| Konu: | İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU'NUN, (2/1675) ESAS NUMARALI CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ (4/127) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 19.11.2013 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, cezaevlerinin problemleri çok. Cezaevinde yatan normal hastaların, cezaevinde yatanları ziyarete giden ailelerin problemlerini sürekli dile getiriyoruz. Ancak, maalesef, bu konuyla ilgili bir çözümü Meclis hâlâ üretebilmiş değil.
Değerli milletvekilleri, cezaevlerine girer girmez çıplak aramaya tabi tutuluyorsunuz. Dünyada örneği var mı bilemiyorum, ilk girer girmez mahkûmlara, daha suçları kesinleşmeden, daha suçlu olduklarına mahkeme karar vermeden ilk cezayı cezaevi yönetimleri veriyor. Çıplak gerçekle karşılaşıyor mahpuslar. Çıplak arama, onursuz arama, keyfî aramayı bütün cezaevlerinde maalesef görmek mümkün. İnsan olan herkesin utanması gereken bir durum.
Ardından, cezaevine giriyorsunuz, mahkûmlar cezaevinin tipine göre sorunlarla karşılaşıyorlar. Kimi cezaevlerinde 10 kişilik koğuşlarda 20-30 kişi üst üste yatıyor, nöbetleşe uyuyor, nöbetleşe nefes alıyor. Bazı insanlar yoğunluktan, kimisi tuvaletin önünde, kimisi kanalizasyon boruları üzerilerine damlarken yatmaya çalışıyor. Kimi cezaevinde ölümüne tecrit var, ölümüne insansızlaştırma var. F tipi, işsiz işkence, sessiz ölüm. İnsanları yalnızlaştırarak cezalandırıyorlar. Bunun yanında, sağa dönsen suç, sola dönsen suç, konuşsan suç, keyfî disiplin cezalarıyla mahkûmlar cezalandırılıyor.
Değerli arkadaşlar, yani kısacası, bütün cezaevleri hastalık üretiyor ve uygulanan politikalar sonucunda önümüzde bir problem duruyor. Belki cezaevlerinin en can alıcı sorunu, belki cezaevlerinin en yakıcı sorunu hasta mahpuslar meselesi. Hasta mahpuslar için her şey sorun değerli arkadaşlar. Önce hasta olduklarını kanıtlamak zorundalar, hasta olduklarını kanıtlayınca sevk problemi yaşanıyor. Daha geçtiğimiz hafta Adana Cezaevinde bir çocuğun parmağı kırılıyor, hasta olduğunu kanıtlayabilmek için, sevk olabilmek için uğraşıyor ve bir buçuk ay sonra sevk oluyor ama parmağı kaynamış.
Değerli arkadaşlar, hasta olup sevk olunca ring var ring. O ringe binen hastalar diyorlar ki: "Allah kimseyi ringe bindirmesin, Allah kimseyi bu ringe muhtaç etmesin." Birçok hasta mahpus, o ringe binmemek için hastaneye gitmiyor. Her şeye rağmen doktora giderseniz eğer doktor Hükûmetin emrinde bir doktorsa maalesef kelepçeli muayeneyi dayatıyor. Kelepçeli muayene dışında -örnekleri mevcut- kelepçeli olarak ameliyat edilen hasta mahpuslar var.
Değerli milletvekilleri, hasta mahpusların cezaevinden çıkmalarının tek bir yolu var, o da ölüm maalesef. Hem de Başbakan son günlerde diyor ya "Cezaevlerini boşaltacağız." Herhâlde cezaevlerini insanları öldürerek boşaltacak.
Değerli arkadaşlar, biz CHP Cezaevi Komisyonu olarak Hasta Mahpuslar Raporu'nu hazırladık, Sayın Nurettin Demir ve Sayın Özgür Özel'le. Hasta mahpuslar için en büyük problem değerli milletvekilleri, hasta mahpuslar için en büyük problem, önlerindeki en büyük engel Adli Tıp Kurumu. Adli Tıbbı tanımanız için size bir örnek vermek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, kamuoyunun yakından tanıdığı bir hasta mahpus Fatih Hilmioğlu. Silivri Cezaevinde karaciğer kanseri, şeker, böbrek tahribatı gibi ağır hastalıklarla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Fatih Hilmioğlu hakkında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi -Türkiye'nin en önemli üniversitelerinden biri- 3 kez rapor veriyor, diyor ki: "İleri derecede siroz, kanser başlangıcı var, cezaevi şartlarında kalırsa ölür." Peki, bunu kim duyuyor değerli milletvekilleri? Maalesef Adli Tıp duymazdan geliyor. Bu yıl gündeme getirdik, Cumhurbaşkanına kadar gündeme getirdik. 18 Şubat 2013'te Adli Tıbba Fatih Hilmioğlu başvuru yapıyor.
Değerli milletvekilleri, Adli Tıptan dokuz aydan beri tek bir kelime cevap yok çünkü cevap veremez, cevap vermeye korkuyor çünkü, maalesef, Adli Tıp Hükûmetin emrinde olan bir kurum.
Değerli milletvekilleri, Fatih Hilmioğlu maalesef şu anda ölümü bekleyen bir hasta mahpus ve maalesef bunu duyan yok, duyan vicdanlı insanlar yok maalesef bizim dışımızda.
Değerli arkadaşlar, eğer bu Mecliste vicdan varsa 162'si ölümcül 544 ağır hasta için Adli Tıp Kurumunu aradan kaldırır ve raporları sadece üniversite hastanelerinin vermesi yönünde bir düzenleme yapar. Bu konuda, vicdan varsa, eğer hâlâ hasta mahpuslara karşı birazcık vicdanınız varsa bu maddeyi değiştirmenizi sizden rica ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)