GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE AZERBAYCAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ARŞİV ALANINDA İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:28.11.2013

BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Önce, Sayın Başkan, teşekkür ederim, canlı yayın hukukumuza dikkat ederek zamanında geldiğiniz için.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Maşallah bugün Azerbaycan'la ilgili beş, altı tane sözleşme var. Aslında hangisinin üzerinde konuşalım?

Yani iki ülke arasında çok dostça ilişkiler var. Kafkaslarda en çok iyi ilişkiler kurduğumuz bir ülke de yani şu arşiv için de, Allah aşkına yani şu arşiv için de ikili bir sözleşme imzalanır mı be? "Allah canımızı almasın." diyeceğim ya. arkadaşlar, olur mu ya, bir arşiv için sözleşme, protokol imzalanır mı? Millet malı götürüyor, petrol anlaşması yapıyor, doğal gaz anlaşması yapıyor, ya bir arşiv için iki sözleşme yapılır mı, yapmayın ya!

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Ama iş yapmış oluyorlar.

HASİP KAPLAN (Devamla) - İş yapmak için, iş yapıldı görünmek...

Ya ekonomik, sosyal, siyasal, bilmem ne, bilmem ne bunların hepsini bir protokol yaparsınız. Zaten Yüksek Stratejik Konsey gidiyor, zaten bilmem kaçıncı toplantısı. Allah aşkına yapmayın, etmeyin eylemeyin, bizi, bu Meclisi meşgul etmeyin böyle şeylerle. Zaten Sayın Aliyev geldi, güzel güzel konuşuldu, yenildi, içildi, mesajlar verildi ve gidildi. Bu mu dünya, bu mu gerçek? Eğer gerçek buysa ben de Hasip Kaplan değilim.

Bakın, Amerika İran'la anlaşıyor, "Allah Allah nasıl oluyor?" diyoruz. Amerika durup dururken niye İran'la anlaştı arkadaşlar? Bunun muhasebesini yapmak lazım. İran'dan biz gaz alıyoruz, hani birinde sinirlenmişlerdi, bizim gazı kesmişlerdi, Ankara buz kesmişti ya, hani şantaj olarak kullanılmıştı ya, hani ambargo nedeniyle lira olarak değil, dolar olarak değil, euro olarak değil altınla ödüyoruz ya aldığımız doğal gazı, bu bir.

Kafkaslara gelelim. Azerbaycan'dan, Bakü'den, Ceyhan'a doğal gaz olayımız var, öyle mi? Var. Peki, Allah aşkına ben şimdi size söyleyeceğim, bu TANAP projesi ciddi, güzel bir proje. Doğal gaz geliyor Bakü'den, Azerbaycan'dan, işte Kars'tan Ceyhan'a iniyor, çok güzel, harika. Kardeşim çok da "Kardeşiz, dostuz, soydaşız." diyoruz, bilmem ne diyoruz, her şeyi söylüyoruz da niye en pahalı gazı biz Azerbaycan'dan alıyoruz? Bu nasıl kardeşlik, bu nasıl dostluk Allah aşkına bana anlatır mısınız? Biri bana anlatsın, ben anlamıyorum.

Arkadaşlar, bir şey daha söyleyeyim ben size: Ben bu ara, bu dış politikada bazı şeylere dikkat etmenizi istiyorum. Barzani görüşmesi, Aliyev görüşmesi, Putin görüşmesi; bakın, arka arkaya, çok iyi dikkat edin. Rusya'yla en fazla bağlaşık gaz ticaretimiz var, en fazla gaz ticaretimizin olduğu ülke Rusya. Şu ana kadar Bulgaristan'la Moldova'ya, bir de Yunanistan'a Türkiye üzerinden boru hatlarından giden bir gaz var, öyle mi değil mi? Nasıl gaz alıyoruz biz? Pahalı gaz alıyoruz. O zaman, ben olsam "Ya, şu arşiv anlaşmasını bırak, bizim Dışişleri Komisyonu bu işlerle uğraşmasın. Kardeşim, biz dostuz, kardeşiz, niye gidip gelirken bize vize koyuyorsunuz?" derim ya. E, kardeşlik böyle olur mu? Hangi kardeş kardeşin evine vizeyle gider, bana anlatır mısınız bunu? Anlatamazsınız arkadaşlar. Bana, şu petrolü, doğal gazı niye pahalı aldığımızı da anlatamazsınız, hatta Rusya'yla rekabeti de anlatamazsınız.

