| Konu: | MHP GRUBUNUN, KÜTAHYA MİLLETVEKİLİ ALİM IŞIK VE ARKADAŞLARININ SON YILLARDA ÜLKEMİZDE YAŞANAN İNTİHAR OLAYLARININ VE İNTİHARA YOL AÇAN SEBEPLERİN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 13/11/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 28 KASIM 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 28.11.2013 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin araştırma önergesi üzerinde söz aldım. Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, gerçekten çok önemli bir konu intiharlar, ekonomik nedenlerle intiharlar veya farklı nedenlerle; mobbing, angarya, her türlü ayrımcılık, baskı, karakolda, nezarette, askerde... Şu an bu konuşmayı hazırlarken geldim ve İnternet'e girdim. Biraz önce Galata Kulesi'nden 25 yaşında bir genç atlayıp intihar ediyor.
Birkaç gün önce, Başbakanlığın önünde, Başbakanın komşusu, bomba süsü verilmiş bir şeyler sarınmış; alarma geçildi, yakalandı ve borç krizi nedeniyle böyle bir eyleme giriştiğini, özür dilediğini söyledi.
Bugün şu saatlerde AK PARTİ'nin Genel Merkezinin önünde bir canlı bomba ihbarı var. Özel timler, terörle mücadele ekipleri, TOMA'lar, panzerler, hepsi devrede ve sokakta Adana'dan gelen -sahte, süs verilmiş gibi bir durum ama cebinde bir sarı zarf- "Sıkıntılarım var. Hiçbir yere ulaşamıyorum." diyen bir vatandaşın sözleri duyuluyor. Birkaç dakika önce bunlar.
Ne oluyor? Gerçekten bu toplum cinnet mi geçiriyor, sağduyusunu mu yitiriyor, sağlığını mı yitiriyor? Neden?
Biraz önce, benden önceki konuşmacı belli alanlara ve rakamlara dayandı, örnekler verdi. Bunları çoğaltmamız mümkün arkadaşlar. Çok fazla uzağa gitmenize gerek yok. İnsan haklarının en başında, en temel hak ve özgürlük, yaşam hakkı değil mi? Eğer yaşam hakkı en kutsal haksa o devleti yönetenlerin, o ülkeyi yönetenlerin, o insanın, o bireyin yaşam hakkını garanti altına alması, gerek dışarıdan ve gerek içeriden kendisine yapılacak bir saldırının veya zarar vermenin önüne geçilmesinin tedbirini alması, o devletin hukuk devleti olmasının gereğidir, insan haklarına dayalı olmasının gereğidir, sosyal devlet olmasının gereğidir. Peki, bu böyle midir arkadaşlar?
Şimdi, herkesin üzerinde cep telefonu var değil mi arkadaşlar? Çocuklarınızda da cep telefonu var? Asgari ücret net 900 lira alanların da, hem annenin, babanın üzerinde cep telefonu var hem çocuklarının ve herkesin kredi kartı var, bir de ek kartları var çocuklarının. Bunların hepsi para. Kredi kartı nedeniyle ve hiç işletmediği kredi kartı nedeniyle icra takibine uğrayıp intihar eden yurttaşlarımız var. Geçen gün burada bir örneğini çıkardım, bir kuruş için takip çıkaran, ödeme emri çıkaran bankalar var bu ülkede dedim.
Bu ülkenin yurttaşları bu kadar sahipsiz mi? Bu ülkenin insanları bu kadar kadersiz mi? Bu ülkenin insanlarının yaşamı, sağlığı, hayatı bu kadar oluruna bırakılmış; her yerde üniversiteler açılırken, her yerde vakıf üniversiteleri açılırken, her yerde enstitüler açılırken, her yerde AR-GE çalışmaları yapılırken, her yerde akademisyenler konuşurken, her yerde bilim insanları konuşurken, her gece televizyonda naylondan programlar yapılırken bu insanların en temel hak ve hürriyetleri konusunda ciddi bir araştırma, ciddi bir gelecek, ciddi bir programlama maalesef yok; ne Kalkınma Bakanlığında var ne Maliye Bakanlığında var ne Ekonomi Bakanlığında var ne Başbakanlıkta var ne de Başbakanlığa bağlı İnsan Hakları Kurumunda var ne de ombudsmanında var arkadaşlar. Onlar, olan ihlallerin peşinde dolaşıyorlar. Oysaki insanları yaşatmak için önlemler almak, onun yirmi yıllık planlarını, projelerini çizebilmek; o ülkenin gençliğine, insanına, kadınına, kaderine sahip çıkabilmek, o insanların o aile saadetine sahip çıkabilmek, o insanların sağlığına sahip çıkabilmek sosyal devletin en başta gelen görevidir.
