GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUP BAŞKAN VEKİLİ IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN'IN FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 24/4/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 28 KASIM 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:28.11.2013

YAŞAR KARAYEL (Kayseri) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin Grup Başkanlığınca verilen, faili meçhul cinayetlerin araştırılması, cinayetlerin arkasında yatan siyasi ve sosyal nedenlerin açığa çıkarılması ve soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmesiyle ilgili Meclis araştırması konusundaki önergenin aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, siyasi ve faili meçhul cinayetlerin tarihi çok eskilere dayanır. Yeryüzünde iktidar mücadelesi başladığı andan itibaren insanlar ve kurumlar arasındaki mücadeleler de sürüp gelmiştir. Bizim tarihimizde, Selçuklu ve Osmanlı tarihine baktığımız zaman da bu tip cinayetlere rastladığımız tarih sayfalarında yerini almış. Biz, bu tip olaylarla ilgili tarihi yeniden yargılama durumunda değiliz ama bu olaylardan ders çıkartmak durumundayız. Selçuklu, Osmanlı ve cumhuriyet döneminde iktidar mücadeleleri kızıştıkça siyasi ve faili meçhul cinayetler de artmıştır. İktidar mücadelesi verenler bu tip olaylardan istifade etmiş, İttihat ve Terakki Dönemi'nde çok sayıda siyasi ve faili meçhul cinayet işlenmiştir. Bu cinayetler neticesinde koskoca imparatorluk zafiyete uğramış ve yıkılmıştır.

Günümüz Türkiye'sinde ise milletimiz 1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat dönemlerinde müdahalelere uğramış, bu dönemlerin neticesinde çok sayıda siyasi ve faili meçhul cinayetlerin maalesef işlendiği görülmüştür. 1960 darbesi öncesindeki öğrenci olaylarında öldürülen gençlerimiz faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş, 1980 darbesi öncesinde de darbe hazırlıklarının olgunlaşması amacıyla çok sayıda sağ ve sol görüşten siyasi ve faili meçhul cinayetlerin işlendiği görülmüştür. Bu olaylar hem kitlesel hem de ferdî olarak çok sayıda işlenmiştir; Taksim, Maraş, Çorum gibi kitlesel olaylarla birlikte faili meçhul cinayetler de bunlardan biridir. Bunların içerisinde Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu, Bedrettin Cömert, Abdi İpekçi, İlhan Darendelioğlu, Cahit Orhan Tütengil, Nihat Erim, Gün Sazak, Kemal Türker, Ümit Kaftancıoğlu, Sedat Yenigün ve Metin Yüksel gibi çok sayıda, bilinen değerli insanlar öldürülmüş, faili meçhul cinayetler işlenmiştir.

1990'lı yıllarda Sivas ve Başbağlar katliamları, provokasyonları işlenmiş, çok sayıda masum insanın kanına girilmiş, bunların hepsi merhametsizce işlenmiş katliamlar olarak tarihimizde yerini almıştır. Bu faili meçhul cinayetleri ve derin güçleri araştıran Gazeteci Yazar Uğur Mumcu, yine bu dönemin faili meçhul cinayetlerini araştıran Necip Hablemitoğlu öldürülmüş, şüpheli bir şekilde uçak kazasında Eşref Bitlis kaybedilmiş, 8'inci Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal'a suikast girişiminde bulunulmuş, bunlar da siyasi tarihimizde yerini almıştır.

Türkiye'de her on yılda bir darbe alışkanlığının tezahürü olarak 1990'lı yıllarda darbe hazırlıkları için çok sayıda faili meçhul cinayetlerin işlendiği de görülmüştür. 1993 yılından itibaren faili meçhul cinayetler, Doğu ve Güneydoğu'nun yanı sıra Bolu, Düzce ve Sapanca'nın kesiştiği, "ölüm üçgeni" adı da verilen yerde, bu bölgede çok sayıda siyasi cinayet işlenmiş. Kürt iş adamlarının bu bölgede öldürülmesi... Özel Harp Dairesinin ve diğer güvenlik kuvvetlerinin Güneydoğu'da yürüttüğü terörle mücadelede, finansal kaynakları kesmek amacıyla PKK'yı desteklediği varsayılan Kürt iş adamları buralarda öldürülmüştür.

Aramızda milletvekili olarak bulunan arkadaşımız Pervin Buldan Hanımefendi'nin eşi de benzer şekilde cinayete kurban gitmiştir. Behçet Cantürk de cinayete kurban gidenler içerisindedir. Bu siyasi ve faili meçhul cinayetlerin her ne amaçla olursa olsun tasvip edilmesi mümkün değildir. Cinayete kurban gidenlerin yakınlarına da sabırlar diliyorum.

Demokrasiyle idare edilen hiçbir ülkede siyasi ve faili meçhul cinayetler kabul edilemez. Bu siyasi ve faili meçhul cinayetlerin olduğu bir ülkede demokrasiden, insan haklarından, hukukun üstünlüğünden, eşit yurttaşlıktan da bahsedilemez. Geçmişteki bu faili meçhul cinayetleri, ister derin devlet ister JİTEM ister kontrgerilla isterse Ergenekoncular veya PKK veya KCK veya örgüt içi infazlar, kim işlemişse işlesin, bunların hepsi birer insanlık suçudur, bunları yapanların hepsi de katillerdir.

Biz, AK PARTİ iktidarı olarak eşit yurttaşlıktan ve hukukun üstünlüğünden yanayız. On iki yıla yaklaşan iktidarımız zamanında işkenceye ve faili meçhule veya siyasi cinayetlere karşı olduk ve olmaya da devam edeceğiz. AK PARTİ döneminde işlenmiş hiçbir faili meçhul cinayet olmamıştır, işlenen cinayetler de kısa zamanda aydınlatılmıştır. Geçmişte işlenmiş olan siyasi ve faili meçhul cinayetler üzerine hiçbir ayrım yapılmaksızın gidilmiştir. Bunların aydınlatılması konusunda, başta Sayın Başbakanımız olmak üzere, iktidarımız gerekli iradeyi koymuştur.

Türkiye bundan sonra faili meçhul cinayetlerin, siyasi cinayetlerin işlendiği bir ülke asla olmayacaktır. On iki yıllık iktidarımız döneminde katillerle, mafyayla, rantçılarla, darbecilerle mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Roboski'de kim katliam yaptı, onu da söyleyin de... Onlarla da mücadele ettiniz mi?

YAŞAR KARAYEL (Devamla) - Bu mücadele, milletimizin ve devletimizin yücelmesi ve milletimizin geleceği için de çok önemlidir. Faili meçhul cinayetler ülkemiz gündeminde uzunca süredir yer almış ama AK PARTİ iktidarı döneminde bundan söz edilmemektedir.

Şu ana kadarki yapılmış olan mücadeleler, Meclisin kurmuş olduğu Darbe Komisyonu raporunda geniş şekilde yerini almıştır. Yeni bir araştırma komisyonuna gerek kalmadığı gibi, faili meçhul cinayetlerle ilgili kimin elinde bilgi, belge, delil varsa hukuk devletinde yargıya teslim etmek mecburiyetindedir, bu bir yurttaşlık görevidir. Bunu yapmayan insanlar da hukuka karşı, insanlığa karşı ve tarihe karşı da suç işlemiş olurlar. Bu konuları araştıran cumhuriyet savcılarımız -ve şu anda mahkemeye intikal etmiş konular da vardır- özellikle Malatya ve Diyarbakır savcıları bu konularla ilgilenmektedir.

Bu münasebetle, Barış ve Demokrasi Partisinin grup önerisinin uygun olmadığını düşünüyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)