Bakın, çok ciddi şeyler oluyor. Sayın Barzani geldi ve Irak Kürdistan bölgesel yönetiminin gaz ve petrolü için anlaşma yapılacaktı, ne oldu? Takozu kim koydu, hele bir düşünün bakayım, takozu kim koydu? Amerika koydu. Niye? "Paralar benim bankamda toplanacak, ben dağıtacağım." dedi. Öbür taraftan da "Maliki'yle bir görüşelim hele, merkezî federal yönetimin de imzasını alalım; zaten ocakta gelecek, ondan sonra ocak ayında bir güzel imzalarız..." Böyle bir dış politika yaklaşım tarzını ciddi bir dış politika yaklaşım tarzı olarak görmüyoruz arkadaşlar.

Bazen hayret ediyorum, şaşıyorum Hükûmete; zikzaklarına bakıyorum, duruşlarına bakıyorum, şovlarına bakıyorum, vallahi aklım şaşıyor; virajlara bakıyorum, taklalara bakıyorum; ya, dış politika böyle bir şey olamaz. Eskiden slogan atıyordunuz, üniversitede kafamızı kırıyordunuz, "Komünistler Moskova'ya, Moskova'ya." En çok da siz Moskova'ya gittiniz, garipliğe bak ya! Garipliğe bak! Moskova'dan çıkmıyorsunuz, Petersburg'dan gelmiyorsunuz; beyaz geceler sizin, petrol sizin, gaz sizin; 100 milyar dolar ithalat, ihracat... Allah artırsın, bir şey demiyorum ama niye bizi o kadar dövdünüz, kafamızı kırdınız, ben onu anlayamıyorum.

Şimdi, burada enteresan olan bir şeyi daha anlatacağım. Sayın Başbakan görüşmede "Sayın Putin, ne olur bizi Şanghay'a alın, Avrupa Birliğinden kurtarın." dedi. Biliyorsunuz değil mi en son görüşmede, yakın görüşmede?

Bakın, Sayın Aliyev'e ne demiş Başbakan? "Gardaş, Karabağ sorunu bizim de sorunumuzdur, harbiden çözeceğiz." Gitmiş, "Şu TANAP projesini biraz daha büyütelim, Bakü-Tiflis-Ceyhan güney gaz koridorunu, Kars-Tiflis-Bakü Demir Yolu Projesi'ni geliştirelim..." Güzel, olmalı. Niye? Olmalı arkadaşlar, eski İpek Yolu'nu demir yoluyla örelim, olsun. Şimdi, bu Yüksek Stratejik Konsey bu çalışmayı yaparken kapıya Karabağ sorunu dayanıyor. Karabağ'da, 2015 Ermenistan'la ilgili yüzüncü yıl soykırım, katliam, tehcir, adına ne derseniz deyin, yüzüncü yılı bir yıl sonra yani tam da seçim döneminde ve "Sayın Putin, şu Kafkaslara barış getirelim..." Putin de diyor ki: "Kardeşim, getirelim." Son görüşmenin basına yansıyan şeyleri: "Şu Ermenistan'la beraber Suriye'yi de çözelim."

Bakın, Kafkaslardan Orta Doğu'dan Balkanlara böyle satranç oynanırken biz ne yapıyoruz? Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Arasında Arşiv Alanında İşbirliği Anlaşması imzalıyoruz arkadaşlar, arşiv! Ne koyacaksınız arşive, Allah aşkına bana söyler misiniz!

