasa Komisyonu üyesidir.

İddia ediyorum: Kendi komisyonlarını doğrudan ilgilendiren bu düzenlemeyi Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda görüştürenler ya da şu ayıba itiraz etmeyenler yarın oluşacak kamu zararından bugünden sorumludurlar.

Sayın milletvekilleri, kusura bakmayın ama bu kanun teklifi son derece özensiz ve dayanaksızdır. Teklifin mali öngörüsü yoktur. Bütçe döneminde açıkça kamu zararına davetiye çıkaran bir düzenlemedir. Kanunda geçen "beklenmedik durumlardaki seçim harcamaları" ifadesi, harcamalara bir sınır çekmemiş, vergilerimizin nereye gideceğine dair kuşkuları artırmıştır.

"Seçim ekonomisi izleyemeyeceğiz." diyen Maliye Bakanının sözü, bu kanunla kendi milletvekilleri tarafından çürütülmüştür.

Seçim takvimi işlerken oy pusulası ve zarflarında son derece tehlikeli bir düzenlemeye gitmek seçim güvenliği konusundaki kuşkuları artırmış, Meclisin saygınlığına gölge düşmüştür.

Fazla ya da sahte oy pusulası basımı şüphesi, yurt dışından gelecek yaklaşık 3 milyon oyun durumu seçime şimdiden leke bulaştırmıştır.

Açık konuşuyorum, kanun teklifinin gerekçesi ise beliren rantı paylaştırmanın bahanesi olmuştur. Meclisimiz AKP'nin siyasi ajandasının aracı olmaya zorlanmıştır. Bu kanun geçerse, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üzerinde dolaylı bir baskı kurulabilir. AKP bir oldubittiyle kendi anayasa taslağını Meclisten geçirip referandumu hızla dayatmanın, seçim takvimi değiştirmenin yolunu zorlayabilir.

Bu kanun teklifi, bürokrasi ihale süreçlerini şeffaf ve zamanında bitirmeyenler ile oy pusulası ve zarfları bazı firmalara paylaştırmayı hedefleyen siyasetçilerin, Meclis iradesini yük olarak gören Hükûmetin sözleşme belgesidir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)