| Konu: | CHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONUSUNDAKİ SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN (10/628) ÖN GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURULUN 19 KASIM 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 19.11.2013 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğu işçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili araştırma önergesi hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çalışan insanın iş yerinde üretim araçlarını kullanarak bir görev yapması, bir üretimi gerçekleştirmesi sırasında çeşitli koşullarla karşı karşıya bulunması meslek hastalıklarına yakalanmasına veya iş kazalarına maruz kalmasına sebep olmaktadır. Günümüz endüstri çağında, makine ile insan arasındaki artan ilişkiler, insana uyumlu çevre, eşya, makine, ofis gibi fiziksel çevre birimlerinin yaratılması çabalarını zorunlu kılmaktadır. Üretimin ana unsurlarını oluşturan iş yeri ortamı, üretim araçları ve çalışan insan, üretim süreci boyunca sürekli olarak iletişim ve etkileşim içinde bulunmaktadır. Bunun sonucunda ise çalışan insan açısından çeşitli sorunlar gündeme gelmekte, iş yerinde çeşitli fiziksel ve kimyasal faktörler çalışan insan üzerinde doğrudan ve dolaylı etkilere yol açmaktadır. Doğrudan etkiler sonucunda kısa sürede zehirlenme, uzun sürede ise meslek hastalığı gibi olaylar ortaya çıkmaktadır. İş yerindeki olumsuz çalışma koşullarının dolaylı etkileri iş kazaları şeklinde kendini göstermektedir. İş kazalarının oluşmasında üretim teknolojisi, üretim araçları, çevre koşullarının yanında sosyolojik, psikolojik, fizyolojik etkenler gibi birçok etken rol oynamaktadır.
Ayrıca, insanın yapmakla yükümlü olduğu iş için gerekli ve yeterli eğitimi görmemiş olması ya da yeterli beceri ve deneyim kazanmamış olması, yaptığı işin kendisine zor ya da sevimsiz görünmesi ve çalışanın kişilik özellikleri dikkate alınmadan iş verilmesi nedeniyle işe uygun işçi ya da işçiye uygun iş düzeni kurulmamış olması güvensiz davranışlara kaynaklık etmekte ve iş kazası nedenlerini ortaya çıkarmaktadır.
Çalışan insanı etkileyen çevre koşulları geniş anlamda düşünüldüğünde, işçinin aile yapısı ve sorunlarından oturduğu eve ve beslenmesine, işe gelip gidişinde kullandığı taşıt araçlarından yolun uzunluğuna kadar birçok etkeni içermektedir. Ayrıca, iş yerindeki ücret ödeme biçimi, ücret düzeyi, vardiya sistemi, işletme büyüklüğü ve yönetim şekli çalışan insanın davranışlarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen etkenler arasında bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde işçi sağlığı ve güvenliği her geçen gün daha da kötüye gitmekte, AKP iktidarının yanlış politikaları ve uygulamaları, işçilerin yaşamında tehlike oluşturmaya başlamaktadır. Hemen hemen her sektörde ölümlü ve yaralanmalı kazaların günden güne artış göstermesi de bunun en somut kanıtıdır. 2002 yılından 2011 yılının Ekim ayına kadar geçen sürede 706.608 iş kazası meydana gelmiş, bu kazalarda 15.961 işçi sürekli iş göremez hâle gelmiş,10.297 işçi de yaşamını yitirmiştir yani yılda ortalama 1.000 işçi iş kazaları sonucu yaşamını yitirmiştir. Bakın, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin yayınladığı son rapor, bu felaketin görünmez boyutunu gözler önüne sermektedir. Bu rapora göre, 2013'ün ilk on ayında 1.017 işçi hayatını kaybetmiş, yalnız ekim ayında 7'si kadın olmak üzere en az 109 işçi yaşamını yitirmiştir. Bu rapor sonuçları da göstermiştir ki Türkiye'de iş kazaları bir kaza değil, âdeta cinayettir. Peki "Bu cinayetin esas sorumlusu kimdir?" derseniz yanlış politika, uygulamalar ve denetimsizlikte ısrar eden Adalet ve Kalkınma Partisidir. İktidarın yanlış politika ve uygulamaları sonucu işçilerin yaşamı her geçen gün daha da kötüye gitmekte, iktidar partisi işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe saymaktadır. Son dönemde yaşanan işçi ölümleri bunun en büyük kanıtıdır. Günümüzde artık birçok işçi güvencesiz çalıştırılarak tam anlamıyla sömürülmekte, güvensiz bir şekilde çalıştırılarak telafisi mümkün olmayan kazalara zemin hazırlanmakta, kalıcı hasar yaratan, yaralanmalı, hatta ölümlü kazalar yaşanmaktadır. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin yine aynı raporuna göre, 2013'ün Ocak ayında 84 işçi, Şubat ayında 61 işçi, Mart ayında 74 işçi, Nisan ayında 74 işçi, Mayıs ayında 115 işçi, Haziran ayında 105 işçi, Temmuz ayında 120 işçi, Ağustos ayında 148 işçi, Eylül ayında 127 işçi ve Ekim ayında da 7'si kadın, 4'ü çocuk olmak üzere 109 işçi yaşamını yitirmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde işçiler bir maliyet unsuru olarak görülmektedir. İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli önlemler alınmadığı için hayatlar bir bir son bulmaktadır. Kuralsız çalışma, iş saatlerinin uzaması, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması ve kötü çalışma koşulları nedeniyle iş kazaları sonucunda gelen ölümler her geçen gün artmaktadır. Üstelik tüm bunlar, teknolojinin geliştiği, insan hayatını kolaylaştıracak her türlü ürünlerin üretildiği bir yüzyılda yaşanıyor. Sermaye sınıfının ışıltılı dünyası işçilerin emeğiyle daha bir parıldarken işçilerin hayatları kararmaktadır. Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti, bağıra çağıra gelen iş kazalarını kaderle, kısmetle açıklıyor. Oysa, işveren örgütlerinin de itiraf ettiği acı gerçeklerden en önemlisi, iş kazalarının yüzde 98'inin, meslek hastalıklarının da yüzde 100'ünün önlenebilir oluşudur ancak AKP Hükûmeti, uzatılan çalışma saatleriyle, aşırı fazla mesaiyle, taşeronlaşmayla, ücretlerin düşürülmesiyle, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamasıyla, bizzat kendilerinin iş kazalarına yol açtıklarından söz etmiyor.
Burada, taşeronlaşmaya tekrar parmak basmak istiyorum. Taşeron işçilerin ölümlü iş kazalarında kalan aileler perişan olmaktadır, karşılarında tazminat alacak herhangi bir muhatap bulamamaktadır. Dolayısıyla, Türkiye'nin gerçekten emek sömürüsüne son vermesi için bu taşeronlaşmaya acilen son vermesi gerekmektedir.
Sözlerime son vermeden önce, işçilerimizin daha güvenli ve sağlıklı ortamlarda çalışmasını, iş kazalarının ve işçi ölümlerinin olmadığı bir iş hayatı olmasını temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)