Arkadaşlar, 2013 itibarıyla 95,1 milyon banka kartı var; 56,4 milyon kredi kartı var. Her yıl 20 lira aidat alınıyor bunlardan. Bakın, 81 milyar lira ödenmeyen borç var ve kredi kartı borcunu, tüketici kredisi borcunu ödemediği için en çok intihar eden grubun da... Tüketiciler Birliğinin yayınlarını okuyun arkadaşlar. Açın, tek tek hepsini görürsünüz; evine haciz gitmiş, icra gitmiş, bir çocuk, bir genç, bir genç kadın, bir yeni evli ve intihar nedeni. Şimdi, bu kadar onurlu çalışan sivil toplum örgütlerimiz de var.
Bir yandan şöyle de bir bakın: 2012'de 453.656 tane takip yapılmış, Mayıs ayında ise kullanılmayan kartlara -hacizler dışında- 325.179, daha bu senenin altı ayında. Şimdi, onu geçtik, burada aidat alıyorlar, burada faize faiz alıyorlar; hani Müslüman'dık, hani dinde faiz haramdı; al işte faiz lobisi budur. Varsa, yüreklice vur beline kazmayı, bir daha yüzde 100'ün üstünde faiz alıp bu vatandaşı intihar etmeye götürmesinler. Yok. (BDP sıralarından alkışlar)
Bakın, arkadaşlar, cep telefonlarına geldiğimizde, dünyada kullanılan 7 milyar cep telefonu var ama Türkiye'de kullanılan 80 milyon, sabitlerle beraber; 80 milyon telefon var. Bunlardan her ay aidat alınıyor, her ay konuşmadan para alınıyor, her ay alındıktan sonra buna ÖTV ekleniyor, KDV ekleniyor ve dünyanın en yüksek telefon vergileri Türkiye'de alınıyor. Bu telefon vergilerinden, icra takiplerinden insanlarımız perişan oluyor.
Arkadaşlar, tabii ki küresel krizin yaşandığı ülkelerde, Avrupa'da da bunun yansımaları oldu. Avrupa'da da rakamlar bize 5 bin civarında intiharın olduğunu gösteriyor küresel krizden sonra ama Türkiye'deki oranlara vurduğumuz zaman, asla bu kadar yüksek değil. Yunanistan'da, İspanya'da, İrlanda'da krizin götürüleri var ve şunu söyleyeyim: Bu rakamlara baktığımız zaman, 939 askerin intihar etmesinin nedeni nedir peki? Cebinde parası olmadığı için, parayla askerlik yapamadığı için, "bankamatik tezkeresi" almadığı için dağlarda nöbet tuta tuta intihar eden bu vatandaşlarda devletin hiç mi günahı yok? Parası olmayan intihar etsin, parası olan istediği gibi yaşasın. Bu adalet mi arkadaşlar?
Polisteki rakamlar dehşet vericidir. Emniyet Genel Müdürü yeni açıkladı, bu kadar intihar oranı polislerde, dünyada ve Avrupa'da bir tek Türkiye'de, birinci sıradayız. "Mobbing"in, angaryanın, kırk sekiz saat değil, bazen dört gün üst üste göreve koşturmanın, gazlamanın, "TOMA"lamanın, "panzer"lemenin... İktidarın menfaatini korumak için koşturulan ve sosyal medyanın içinde, çığlıkları içinde evine gitmeden intihar eden görevlilerden bahsediyoruz arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - On dakika yetmiyor maalesef. Çok şey söylemek gerekir ama Meclisin son sözü söylemesini istiyorum, talebimiz bu. (BDP sıralarından alkışlar)