| Konu: | İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU'NUN, (2/1434) ESAS NUMARALI KÖY KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ (4/128) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 26.11.2013 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Keşke Bülent Bey de burada kalsa, dinlese, Sayın Başbakan Yardımcısı da dinlese sevinirdim.
OKTAY SARAL (İstanbul) - Şu anda hepimiz Bülent Arınç'ız.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Ters köşe olmaya gidiyor galiba!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Evet, bu kadar çok çözümden söz eden, bu kadar çok barıştan söz eden, bu kadar çok demokrasiden söz eden Sayın Başbakan Yardımcısının gündemi bilmesine rağmen bu salondan çıkmasını bir... Doğru bulmuyorum en azından, başka bir cümle kullanmayayım.
Değerli arkadaşlar, bakın -sizlere hitaben konuşuyorum, AKP Grubuna hitaben konuşuyorum- sizleri demokrasi sınavından geçirmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin demokrasi meselesi, Türkiye'nin Kürt meselesi sembollerle, aktörlerle ve gösterilerle çözülmeyecek kadar derindir ve büyüktür ve ağırdır. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi bu sorunu içerikten yoksun bir biçimde, sadece gösteri, aktör ve sembollerle götürme telaşı içerisinde. Biz, bugüne kadar, bu kürsüde... Gerçekten de bizimle ortaklaşmak zorunda değilsiniz, grup olarak ortaklaşmak zorunda değilsiniz ama milletvekilleri olarak biz ortaklaşabiliriz.
Ben, bugün, kendim İç Tüzük'ten kaynaklanan hakkımı kullanarak buraya bir öneri getirdim ve bu öneri de Türkiye'nin büyük yarası olan Kürt meselesine, demokrasi meselesine büyük bir derinlik kazandıran koruculuk meselesine ilişkin ve bu koruculuk meselesinin de Türkiye'de sonlanması gerektiğine ilişkin. Değerli arkadaşlar, 1985'ten bu yana var. Köy Yasası'nda bir değişiklik yapıldı ve yaklaşık otuz yıldır var. Şu anda 46 bini gönüllü olmak üzere ve 25 bini de geçici olmak üzere yaklaşık 70 bin civarında geçici köy korucusu var.
Bakın, değerli arkadaşlar, tümüyle ilgili, çok yakın bir zamanda -bilirsiniz, bilmezsiniz ama- Diyarbakır'daki Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsünün hazırladığı bir rapor var, kitap olarak yayımlandı; "Geçmişten Günümüze Bir Yapılanma" diye, köy koruculuk sistemi. Meclis araştırma komisyonunun yapacağı bir çalışmayı Diyarbakır'daki arkadaşlarımız yaptılar, akademik biçimde yaptılar ve bu kurumun neden kaldırılması gerektiğini ifade ettiler. Bugün gazetelerde var, işte Mecliste kurulan ama bize göre bir komisyon olmayan Çözüm Komisyonunun önerileri arasında da var koruculuğun kaldırılması, bunun bir şarta bağlanarak kaldırılması. Hayır, arkadaşlar. Bakın, önerimiz açık. Bugün eğer gerçekten çözüm istiyorsanız, bugün eğer gösteri dışında, sembol dışında, aktörler dışında siyaset yapmak istiyorsanız gelin, bunu bugün burada gündeme aldıralım, komisyona havale edelim, içeriğini tartışalım.
Değerli arkadaşlar, eksiği olabilir, yanlışı olabilir, yürürlük maddesini bir yıl sonraya bırakabiliriz, iki yıl sonraya bırakabiliriz ama bunu bugün burada gündeme aldıralım. Sizler irade kullanın. Sadece semboller üzerinden ve gösteri üzerinden siyaset yapmayalım, burada milletvekilleri olarak kendi irademizi de ortaya koyalım ve bir sefer olsun yanlış yapın, muhalefetle yani bizimle bir iş birliği yapın, ne olacak, dünyanın sonu değil. Sizin ağırlıkta olduğunuz, 10 tane üyenizin olduğu Komisyonun bugün işte raporu var, sağda solda yayımlanmış, elimize geçmeyen, Meclis Başkanlığına sunulan. Ne var bunda? Geçen hafta hasta tutukluları getirdik, reddettiniz; seçim barajını getirdik, reddettiniz; Diyarbakır Cezaevini getirdik, reddettiniz; cemevlerini getirdik, burada reddettiniz, dinlemeden bütün bunları yaptınız. Ama demokrasi sonuç itibarıyla bu salonda ortaklaşma rejimidir, ortaklaşma. Müstehzi müstehzi gülme rejimi değil, ciddiye alacaksınız.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Önergenin altından imzasını çekti, biz niye inanalım? Önergene de sahip çıkmadın.
AHMET YENİ (Samsun) - Önergeni sahipsiz bıraktın.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Niye üstüne alıyorsun? Niye üstüne alınıyorsun? Niye üstüne alınıyorsun?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Niye hedef göstererek bağırıyorsun? Allah Allah! Bırak Allah aşkına!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ben Genel Kurula hitaben konuşuyorum, niye üstüne alınıyorsun? Bakın, müstehzi müstehzi gülme rejimi değil bu Genel Kurul, biz ciddi şeyler konuşuyoruz. Burada gösteri yapmıyoruz, esaslı işleri konuşuyoruz, esaslı işleri. Sizin gibi gösteri yapmıyoruz, aktörlük yapmıyoruz; bunları yapıyoruz değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, bakın, rapor ortada, kanun tasarımız ortada, sizden ricam, elinizi vicdanınıza koymanız ve bu Mecliste doğru işleri birlikte yapmamız, her şeye rağmen beraber yapmamız. Eğer Türkiye'nin Kürt meselesini ve barışını istiyorsanız gelin bugün burada gerçekten doğru bir iş yapalım ya. Ne olacak, dünyanın sonu mu? Ana muhalefetten gelen bir şeye "Evet." deyin ne olacak?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - "Evet." dedik ya size. "Evet." diyoruz, gene karşı çıkıyorsunuz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, beraber bir şey yapacağımızı burada gösterelim, dünyanın sonu mu?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - "Evet." diyoruz gene kaçıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - En önemli mesele koruculuk meselesi, en önemli mesele. Bakın, en önemli mesele. Yahu kanun tasarısı burada.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Nasıl güvenelim sana? İmzanı geri çekecek misin?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Utanmazlık yapma bak, utanmazlık yapma Fatih!
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Öyle konuşamazsın.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, ben kanun teklifini de sunmuşum, 37'ye göre konuşuyorum. Kendi hakkımı kullanıyorum, kendi hakkımı kullanıyorum.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Nasıl inanalım, imzanı çekersin oradan? Nasıl güvenelim?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bana bakın... Hayret bir şeysin ya! Gerçekten ya cehaleti... Bana bakın... Cehaleti biraz almak mümkün değil gerçekten.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
Sayın Tanrıkulu, teşekkür ederim.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Destek verdik ama imzanı çektin.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Senin cehaletini senin gençliğine veriyorum, cehaletini gençliğine veriyorum.
Tamam, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)