GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBUNUN, DİYARBAKIR MİLLETVEKİLİ ALTAN TAN VE ARKADAŞLARININ ENGELLİ VATANDAŞLARIMIZIN KARŞILAŞTIĞI SORUNLARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 17/6/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 3 ARALIK 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:24
Tarih:03.12.2013

GÜRSOY EROL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Dolayısıyla, bu vesileyle Meclisimizde böyle bir konunun gündeme gelmesinden dolayı da tekrar memnuniyetimi ifade ediyorum. Tabii gönlümüz, sadece günlerin olduğu anlarda değil, üç yüz altmış beş gün aynı şekilde bu hassasiyetin gösterilmiş olması ve bu noktada da engellilerin önündeki engellerin mümkün olduğunca en asgariye indirilmiş olması.

Şimdi, tabii ki "engelliler" deyince, ülkede geçmiş dönemde yapılmış olan hizmetlerin her birine ayrı ayrı, bir kere, teşekkürü borç biliyoruz ama 2005 yılı engelliler adına önemli bir takvim çünkü 2005 yılında Türkiye'de bir ilk gerçekleştirildi, engelliler adına Engelliler Kanunu çıkartılmış oldu. Buradaki tüm partilerin -o gün için burada olmayan partiler de vardı ama- içeride ve dışarıda hiçbir ayrım gözetilmeden ittifakıyla çıkan bir yasaydı bu ama -bir hakkı teslim etme adına- bugüne kadar, daha doğrusu 2005 yılına kadar yasa anlamında böyle bir çalışma Meclisimize gelmemişken, böyle bir yasanın çıkmış olması da herhâlde Türkiye açısından ve engelliler açısından son derece önemli ve bu noktada da Parlamentomuzu, yapmış olduğu çalışmayı ama öncelikle Hükûmetimizin bu noktada atmış olduğu ciddi adımı ben takdirle karşılıyorum ve engelliler Türkiye'de ciddi bir yasaya kavuşmuş oldu. Bu yasada ayrımcılıktan tutun eğitim alanına, evde bakıma, istihdama kadar birçok madde vardı ama 2010 yılında bir ayrı referandumla birlikte, biliyorsunuz, engelliler adına yapılabilecek herhangi bir şey Anayasa açısından da teminat altına alındı ve bu noktada, engellilerin yasal anlamda da, anayasal anlamda da ayrımcılık noktasında bir ciddi anlamda ayrımcılığa tutulmaması, yapılacak herhangi bir değişikliğin engellenmemesi adına ciddi bir adım atılmış oldu.

Yasamızda -mesela, bugün burada birçok şekilde dile getiriliyor- yasalarda birçok şey var, ben bir tanesini söyleyeceğim: Otoparkla ilgili, biz, yasaya katlamalı olarak koymuştuk yani bir engelli yerine -bir otopark- boş otoparka engelli olmayan bir insan park ettiğinde normal cezanın 2 katı ceza ödüyor ama uygulamaya geldiğimiz zaman bunu kaç kişi biliyor veya bunu kaç kişi uyguluyor? Alışveriş merkezlerinde bile hepimiz yakinen yaşıyoruz, engelli yeri en önde boş diye engelsiz insan önce burayı kullanmaya çalışıyor. Dolayısıyla, bu noktada, öncelikle bir zihinsel dönüşüme ihtiyaç var yani engelsiz olmayan insanların da engellilere bakış açısından tutun, engelliler adına atılacak her adımda ciddi bir zihinsel dönüşüme ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

2005 yılında çıkarmış olduğumuz Engelliler Yasası'nda, o dönemde Parlamentoda görev yapıyordum, birebir çalışmalarda bulunduk ve çok ciddi noktada, bu engelli raporları bugün mesela devamlı dile getiriliyor. Başbakanlığın ve bakanlığın defalarca yazmış olduğu genelgeler var engellilerle ilgili, engelli raporlarında öncelik tanınması, oradaki engellilere kolaylıklar sağlanmasıyla ilgili ama maalesef, uygulamaya baktığımız zaman bu böyle olmuyor. Oradaki uygulayıcıların bize, engelli kardeşlerimize birçok anlamda çıkardığı zorluklar var çünkü engelli kardeşlerimizin aramalarından sonra, biz, daha sonra başhekimlikleri arayarak, oradaki ilgili arkadaşları arayarak bu genelgeleri kendilerine hatırlattık, hatta birçok sefer faksladık ve bunun sonrasında engelli kardeşlerimizle ilgili kolaylıklar sağlandı. Yani, öncelikle uygulayıcıların, bu noktada, yasalardaki bu yazılmış olanlara ciddi anlamda riayet etmesi gerekiyor.

Orada, getirdiğimiz eğitimle ilgili ciddi adım vardı. Bugün burada eğitim konuşuluyor mesela. Eğitimden, o gün BAĞ-KUR'lular ve yeşil kartlılar maalesef yararlanamıyordu ama yasada getirdiğimiz bir değişiklikle, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine alarak, bugün "Engelliyim." diyen her çocuk bu eğitim imkânından yararlanabiliyor ve ülkemizde bu sayı şu anda 300 binlere yaklaşmış durumda. Keza, yasada ilk defa getirdiğimiz evde bakım, kurumda bakım hizmetiyle, ailelerin bize yöneltmiş oldukları "Benim çocuğum ben öldükten sonra ne olacak?"ın cevabını işte burada aramaya çalıştık ki bugün 500 binlere yaklaşan bir sayı ailesinin yanında evde bakım hizmeti alıyor ve devletten bir asgari ücret alınması suretiyle ailelere destek olmaya çalışılıyor.

