| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BELARUS CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GERİ KABUL ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 27.11.2013 |
CHP GRUBU ADINA ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Paris'te EXPO 2020 oylaması gerçekleştirildi. EXPO 2020 oylamasında temamız İzmir; İzmir'in teması da "Daha iyi dünya için yeni yollar ve herkes için sağlık"tı. Oylamada ikinci turda, ne yazık ki Dubai 81 oy, Ekaterinburg 41 oy, İzmir 36 oy aldı ve ikinci turda İzmir elendi.
Sağlık olsun diyelim; böyle durumlarda halkımız öyle der, biz de öyle diyelim. Temamız da zaten sağlıktı.
İzmir, EXPO'yu almasa da gelişmesini sürdürmeye hazır bir kenttir; özellikle de bu temayla ilgili sağlık turizmini geliştirmede altyapısıyla, planlamasıyla, stratejik planlarıyla bu gelişmeyi göstermeye hazır bir kenttir. İzmir, daha önce de dünyanın 200 metropol kenti arasında 4'üncü sırada, en sağlıklı gelişen, en hızlı gelişen kent seçilmiştir. Uluslararası alanda bu konuda birçok başarı hikâyeleri vardır, ödülleri vardır. İzmir, sağlık temasını da yine EXPO'yu almasa da... Eğer İnciraltı yine iktidar partisi tarafından AVM'ler, gökdelenler yapılmak üzere planlanmazsa, oradan bir rant yaratılmak istenmezse, İnciraltı sağlık turizmine uygun olarak planlanırsa İzmir, sağlık turizminde de hedeflediği yerlere kısa sürede varmakta gecikmeyecektir. İzmir, sağlıkta serbest bölgeyi de kendisine hedef koymuştur, bunu da gerçekleştirecektir. Yani, İzmir, bu konuda bir sıkıntı yaşamayacaktır.
Değerli arkadaşlar, İzmir, bölgede, çevresindeki bütün iller 3'üncü sırada teşvik bölgesi iken 1'inci sırada teşvik bölgesi olarak ilan edilmiştir. Eğer bu haksızlık giderilirse İzmir'in gelişmesinde bir sorun yaşanmaz.
Yine, İzmir, 2012 yılında 32 milyar 817 milyon lira vergi ödemiştir ama bunun karşılığında sadece 704 milyon liralık kamu yatırımı almıştır, 4,5 verip 1 almıştır. Yani, toplam vergilerle falan beraber ama sadece kamu yatırımları açısından bakarsanız 46 vermiş, 1 almıştır. İzmir'e verdiğinin bir kısmını geri verseniz İzmir zaten gelişmesini sürdürecektir.
Değerli arkadaşlar, İzmir'de yapılan özelleştirmelerle ilgili bir soru önergesi vermiştim. Oradan şu çıkıyordu: 2 milyar 775 milyon dolarlık özelleştirmelerden kaynak aktarmış. Ondan sonra daha çok şeyler satıldı. Bu eski bir rakamdır. Yani, 5,5 milyar Türk lirası İzmir'den özelleştirmelerden kamu bütçesine kaynak aktarılmıştır. Buna karşılık dokuz yıl boyunca AKP Hükûmetinin İzmir'e kamu yatırımlarından ayırdığı pay 4 milyar 393 milyon liradır yani İzmir bu konuda 1 milyar 157 milyon lira alacaklıdır. Bunun dışında, "Bir şey yapmıyor." denen İzmir Büyükşehir Belediyesi son beş yılda koskoca devletin yaptığı yatırımlardan 1, 80 milyar liralık daha fazla yatırım yapmıştır.
RIFAT SAİT (İzmir) - Ne yaptı, ne yaptı?
ALAATTİN YÜKSEL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, okuyun, göreceksiniz.
EXPO 2015 adayı da İzmir'di. EXPO 2015'te İtalya başbakan düzeyinde o gün oylamada bulunup gerekli girişimlerde bulundukları için kıl payı kaybetmiştik. Aynı zamanda, ilk kez katıldığı için kaybetmemiz biraz normal karşılanabilirdi ama bu ikincisiyle ilgili neler yapıldığını kısaca bir anımsayalım. "İzmir mi, Ankara mı?" polemiği yaşandı bir süre. Melih Gökçek, hemen her konuda İzmir'e, İzmir'in gelişmesine taş koymaya alışık olan Melih Gökçek Ankara için başvurdu, bu polemik yaşandı. Hemen arkasından, buna karar verilirken 2 Mayıs 2011'de, genel seçimlerin hemen öncesinde İzmir Büyükşehir Belediyesine operasyon düzenlendi. Arkasından, 17 Mayısa geldik, İzmir'in EXPO 2020 adaylığı için başvuru mektubunu vali başkanlığında bir heyet götürüyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi doğal olarak bu heyete katılmadı çünkü bürokratları o arada tutukluydu, kendisinin de yurt dışına çıkıp çıkamayacağı şüpheliydi.
