Konu: | MHP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ D. ALİ TORLAK VE ARKADAŞLARININ SURİYE, IRAK VE İRAN SINIRLARIMIZDA YAŞANAN GÜVENLİK ZAFİYETLERİNİN ARAŞTIRILMASI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN VE ÇÖZÜM YOLLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA 29/5/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 19 KASIM 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 18 |
Tarih: | 19.11.2013 |
ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun Suriye, Irak ve İran sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin toplam kara sınırı uzunluğu 2.949 kilometre, deniz sınırı uzunluğu ise 8.333 kilometredir. Kara sınırlarının korunması sorumluluğu Kara Kuvvetleri Komutanlığına, deniz sınırlarının korunması sorumluluğu ise Sahil Güvenlik Komutanlığına verilmiştir. Kara sınırlarımızın korunması, takviyeler hariç 317 sınır karakolunda toplam 51.107 personelle sağlanmaktadır. Sınır güvenliği ile ilgili olarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı haricinde, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü de sorumluluk sahibi kurumlardır.
Ülkemizde karalarımızın sınır güvenliğini yıllardır büyük ölçüde Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı hudut birlikleri sağlamaktadır. Bilindiği gibi, terör örgütü PKK'yla mücadele çerçevesinde, bölgede oluşturulan Jandarma Asayiş Kolordusu yapısı çerçevesinde jandarma tugayları, özellikle Hakkâri ve Şırnak'ın sınır bölgelerinde önemli görevler üstlenmişti. PKK'nın Türkiye'ye Irak'tan giriş ve çıkış güzergâhlarının bulunduğu dağlık bölgede sınır güvenliği büyük ölçüde jandarma tarafından sağlanmıştı.
Sayın milletvekilleri, sınır güvenliği hususunda Suriye mevzusuna özellikle değinmemiz gerekmektedir. Suriye'de 2011 yılı Mart ayında başlayan halk protestolarına Esed rejiminin şiddet kullanarak karşılık vermesi üzerine başlayan çatışmalar hâlen devam etmektedir. Şüphesiz ki bölgedeki bu iç savaş en çok Suriye'yle yaklaşık 911 kilometre sınıra sahip olan ülkemizi etkilemiştir. Suriye ile vatandaşlarımız arasında akrabalık bağları ve insani nedenlerle de sınır ihlalleri yapılabilmektedir.
Ticari faaliyetlerimizin de olumsuz bir şekilde etkilendiği Suriye'yle aramızda bulunan Hatay Yayladağı, Şanlıurfa Ceylânpınar ve Mürşitpınar, Mardin Nusaybin sınır kapıları kapalı durumda olup Hatay Cilvegözü, Gaziantep Karkamış, Kilis Öncüpınar ve Şanlıurfa Akçakale sınır kapıları açık durumdadır. Suriye'deki karışıklıkları fırsat bilen terör örgütleri, buradaki faaliyetlerine ağırlık vermişlerdir. Suriye tarafındaki otorite boşluğundan istifade etmek isteyen gruplarla sınırlarımızda mücadele kararlı bir şekilde yürütülmektedir. Güvenlik tedbirlerinin artırılması kapsamında, sınırlarımıza son derece gelişmiş kamera ve askerî tesisatlar yerleştirilmiş ve birçoğu da takviye edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, terör olayları ve kaçakçılık faaliyetlerini önlemek için, sınırların korunması ve tedbirlerin güçlendirilmesine yönelik yürütülen projelerden de bahsetmek istiyorum. Partimizin 63 maddelik yol haritasında da yer alan entegre sınır yönetiminin uygulanması için yürütülen projede çalışmalar verimli bir şekilde devam etmektedir. Bu projeye yönelik olarak, İçişleri Bakanlığımız bünyesinde Sınır Yönetimi Bürosu görevlendirilmiştir. Entegre sınır yönetimi ülkemizin sınır ve iç güvenliği için çok önemlidir. Türkiye'de sınır yönetimde görev alan kurumlar arasında iş birliği ve eş güdüm fiilî olarak mevcut olsa da kapsamı genişletilerek entegre sınır yönetimi anlayışı çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. Kurum içi ve uluslararası iş birliği alanında faaliyetler de yeterli düzeyde değildir.