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Doğal gaz anlaşmalarını.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Görüşmelerinizi mi koyacaksınız, altınlarınızı mı koyacaksınız, eserlerinizi mi koyacaksınız, kitaplarınızı mı koyacaksınız, konuşmalarınızı mı koyacaksınız, fotoğraflarınızı mı koyacaksınız, ne koyacaksınız ya!

"Arşiv" dediğiniz bir depo. Artık teknik gelişmiş, dijital olarak da tutarsınız. Al, bizim Meclisin de çok güzel bir arşivi var. Yani bunun için sözleşme gerekir mi? Koskoca Azerbaycan'la Türkiye bir arşiv tutamıyor da kuvvetlerini birleştirip bir arşivi kurmak üzere mi...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Petrol çıkarıyorlar.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Ben de zannettim ki uçak yapıyorlar, ben de zannettim ki uzaya füze fırlatacaklar, ben de zannettim ki ciddi bir şey var bunun içinde "Sayın Baluken, hele bir bakayım, şu ne?" dedim. "Birinci Çin'di, nükleerdi, nükleer enerji konusu konuşuruz." dedik. Yapmayın, etmeyin, eylemeyin arkadaşlar!

Bakın, size, son keyifsiz bir şeyi anlatacağım maalesef, istemiyorum ama. Sayın Başbakan, en son Putin'e "Bizi Şanghay'a alın, kurtulalım." dedi yani "Avrupa Birliğinden kurtulalım." dedi. Avrupa Birliği de Doğu Zirvesi yapıyor şimdi. Bakın, ne zirvesi yapıyor? Yaptığı zirvenin adını hemen söyleyeyim: Ukrayna, Avrupa Birliğiyle ilgili ortaklık sözleşmesine "Evet." dediği hâlde "'Hayır' diyeceğim." diyor. Turuncu protestolar başlamış ve tam bu arada Putin, Rusya'nın Belarus ve Kazakistan'la beraber başını çektiği -dün Belarus Anlaşması'nı burada konuşmuştuk- ülkeler, Gürcistan, Belarus, Kazakistan, Rusya Gümrük Birliği Anlaşması'nı Ukrayna'ya imzalatmaya çalışıyor. Putin böyle yapıyor. Şimdi, Putin bunu yaparken Vilnius'ta "Avrupa Birliğinin Sınırları Neresidir?" toplantısı yapılıyor. Avrupa Birliğinin bütün liderleri, 6 eski Sovyet ülke temsilcisiyle birlikte orada toplanıyorlar önümüzdeki günlerde. Şimdi, gelin bunu konuşalım, ciddi konuşalım. Bakın, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyinin 47 ülkesi "Sibirya'dan ta Kore'deki okyanuslara kadar Avrupa'nın sınırları." diyor, Şanghay "Dur, Ukrayna'da dur." diyor. Şimdi, Türkiye bunun neresinde? Neresinde Türkiye?

Evet, Doğu Ortaklığı Zirvesi'ni Avrupa Birliği yaparken biz arşiv yapıyoruz arkadaşlar, arşiv. Patatesleri, kitapları, yazmaları, basmaları, oraya yazacağız adını, soyadını, oraya iki memur atayacağız, iki kadro, al sana oldu dostluk, kardeşlik. Millet götürüyor dünyayı hamuduyla, bunlar kalkmış bize arşivle ilgili protokol imzaları getiriyor.

Şimdi, bakın...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bunlar havai fişek patlatacak bir şey bulurlar yine.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Efendim?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - "Havai fişek patlatacak bir şey bulurlar." diyorum.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Vallaha onu bilmiyorum.

