GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, ENERJİ ALANINDAKİ SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİNİN (10/80) GÖRÜŞMELERİNİN, GENEL KURULUN 27 KASIM 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:22
Tarih:27.11.2013

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verilen önerge üzerine, lehinde konuşmak üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle, biraz sonra Paris'te BIE üyelerinin oylarıyla, inşallah, inanıyorum ki EXPO'yu İzmir alacaktır. İzmir'e EXPO yakışır, EXPO'ya da İzmir yakışır. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü İzmir öyle güzel bir kenttir ki, bunu layıkıyla yerine getirebilecek bir noktadadır. Başarı dileklerimi buradan bir kez daha yineliyorum ve tüm Meclisin bu konudaki hassasiyetini de biliyorum ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, enerji politikalarıyla ilgili olarak burada az önce konuşan iktidar partisi sözcüsü değerli Malatya milletvekilimizin dediği gibi her şey olsa ve güllük gülistanlık bir enerji politikaları olsa...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Benimle karıştırmayasın.

MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) - Mücahit Bey, evet.

Mücahit Bey'in dediği gibi olsa, bundan bu Parlamento olarak keyif alırız, zevk alırız ama enerji gibi çok önemli bir konuda -dünya ticaretinin toplam hacminin yüzde 20'ye yakın kesimi enerji ticareti yani dünyada bir ticaret hacmi var, bunun yaklaşık yüzde 20'si enerji- Türkiye ne durumda? Türkiye, az önce arkadaşlarımın da belirttiği gibi, 61 milyar yıllık enerji faturasıyla cari açığının çok önemli bir noktasını enerji kaynağından dolayı kaybeden bir ülke konumunda.

Peki, Türkiye ne yapmalı? Türkiye, bu konuda, diğer arkadaşlarımızın dediği gibi veya Türkiye'ye kabul ettirildiği gibi "Türkiye, enerji kaynakları açısından kendine yetebilir bir ülke değildir, bizim dışarıya bağımlı olmamız işin tabiatı gereğidir." gibi bir yaftalamaya tabi mi olmalı; yoksa, kaynaklarını doğru kullanarak, Türkiye, aslında enerjide ciddi potansiyeli olan bir ülke olarak bu enerji potansiyelini hayata geçirme konusunda ulusal bir enerji politikası uygulayıp, bu ulusal enerji politikası sonucunda dışa bağımlılığını en asgariye indirip, kendi kaynaklarını en üst noktaya çıkarıp dışarıdan en az bir noktada yararlanma durumunda mı olmalıdır? Evet, Türkiye bu noktada olmalıdır ve böyle bir politikayı hayata geçirmek zorundadır.

Türkiye'nin kaynağı yok değildir. Türkiye'nin petrolü az olsa da, çeşitlilik açısından baktığınızda, linyitte, jeotermalde, rüzgârda ve güneşte çeşitlilik açısından yeni biyokütle ve biyogazda önemli kaynaklara sahip ve Türkiye dünya enerji kaynaklarının yüzde 67'sinin bulunduğu coğrafyada jeopolitik olarak tam ortasında bulunan bir ülke olarak çok önemli bir konumdadır. Yeter ki, sizin ulusal bir enerji politikanız olsun; yeter ki, siz bu konuda kaynak aktarın; yeter ki, siz bu konuda bağımsız bir dış politikayla kendi enerji politikanızı eşleştirin ve Türkiye'nin bu konuda kaynakları en üst düzeye çıkabilecek durumdadır.

Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, enerjide üçlü bir yapıyı öneriyoruz: Yenilenebilir kaynaklar enerjinin üçte 1'ini getirmelidir, yerli olmalıdır ve üçte 1'i de dışa bağımlı olmalıdır.

Şu an, Adalet ve Kalkınma Partisinin uyguladığı enerji politikaları noktasında yüzde 72 dışa bağımlıyız ve bu dışa bağımlılığın çok önemli bir kısmı da Rusya'yla -hem nükleer hem doğal gazla ilgili olan- yapılan anlaşmalar sonucunda gelmiştir.

Avrupa Birliği ve Amerika dâhil, dünyanın hiçbir ülkesinde, bir ülkeye bu kadar bağımlı hâle gelirseniz, o ülkede enerji arz güvenliğini sağlama şansına sahip değilsiniz. Maalesef, Türkiye, bugün, enerji arz güvenliğinde çok ciddi bir dışa bağımlılık noktasındadır. Kendi kaynaklarını kullanma noktasında yatırım yapmadığı gibi, son çıkardığımız kanunla da Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı gibi güçlü bir kuruluşun Türkiye'de enerji alanında araştırma, geliştirme ve yatırım yapmasını, uluslararası anlaşmalarda daha etkin olunmasını, kaynaklar açısından ve lisans açısından bağımsız olmasını sağlayabilme politikalarından maalesef uzaklaştırılmış; ülkemiz, uluslararası kuruluşların taleplerine uygun şekilde "Bizim aramaya gücümüz yok; yabancılar gelsin, arasın." anlayışı içerisinde tamamen yerli kaynaklarımız da uluslararası sermayenin arama alanları hâline getirilmiş, dışa bağımlı bu duruma iç kaynaklarının yabancılara da arz edilmesiyle Türkiye enerjide çok ciddi bir noktadadır.