Değerli arkadaşlar, 22 Kasım 2011'de İzmir Büyükşehir Belediyesine ikinci bir operasyon düzenlendi ve bu operasyonda hemen bütün büyükşehir bürokratları büyük bir çoğunlukla gözaltına alındı, 130 sanıklı bir dava gerçekleştirildi. Bin yıllık bir ceza davasıydı bu, başkanına 397 yıl isteniyordu ve bu davanın içeriğine baktığınızda, 320 sayfalık iddianamede de rüşvet yoktu, irtikâp yoktu, zimmet yoktu, haksız zenginleşme yoktu, kalpazanlık yoktu. O tür dosyalar Meclisin raflarında bekliyor İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle ilgili ama İzmir'de bunlar yoktu. Ne vardı? Sosyal projeler vardı, kültür projeleri vardı. "Leman Sam'ı niye ihale yapmaksızın çağırdınız?" diye onu soruyordu, süt projesini soruyordu, mandalina projesini soruyordu, iddianamelerde bunlar yer alıyordu.
Değerli arkadaşlar, 25/7/2012'de, EXPO 2020 Yürütme Kurulu Başkanı Vali Cahit Kıraç seçildi ve yürütme kurulu üyeleri seçildi. Belediye Başkanı, yerel yönetimlerin lideri bu yürütme kurulunun dışında tutuldu. Diğer bütün kentlerin sunumlarını belediye başkanları, o kentlerin liderleri yaparken ne yazık ki İzmir'in sunumlarını İzmir'in Valisi yaptı.
Bu arada, sivil toplum örgütlerinden birkaç kişiyi yürütme kuruluna almışlardı. Bunlardan da bir kısmı bu komisyondan, bu Yürütme Kurulundan istifa ettiler. Kimdi bunlar? Yürütme Kurulu Başkanı seçilen -önceki- Mahmut Özgener'di, İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar'dı. Birtakım şeyler, bu Hükûmetin çalışma tarzı onlara uymadığı için oradan istifa etmek durumunda kaldılar. Ondan sonra daha da devletleştirdiler kurulu. Bu devletleşmiş Kurulla, tabii ki, bir başarısızlık yaşandı ve 6 Mayıs'ta -vali buna başkanlık yaparken- Cahit Kıraç'ın Diyarbakır'a tayini çıktı, yerine Mustafa Toprak Diyarbakır'dan geldi. O sürdürdü ve hemen arkasındaki haziran sunumunu İzmir'i hiç tanımadan, bilmeden Vali Mustafa Toprak gerçekleştirdi.
Değerli arkadaşlar, geldik bugüne, 27 Kasıma. Başbakandan bugünkü sunumlarda ulusa seslenişi izledi dünya.
Evet, değerli arkadaşlar, ne yazık ki, bu Hükûmetin dış politikasıyla, bu Dışişleri Bakanının politikasıyla uluslararası bir başarı elde etmek mümkün değildir. Gezi Parkı eylemlerinde 6 kişinin ölümüne neden olan, emri veren Başbakanın ulusa sesleniş yaptığı bir oylamada Türkiye'nin kazanması mümkün değildir. 7 bin öğrencinin tutuklandığı, 2.824 öğrencinin hâlen hapishanelerde olduğu, 7 milletvekilini hapiste tutan, generallerinden, Genelkurmay Başkanından seçilmiş başkanlara, meclis üyelerine kadar hapiste tutan bu Hükûmetle elbette bir başarı sağlamak, uluslararası başarı sağlamak mümkün değildir. Bu Hükûmet, komşu ülkelere terör ihraç eden bir Hükûmettir ve kendi ülkesindeki hak talebinde bulunan herkesi terörist ilan eden bir Hükûmettir; bunu bütün dünya izliyor.
Bizim bu sunumlar sırasında diğer ülkeler nasıl propaganda yaptı? "Nerede sizin Belediye Başkanınız, Vali sunum yapıyor, niye gelemiyor?" Bakın, ikinci operasyonunda, sabah beşte ben aradım Başkanı, Başkanın eşi açtı ve dedim ki: "İkinci operasyon yapıldı." Başkan hemen, alelacele, sunumu beklemeden geriye dönmek zorunda kaldı. Diğer ülkeler de, çok doğal olarak, Belediye Başkanı, İzmir'le ilgili sanki bir yolsuzluklar varmış iddiasını tabii ki delegelere yaydılar.
Dünyada değerli yalnızlığı yaşayan bu Hükûmetle uluslararası herhangi bir başarı elde etmek mümkün değildir. Akdeniz Olimpiyatları'nda Başbakan EXPO 2020'yi ağzına bile almamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yüksel.
ALAATTİN YÜKSEL (Devamla) - Neyi ağzına almıştır? İstanbul'daki olimpiyatı ağzına almıştır, onu desteklemiştir.
RIFAT SAİT (İzmir) - Alaattin Bey, kazansaydık siz mi kazanacaktınız?
ALAATTİN YÜKSEL (Devamla) - Evet, İzmir'e yaptığınız yatırımlar burada. Evet, tabii ki biz kazanacaktık. (CHP sıralarından alkışlar)