Şimdi, tüm bunlar ortadayken ben şahsen bazı konuşmalardan burada üzüntü duyuyorum: "Engelli Meclis", "engelli Hükûmet" ifadelerini hiç doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Bir kere, bunun hem kendimize hem de Hükûmete yapılan büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum çünkü bütün bu yapılanlar, bugüne kadar bu engelliler konuşulurken on yılda atılmış olan ciddi adımlar, biraz önce Grup Başkan Vekilimizin vermiş olduğu istihdam rakamlarındaki 4 misli, 5 misli katlanma ve işe yerleşmiş olan kardeşlerimizi düşündüğümüz zaman ne kendimize ne Hükûmetimize, iktidarımıza bu haksızlığı lütfen yapmayalım. Yani, önce sağlıklı bireylerin aklındaki, zihnindeki bu dönüşümü sağlayalım ve ondan sonrasında ülkemizin nereden nereye geldiğine şöyle bir on senede bakarsak, engelli kardeşlerimiz ve aileleri bunu yaşıyorlar, bizler de bu noktada bu haksızlığı en azından yapmamış olalım.

Ulaşılabilirlik noktasında, doğru, ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Belediyelerle defalarca görüşmeler yapıyoruz, defalarca genelgeler gitti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu noktada çok ciddi bilgilendirmelerde bulundu ama buna rağmen, bazı hassas belediyeler bu konuda adım atıyor ama bazı belediyeler de ısrarla bir adım atmıyorlar.

Şimdi, bu noktada, siz de takdir edersiniz ki Türkiye'deki 3 bin küsur belediyenin hepsi AK PARTİ'li belediye değil. Yani, bu konudaki bu duyarsızlığı gösterenleri sadece AK PARTİ'li gibi göstermek, bu da ciddi bir haksızlık. Bu noktada, maalesef, her partiden çok ciddi seviyede duyarlılık göstermeyen insanların olduğunu ve engellilerin işini daha zorlaştırdığını hepimiz kabul etmek durumundayız. Ama şunu yakinen bilelim ki görev hepimizin. Yani, nasıl Parlamentoda oy birliğiyle çıkarttıysak, şu anda da engelliler adına yapılan her yanlışlığı, her haksızlığı düzeltmek hepimizin görevi. Çünkü bu bir partinin bir kişinin meselesi değil, ülkemizde yaşayan 70 milyonun, herkesin ve ailelerin ve buradaki Parlamento olarak bizlerin işi. Öncelikle kendimiz bu işe öncü olmak durumundayız ve yaşanan sıkıntıları, el birliği ederek hep birlikte çözmek durumundayız.

Bu noktada, engelli kardeşlerimizden özellikle ricamız, öncelikle yasalarını ve haklarını son derece iyi bilsinler, bu noktada bu haklarını arasınlar. Engelli ailelerinin de ciddi bir anlamda eğitime ihtiyacı var. Bakanlığımız bu noktada yeni çalışma yürütüyor ve engelli ailelerine de bu noktada bilinçlendirme çalışmalarını başlatmış durumda. Bu noktada aileleri bilinçlendireceğiz ve engelli kardeşlerimiz haklarını öğrenecekler, bizler de bu engellerin kaldırılması adına hep birlikte el ele vereceğiz. Eğer böyle yapar isek ben inanıyorum ki engelsiz bir Türkiye'ye hep birlikte daha rahat kavuşacağız.

İstihdam, tabii ki engellilerin en önemli sorunu ve en önemli problemi ama biraz önce rakamlar verildi; 5 binlerden 25 binlere ulaşan kamuda bir sayı var ve 15 binlerin altına düşen bir sayı. İşte, Türkiye'de ve dünyada ilk olan Engelli Memur Seçme Sınavı'yla bu açık gittikçe kapanacak ve 2014 yılında ikincisi tekrar edilecek bu imtihanla birlikte bu sayının sıfıra düşürülmesi noktasında gayret sarf edilecek.

Asıl amacımız, engellinin ayakları üzerinde dik durması, engellinin, ailesine kendi ekmeğini kendisinin götürmesi ve bu noktada, kesinlikle ayakları üzerinde duran, onurlu, ailelerini götürdüğü ekmekle geçindiren engelli bireyler, hepimizin arzuladığı ve hepimizin Türkiye'de özlediği, dünyada özlediği engellilerdir.

Biz bu noktada hep birlikte el ele verirsek, engellilerin önündeki engelleri aşma açısından çok ciddi adımlar atacağımıza inanıyorum. Her zaman muhalefetiyle, iktidarıyla beraber bu konuda çalışma yapan arkadaşlara teşekkür ediyorum ama iktidarımıza ve Sayın Başbakanımıza özellikle, hiç ortada Engelliler Yasası yokken, Belediye Başkanlığı döneminde başlamak üzere, daha sonrasında Başbakanlığı döneminde yapmış olduğu büyük desteklerden dolayı tekrar tekrar teşekkürü engelliler adına bir borç biliyorum ve "Geleceğimiz engelsiz olsun." diyerek yüce Meclisimizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)