| Konu: | MERSİN AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ'NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 20.11.2013 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Mersin'in cennet Akkuyu bölgesine yapılması planlanan, hatta ÇED raporu alınmadan hukuksuz bir şekilde yapımına başlanan nükleer güç santraliyle ilgili yani Mersin'in baş belasıyla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hukuksuz iş yapmayan, halkına yalan söylemeyen, rant ve inat uğruna çevreyi katletmeyen milletvekillerini de saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün Dünya Çocuk Hakları Günü'dür. Dünya, çocuk hakları konusunda ilerlemeye çalışırken, siz, çocuklarımızın en önemli hakkı olan yaşama, üstelik de temiz bir çevrede yaşama hakkını gasbediyorsunuz.
Güneyde Mersin Akkuyu, kuzeyde Sinop, batıda İğneada hiç ihtiyacımız olmadığı hâlde nükleer santrallere konu oluyorlar. Burada nükleer santraller kurarak çocuklarımızın başına bela oluyorsunuz, geleceklerini karartıyorsunuz. Tüm dünya ülkeleri nükleer beladan kurtulmaya çalışırken ve temiz enerjiye, yenilenebilir enerjiye yönelirken siz bunları görmezden geliyorsunuz. Bakın, Almanya gibi teknolojide dev olan bir ülke bile artık nükleerden vazgeçtiğini söyleyip güneş enerjisine yönelmişken, Çernobil ve Fukuşima felaketleri hafızalara kazınmışken, sırf Başbakanın inadı yüzünden Mersin'deki çocukların hayatını da tehlikeye atıyorsunuz, üstelik çocuklarımıza yalan söyleyerek ve onlara kötü örnek olarak. Dünya Çocuk Hakları Günü'nde çocuklarımıza yalan söylüyorsunuz.
Aylardır, size, "Henüz ÇED raporu çıkmadığı hâlde Akkuyu'da bir hareketlilik var, bazı çalışmalar yapılıyor. Orada neler oluyor?" diye soruyoruz, "Sadece inceleme yapıyoruz." diyorsunuz. Ben Mersin Milletvekili olarak nükleer santral alanına girmeye çalışıyorum, beni içeri almıyorlar. Neymiş efendim, Sayın Bakanın izni gerekiyormuş. Kendi ülkemde, milletvekili olduğum bir kentte, Bakandan izin almak zorunda kalarak nükleer santral alanına giriyorum ve gözlerime inanamıyorum. Bütün yalanlarınız bir bir ortaya çıkıyor, maskeniz düşüyor. Nükleer santral alanında gördüğüm ilk şey, binlerce ağaç kesilmiş. Çalışan onlarca büyük iş makinesi ve kamyonlar görüyorum, bunları görüntülüyorum.
Bakın, size bazı resimler göstereceğim. Bakın, burada Akkuyu'yu görüyorsunuz, cennetten bir bölge diyordum. Akkuyu'da cennetten bir bölgeyi nasıl iş makineleriyle tahrip ediyorsunuz, burada görün. Buradan gül çıkmaz. Aşık Veysel'e atıfta bulunarak... "Karnını kazma ile kürek ile yardığım zaman beni gül ile karşılar." diyor kara toprağa. Burada siz kazma ile, kürek ile yarıp sizi nükleer santrallerin karşılayacağı bir iş yapıyorsunuz. Bakın, burada tam 13 tane kamyon sayıyorum. Bakın, şu güzel manzaraya bakın, kafalarınızı lütfen kaldırın ve şu güzel manzaraya bakın. Burada siz nükleer santral yapıyorsunuz, burada siz geleceğimizi karartıyorsunuz. Ruslara soruyorum: "Bu inşaat ne zaman başladı?" Ruslar sizden daha dürüst, diyorlar ki: "30 Mart 2013'te." Yani, sekiz ay önce. Peki, ÇED raporu var mı? Hâlâ yok. Peki, nasıl oldu da başladınız? Rus mühendis diyor ki: "Efendim, oturduk düşündük, Rus nükleer santral firması olarak burada taş ocağı işletmeye karar verdik. Baktık ki yasal bir engel yok, ÇED raporu gecikiyor, nükleer santral gecikiyor, biz taş ocağı kılıfıyla çalışmalara başlayalım dedik. Valilik izniyle bu iş oluyormuş, biz de..." Peki, ağaçlara niye kıydınız? "Efendim, yangın yolları yapmak için. Parasını biz verdik, orman bölge müdürlüğü kesti." Madem taş ocağı işletiyorsunuz, yangın yollarına ne gerek var? "Efendim, o bizi ilgilendirmez."
Şimdi, çıkmış Başbakan, utanmadan "Biz çevreciyiz be! Kimse bizimle çevrecilikle yarışamaz." diye, kaba bir üslupla güya çevreci olduğunu ifade ediyor.
Bu hile ve yalanların arkasında hangi pazarlıkların olduğunu mutlaka açıklamalısınız. Açıklayamayacağınızı biliyorum ama yeri zamanı geldiğinde bu pazarlıkların ne olduğunu tek tek açıklayacağım.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Şimdi açıkla!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Burada ben, Enerji Bakanının da olmasını isterdim. Burada Enerji Bakanının çıkıp, benim bu iddialarımı, benim bu görüntülerimi yalanlamasını isterdim; ama mümkün değil.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Şimdi açıkla, şimdi!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sizler Mersin halkının zekâsıyla dalga geçiyorsunuz. Sizin bu anlattığınıza ancak taş kafalılar inanır ve herkes de etrafını kendisi gibi zanneder.
Mersin de sizin hakkınızı görecek, göreceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)