GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İSTANBUL MİLLETVEKİLİ FATMA NUR SERTER'İN, 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ'NE İLİŞKİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMASI DOLAYISIYLA
Yasama Yılı:4
Birleşim:22
Tarih:27.11.2013

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimiz tabii ki eğitime büyük bir önem vermektedir. Verdiği önemi de bütçeden eğitime ayırdığı... (AK PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

Sayın Başkan...

BAŞKAN - Bağırın birbirinize, dökün, sinirlerinizi boşaltın, ondan sonra Meclisi idare etmeye devam ederiz arkadaşlar! Hadi bir dakika izin veriyorum, bağırabilirsiniz birbirinize!

Oldu mu, bitti mi bağırmak?

Buyurun Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Hükümetimiz eğitime ve öğretmene büyük önem vermektedir. Biz şu anda bütçenin neredeyse beşte 1'ini eğitime harcıyoruz. Vergi gelirlerinin ise neredeyse yüzde 23'ünü eğitime harcıyoruz. Bizim dönemimizde yaklaşık 400 bin yeni öğretmen ataması yapılmış ve öğretmenlerimizin özlük hakları hiçbir dönemde olmadığı kadar iyileştirilmiştir.

Bakın, aile yardımı ödeneği ve ek ders ücreti dâhil 8'e 1'de başlayan bir öğretmen 2002 yılında 701 lira alıyordu, ocak ayı itibarıyla 2.911 lira alacak ve buradaki artış oranı yüzde 325.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Satın alma gücünü soruyoruz Sayın Bakan, satın alma gücü. Nominal rakam değil, satın alma gücü.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Bu dönemde enflasyon yaklaşık yüzde 155. Dolayısıyla, enflasyon artışının neredeyse 2 katı kadar ücret artışı vermişiz öğretmenlerimize. Hiçbir dönemde böyle bir artış söz konusu değildir.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Ya, satın alma gücünü soruyoruz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Ama sadece bununla da yetinmemişiz, öğretmenlerimize öğretim yılına hazırlık ödeneğini ödüyoruz; 2002 yılında bu 175 lira iken bugün 740 lira olarak ödemekteyiz. Dolayısıyla, hemen hemen her alanda eğitime çok ciddi kaynak ayrılıyor. Öğretmenlerimizin mali durumları hiçbir dönemde olmadığı kadar iyileştirilmiş. Dolayısıyla, AK PARTİ hükûmetlerinin buradaki karnesi son derece net ve son derece güçlüdür.

Eğitim Türkiye'nin rekabet gücü açısından, uzun vadede kalkınması açısından son derece önemlidir. Türkiye bugüne kadarki başarılarını 25 yaş üstü nüfusun altı buçuk yıllık örgün eğitimiyle sağlamıştır. Yani tabiri caizse, bugün itibarıyla, 25 yaş üstü nüfusumuz ortaokul terk bir nüfustur ve ortaokul terk bir nüfusla Türkiye kişi başına millî gelirde 10 bin dolar eşiğini aşmıştır. Bunu başaran, doğal zenginlikleri olmadan, petrolü, doğal gazı olmadan bunu başarmış başka ülke ben bilmiyorum. Ve şu an itibarıyla eğitimin, asgari zorunlu eğitimin on iki yıla çıkmış olması, bunun yanında okul öncesi eğitimin de yaygınlaşması nedeniyle tabii ki takdir edersiniz ki Türkiye'nin önümüzdeki on yıllarda önü açıktır yani önümüzdeki on yıllara baktığımız zaman Türkiye bugün eğitimde yaptığı hamlelerle, bugün eğitimi önceliklendirmesiyle aslında geleceğin temellerini çok güçlü bir şekilde, çok sağlam bir şekilde inşa ediyor. O nedenle de Türkiye'nin önümüzdeki otuz kırk yıl içerisinde Avrupa ülkeleri arasında ekonomisi açısından ilk 2 sıraya yerleşmesini birçok uluslararası kuruluş öngörüyor.

Özetle, hem öğretmenimize hem de tabii ki bizim beşerî sermayemizin kalitesini artırmaya yönelik olarak, Hükûmet olarak ne gerekiyorsa yapıyoruz. En fazla kaynağı eğitime ayırıyoruz. Bu konunun bilinmesinde ben yarar görüyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)