Timoşenko'yu da Avrupa Birliği şartıyla bıraktılar. Fakat, enteresan bir şekilde orada rüzgâr dönüyor arkadaşlar. Rüzgâr dönünce bizim enerji politikalarımıza dönüyor; Kafkaslarda kaybediyoruz, Orta Doğu'da kaybediyoruz, İran'la anlaşıyorlar kaybediyoruz, Suriye'yle anlaşıyorlar kaybediyoruz. Cenevre-2 toplantısı yapılıyor, ABD, Türkiye'ye diyor ki: "Suriye'de rejim dâhil bütün muhalifler gelin, toplantı yapacağız."

Bütün bunlarda Türkiye kaybediyor mu? Kaybediyor. Bütün bunlarda Türkiye yalnızlaşıyor mu? Yalnızlaşıyor. Peki, burada bir sıkıntı yok mu arkadaşlar? Hakikaten niye böyleyiz? Niye bu kadar şanzımanı dağıttık arkadaşlar? Niye, niye? Söyler misiniz Allah aşkına, niye böyle giderken doğru yolda, her şey güzel giderken, ülke dünyanın 16'ncı ekonomisiyken şanzıman dağıtmaya başladık, söyler misiniz?

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) - Sakin ol, senin şanzımanın dağılacak ha!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Sayın Bakan, gümrükten sorumlusunuz, vallahi de billahi de siz arşivle uğraşırken aha 12 Aralıkta, yaz bir kenara, aha burada ediyorum yemini -Erivan'da toplantı var- Davutoğlu Erivan'a gidecek. Şarta girer misiniz? Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısı Erivan'dadır. Davetli, gidecek, değil mi?

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) - Ben 19'unda Esendere'deyim, oraya bekliyorum.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Gidecek, değil mi? Cesaretiniz varsa biraz da muhalefetten yanınıza alıp getirir misiniz? Ben de davet ediyorum, soruyorum. Hem de memleketinizi de görmüş oluruz, gideriz beraber. Erivan'da 12 Aralıkta toplantı var. Türkiye, ABD, Rusya, Ermenistan görüşmeleri sonrası Kafkaslardaki barışçıl çözümün umudunun gelişeceği bir toplantı olacak bu, önemli bir toplantı. Arkadaşlar, bizi arşiv marşiv için getirmeyin. Getirecekseniz doğru işler için getirin.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Allah Allah!

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Niye arşive taktın bu kadar ya, yapma ya!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Arşivle marşivle bizi götürmeyin, götürecekseniz doğru şeyler için götürün.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Erivan'la ne alakası var ya, Çayeli'yle Erivan'ın?

HASİP KAPLAN (Devamla) - Var arkadaşlar, var var.

Şimdi, burada enteresan bir şey daha var. Şimdi, bu Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatının 12 Aralık toplantısının Erivan'da olmasının Azerbaycan'la bire bir ilgisi var arkadaşlar çünkü Azerbaycan'la Türkiye arasındaki sıkıntılardan birisi Yukarı Karabağ olayıdır. Yukarı Karabağ olayı çözülmediği sürece, siz istediğiniz kadar orada arşiv yapın, bir şey değişmiyor arkadaşlar. Vize kalkmıyor, pahalı gazı almaya devam ediyorsunuz, bu iş böyle gidiyor. İstediğimiz kadar gardaş gardaş konuşalım, gelelim böyle iki tane kürsüden basında açıklamalar yapalım gardaşça. E, gardaş gardaşa vize koyar mı Allah aşkına, Sayın Bakan bana bunun izahını yapın. Bana bunun izahını yapın, pahalı gaz satar mı gardaş gardaşa? Yani, ekonomik işlerde farklı şeyler mi oluyor?

Tabii, ben, şuradan... Enteresan şeyler var, ben araştırıyorum, diyeceksiniz: "Ne ilgisi var?" Sayın Başbakana soğuk bir fıkra anlatıldı. Ben, tabii ki, kadınlar adına -çünkü Kadınlar Haftası'ydı- doğrusu... Greenpeace aktivistinin serbest bırakılması olayında Putin espri yapıyordu. Evet, bu esprilere alışığız çünkü zaten soğuktur espriler.