Değerli arkadaşlarım, bakın, bu konudaki bir veriyle sizi bir kez daha aydınlatmak istiyorum. Enerji, bir ülkenin sanayileşme politikalarında çok önemlidir, refah toplumunda çok önemlidir, İnsanların çağdaş yaşamı için, enerji, ulaşılması gereken, en ucuz ulaşılması gereken önemli bir kaynaktır. Ama Türkiye'mizde hem sanayici hem vatandaş enerjiye ulaşmakta çok ciddi pahalı bir noktadadır. Son rakamlar itibarıyla, dünyada hem petrole ulaşabilen ülkelerin eksi noktaya düştüğü günümüzde biz şu an daha artarak petrol kaynaklarımızı kullanıyoruz. Enerjide de yüzde 6,7'yle... Diğer ülkeler enerji maliyetlerini ucuzlatırken biz yüzde 6,7 artırıyoruz. Böyle bir artan enerji ve elektrik kaynaklarıyla dünyada rekabet etme şansına sahip olmayan Türkiye'nin bugün bu verilen önergeyle şunu yapması lazım: Enerji politikalarını araştırmak, enerji politikalarında hangi yanlışlıkları yaptığımızı görmek zorundayız. Bunun yanında, Türkiye, ciddi bir şekilde "enerji verimliliği" diyebileceğimiz ve "En ucuz enerji, tasarruf edilen enerjidir." anlayışıyla enerji verimliliği konusunda hiçbir tedbir almamakta, 2000 yılından önce yapılmış inşaatlarla bugün enerji kayıplarımız son derece büyük oranlardadır ve Türkiye, bundan önce yapılmış büyük hidroelektrik santrallerimizin bakımını bile yapmamakta, onlardan yeterli verimi alma konusunda elinden gelen yenileştirmeleri ve gayretleri yapma noktasından uzak kalmaktadır.

Güneşte bizden çok kıt kaynakları olan Almanya'nın, son dönemde yüzde 20'ye yaklaşan güneş enerjisinden ihtiyacını karşılaması noktasında, Türkiye, güneş enerjisini seyretme noktasında olmuştur. Bu süreçte, maalesef, yenilenebilir enerjiye verilecek destekler konusunda çıkan Yenilenebilir Enerji Kanunu'nda gerekli adımları atmadığımız için bugün bu konuya gelmiş durumdayız, hem teknolojik olarak hem güneşten yararlanma konusunda uluslararası anlamda dünyanın çok gerisinde kalmış bir ülkeyiz kaynaklarımız olmasına rağmen. Aynı şekilde, rüzgârda, bugün ciddi bir şekilde enerji kaynaklarımız konusunda sıkıntılar devam etmektedir.

Değerli arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisi şunu bilmektedir: Biz enerjiye ulaşılma ve enerji elde edebilme konusunda her türlü yatırımı yapmaya hazırız. Bunu yaparken, çevreye duyarlı, çevre hassasiyetini gözeten, ama enerji arz güvenliğinin bir ülkenin gelişmesi için, çağdaş bir ülke olabilmesi için önemli olduğuna inanan, bunun uygun fiyatla ve en ucuz şekilde vatandaşa ulaşması gerektiğine inanan insanlarız.

Siz, enerjinin ve elektriğin, bugün özellikle devlet desteklerinden uzaklaşarak, özelleştirmeler vasıtasıyla da dağıtım alanlarını direkt özel sektöre terk ederek, yatırım yapmaktan kaçarak, özel sektörün yapacağı yatırımı da vatandaşın cebinden alınacak paralarla yapma noktasında bıraktığınız bir enerji politikasıyla Türkiye'nin geleceğini şekillendirme şansına sahip değilsiniz.

Evet, Türkiye'de enerji, dış politika alanında da bağımsız bir dış politikayla olur. Komşularıyla sıfır sorun yerine, her komşusuyla sorunlu bir ülkenin dış politikasında ciddi bir şekilde zaaf varsa enerji politikalarında da ciddi şekilde zaaf olacaktır.

Onun için, bu konunun araştırılmaya, bu konunun yeniden ele alınmaya, ulusal bir enerji politikası oluşturulmaya ve oluşturulan bu politika için tüm partilerin ulusal bir politika çerçevesinde birlikte karar vermesine ihtiyaç vardır. Bu nedenle, bu önergeyi olumlu buluyor, Cumhuriyet Halk Partisi olarak destek vereceğimizi belirtiyor, huzurlarınızı saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)