| Konu: | MHP GRUBUNUN, KÜTAHYA MİLLETVEKİLİ ALİM IŞIK VE ARKADAŞLARININ SON YILLARDA ÜLKEMİZDE YAŞANAN İNTİHAR OLAYLARININ VE İNTİHARA YOL AÇAN SEBEPLERİN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 13/11/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 28 KASIM 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 28.11.2013 |
KAZIM KURT (Eskişehir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun sunmuş olduğu önerge lehinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Dünyada en önemli şey sağlık, insan. Ve tüm ekonomik mücadele, sosyal mücadele insanı yaşatabilmek için. Ama tüm dünya, insanları yaşatabilmek için uğraşırken insanlar intihar ediyor ve on iki yıldır ezici bir çoğunlukla iktidar olan AKP döneminde intiharlar eksilmemiş, artmış. Dolayısıyla, burada ciddi bir sorun olduğunu, bu sorunun da Türkiye Büyük Millet Meclisince araştırılarak bir sonuca bağlanması gerektiğini hepimizin kabul etmesi gerekir.
Türkiye'de intiharlarla ilgili ciddi araştırmalar, ciddi istatistikler var mı? Evet, TÜİK'in araştırmaları var ve bu istatistikler her yıl yayınlanıyor. Geçen yıl 3.225 kişi intihar etmiş. Ancak, bu sayıların doğru olup olmadığı konusunda endişeler var. Emniyet Genel Müdürlüğü, kendi bünyesindeki intiharlarla ilgili bir açıklama yaptı: "2000'den bu yana 340 polis intihar etti." diyor. Ancak, EMNİYET-SEN Genel Merkezi, bu sayının 600 civarında olduğunu söylüyor yani resmî istatistiklerle gerçek ve pratik intiharlar arasında da çelişkiler olduğunu bilmemiz lazım.
İntiharların en önemli nedeni, elbette ekonomik sıkıntılar. Ekonomi iyi yönetilemeyince, ekonomide büyük başarılar elde edilemeyince, her ne kadar dünyanın 17'nci büyük ekonomisi de olsak, intiharlar konusunda -ciddi artış göstermesi suretiyle- Türkiye'nin düşünmesi gereken bir noktada olduğunu hepimizin kabul etmesi gerekiyor. Ekonomik nedenlerle -borçlu olduğu için- borcunu ödeyemediği için intihar edenler var ama işi olduğu hâlde, hem de toplumda iyi bir iş olarak kabul edilen işlere sahip olduğu hâlde intihar eden görevlilerimiz var, kamu görevlilerimiz var. Bunların intiharının nedeni noktasında hiç kimse "cahillik", "bilgisizlik", "bilinçsizlik" diyemez.
Poliste intihar var; polisin ekonomik ve sosyal sorunları olduğu için intihar var. Askerde intihar var; neredeyse son on yılda 965 asker intihar etmiş. Bunun nedeni nedir? Bunun nedenini elbette bu Meclisin araştırıp bulması gerekir ama insana insan gibi muamele edilmeyen yerlerde, mutlaka ve mutlaka, baskılar intihara neden oluyor, intiharı körüklüyor ve büyütüyor.
Türkiye'de cezaevlerinde intiharlar var. Cezaevindeki insanın can güvenliği, hayat bütünlüğü devletin koruması altında, devletin kollaması altında olmasına rağmen cezaevlerinde intiharlar var çünkü cezaevlerinde iyi bir yaşam ortamı yok. Türkiye'de, son on yılda 450 civarında cezaevlerinde intihar olmuş. Bunun sebebini, yine -biraz önce- Emniyet Genel Müdürlüğü ile EMNİYET-SEN arasındaki istatistik çelişkisiyle araştırmak lazım, belki de cezaevlerindeki normal ölümlerde bile intiharlar olduğu ortaya çıkacak. Bu noktada, Türkiye'nin, hem de milliyetçi muhafazakâr bir toplum olan Türkiye'nin yani İslami açıdan da intiharın doğru kabul edilmediği bir ortamda "Niçin intihar ederler?" noktasını iyi değerlendirmemiz lazım.