Değerli üyeler, Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun'la kara sınırlarında güvenliğin sağlanması görevi Kara Kuvvetleri Komutanlığına verilmiş ise de sınırlarda yaşanan her türlü güvenlik sorunu ve yasa dışı geçişlerin iç güvenliği İçişleri Bakanlığımızla da ilgilidir. Entegre Sınır Yönetimi Projesi ile sınırlarımız Avrupa Birliği standartlarında son teknolojiyle korunacak düzeye gelecektir. Projeyle, sınırlara güçlü fiziki engeller inşa edilmesi planlanmaktadır. Riskli bölgelere bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi fosforlu yumuşak toprak serpilerek sınırlarda iz tarlaları oluşturulması da düşünülmektedir. Proje sonunda, sınır yönetimine ilişkin mevcut yapıdan kaynaklanan sorunların aşılması amacıyla daha hızlı ve etkili bir hizmet yürütülmesine imkân sağlayacak, sivil otoriteye bağlı tek bir kurumun yetkili olacağı bir yapılanma oluşturulacaktır. Bu çerçevede, Türkiye'nin kara sınırları ile tüm sahillerinin korunmasını ve kara, deniz, hava sınır kapılarının genel yönetim ve denetimini sağlamak amacıyla üniformalı, silahlı ve profesyonel bir kolluk birimi olarak İçişleri Bakanlığına bağlı yeni bir sınır güvenliği biriminin kurulması ve sınır güvenliği hizmetlerinin de daha etkin, verimli ve kaliteli sunulması ve mevcut kaynaklardan azami şekilde yararlanılması mümkün olacaktır. Yani, entegre sınır yönetimi sistemiyle sınırlar tek elden yönetilecektir. Emniyet, gümrük, askerî kurumlar gibi 13 farklı kurumun görev aldığı sınırların sorumluluğu, yeni kurulacak sınır güvenliği teşkilat başkanlığına devredilecektir. Kurum başkanı İçişleri Bakanlığı'na bağlı olacak, sınırda kolluk kuvveti görev yapacak ama bu kolluk kuvveti Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı olmayacak. Emniyet, jandarma, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik personeli sınır güvenliği teşkilat başkanlığı sınıfına geçiş yapabilecek, bu kişiler sınır polisi statüsünde görevlendirilebilecektir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin sınırlarının fiziki güvenlik sistemi açısından tümüyle yeniden elden geçirilmesi ve tam donanımlı bir güvenlik sistemine kavuşturulması amaçlanmaktadır. Sınır güvenliğinde kullanılacak yeni fiziki engellerin ilk olarak Suriye sınırında inşa edilmesi de düşünülmektedir. İçişleri Bakanlığımız gerekli malzeme alımlarını yapmaya devam etmektedir; sınırlara kurulacak termal kameralar, radarlar, gece görüş cihazları, sensörler, hava ve devriye araçlarının bir bölümünü temin etmiştir. Diğer taraftan, Elektrik Piyasası Kanunu'yla sınır güvenliğinin önemli bir unsuru olan sınır aydınlatmalarına ait yatırımların yapılması ve tüketim giderlerinin ödenmesi görevi de İçişleri Bakanlığına verilmiştir. Gerekli koordinasyon çalışmaları sağlanmıştır.
Bu projenin haricinde, İçişleri Bakanlığınca Sınır Aydınlatma Projesi Yapımı ile Tamir ve Bakım Projesi, Türkiye'nin Doğu Sınırlarında Sınır Gözetleme Kapasitesinin Artırılması ve Mayın Temizlenmesi Projesi ve Entegre Sınır Yönetimi Sistemi Projeleri yürütülmektedir. Mahallinde yürütülen sınır güvenliği projeleri ise Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak Valiliğince yapılan fiziksel ve teknik güçlendirmeye yönelik çalışmalardan oluşmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüldüğü gibi, sınırlarımızda terör örgütleri, kaçakçılar ve komşularımızdaki otorite boşluğundan istifade etmek isteyen gruplarla mücadele de kararlı bir şekilde yürütülmektedir. Ayrıca, yeni projelerle de sınır güvenliğimiz güçlendirilmektedir.
Suriye, Irak ve İran sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetlerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun vermiş olduğu Meclis araştırması teklifine katılmadığımızı belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)