Birinde şöyle bir olay oluyor: Birisi cezaevine giriyor, çeviriyorlar "Neden girdin içeri?", "E, cam kırdım."; "Cam kırmaktan içeri girilir mi?" diye soracaksınız, meğerse adam denizaltının camını kırmış. E, şimdi, bu espri, bu zekâ düzeyi bazen bölgeden bölgeye farklılık arz edebiliyor. Burada kotarılan olayın, onun noktasında değilim ama Time dergisinin yılın kişisi anketi yapılıyor. Şimdi, bakın Sayın Bakan, bakın arkadaşlar, yani, ilginizi çekmesi lazım. Şimdi, bakın, çok önemli, Başbakanımızı ilgilendiriyor. Şimdi, baktım, Allah Allah, bizim Başbakan pop yıldızı Miley Cyrus ile yarışıyor. 1'inci ve 2'nci sıradalar, arkadan kim takip ediyor biliyor musunuz? Bunun arkasında kim var biliyor musunuz? Sisi geliyor.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Hangi Sisi?

HASİP KAPLAN (Devamla) - Sayın Başbakan arkasından...

Bakın, eğer, Sisi sizi yakalarsa -bakın AK PARTİ'lilere, Hükûmete sesleniyorum burada- 100 tane arşiv yapsanız siz kurtulamazsanız. Sisi arkadan takip ediyor. El Rabia falan işaretleriyle, twit'leriyle bunu çözemezsiniz. Sisi arkadan takip ediyor, benden söylemesi. Niye? Çünkü Hintli bir bürokrat var zaten arada, 3'üncü sıraya bir giriyor, bir çıkıyor.

Şimdi, arkadaşlar, bunları konuşuyoruz, güzel. Bu canlı yayın vardır diye size birkaç şey söyleyelim dedik. Bu canlı yayını doğru dürüst bütün Meclisin açık olduğu saate yaysanız da biraz şeffaf olsanız, açıklık olsa, biz de sizi zorlamasak, ikide bir araştırma önergesi vermesek, bu arşiv sözleşmeleri üzerine kalkıp enerjiyi konuşmasak olmaz mı? Yani siz de dürüst davransanız, biz de doğru dursak, yerinde konuşsak yani seçim barajını konuşsak, tutuklu milletvekillerini konuşsak; düşünce, örgütlenme özgürlüğünü konuşsak; 500 tane ağır hasta yatakta yatıyor, vedalaşma hakkını kullanacak anasıyla, onları konuşsak... Bu ülkede çok ciddi sorunlar var arkadaşlar. Bunları konuşmak varken niye bu güzelim, çok değerli günleri heba ediyorsunuz, boşa geçiriyorsunuz? Bu sözleşmeleri, gelin anlaşalım, bir defada çıkarırız hepsini, 20 tanesini yirmi dakikada çıkarırız, ne olacak.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Çıkarın o zaman.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Ama, şu canlı yayını, TV'yi malınız gibi kapatmışsınız, bütün medyaya ambargo koymuşsunuz. Zaten, hepsinin, enerji şirketleri var onların; ya Azerbaycan'da çalışıyor bu enerji şirketleri medya patronlarının ya Barzani'nin yanında çalışıyor ya İsrail'de çalışıyorlar ya da Rusya'da çalışıyorlar. Bütün medya şirketlerinin orada bağlantılı şirketleri var.

Şimdi buradan... Yeni anayasada masayı devirdiniz. Bekir Bozdağ diyor: "2015'te 400 milletvekili bize verin, size yeni anayasa yapacağız." Bu millet dersini almıştır sizden, artık bir daha nah görürsünüz 400 milletvekilini, bitti!

Hadi, hoşça kalın. (BDP ve CHP sıralarından alkışlar)