Biraz önce Sayın Işık söylemeye çalıştı; eğitim düzeyi yükseldikçe intihar azalıyor ama Türkiye'de demek ki hem normal eğitimi hem dinî eğitimi tam anlamıyla verememişiz, veremediğimiz için intihar sayısı ve sonucu büyüyor.
Türkiye'de ekonomik sıkıntılar büyüdükçe, yeni yeni sorunlar çıktıkça yeni yeni intihar nedenleri ortaya çıkıyor. İntihar edenler içerisinde, banka borcu, kredi kartı borcu, icra baskısı nedeniyle intihar edenlerin sayısı son sekiz yılda 200'ün üstünde yani Türkiye'de yeni bir oluşum, yeni bir ekonomik biçim çıkmış ama bu, insanların sorununu çözmemiş, çözmesi de beklenemez.
Türkiye'deki çalışanların yüzde 50'sine yakını asgari ücretten çalışıyor, prim ödüyor; resmî rakamlar bunu gösteriyor ve yine devletin tespit etmiş olduğu resmî rakamlara göre açlık sınırı 1.060 lira. Yani, asgari ücret alan yüzde 50 insanımız devletin resmî rakamlarına göre aç ama Türkiye uzaya fırlamış, Türkiye dünyanın en büyük ekonomileriyle yarışır hâle gelmiş ve Türkiye'deki resmî rakamlara göre yüzde 50 insan aç, Türkiye'de geri kalan çalışanların da tamamı yoksul. Böyle bir ortamda ekonomik sıkıntı, sosyal sıkıntı üst üste denk geldiği zaman intihar kaçınılmaz, intihar başka bir çözüm yolu bulamayan insanlarımız için kaçınılmaz bir sonuç olarak gündeme geliyor. Bu noktada hangi sıkıntıları çözersek intiharları azaltabiliriz? Elbette, ilk önce ekonomik sıkıntı, ondan sonra sosyal sıkıntı; ondan sonra da insanların doğru, düzgün ve insan gibi bir çalışma ortamının bulunmasıyla. Biz, yeni yeni sorunlar yaratan bir sistem içerisinde yeni yeni intihar nedenlerini ortaya çıkarıyoruz. Türkiye'deki bu sıkıntılar devamlı büyüyerek, gelişerek gidiyor. Bizim yapabileceğimiz, Anayasa'daki koruyucu, kollayıcı sosyal devleti birinci planda öne çıkarmak ve bu noktadaki eğitimi artırmaktır.
Türkiye'deki maalesef 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte taşımalı eğitim de ciddi anlamda kırsal kesimde bir sıkıntı yaratıyor ve bu yaratılan sıkıntılardan dolayı yeni yeni intiharlar oluyor. İki gün önce Eskişehir'den bir servis otobüsçüsü aradı beni, diyor ki: "Üç aydır Millî Eğitim Müdürlüğünden almamız gereken taşıma ücretlerini alamadık ve borçlar üst üste binmeye başladı, icra kapıya gelmeye başladı, intihar edeceğim." Oysa, Türkiye'de Millî Eğitim Bakanının şehrinde eğer ücretler ödenmiyorsa, taşıma ücretleri üç ayda, beş ayda ödenmiyorsa yeni yeni intiharlara yol açacak bir ortamı hep birlikte yaratmak üzereyiz demek gerekir diye düşünüyorum.
Hem çalışma ortamının düzelmesi hem çalışma ortamı içerisinde "mobbing"in, baskının, yıldırmanın, sindirmenin ortadan kalkması intiharları belki azaltacak ölçüde bir gelişme kaydetmemize neden olabilir. Bu doğrultuda önergenin kabul edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)