GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, BURSA MİLLETVEKİLİ NECATİ ÖZENSOY VE ARKADAŞLARININ ENERJİ SEKTÖRÜNÜN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN (10/606) GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURULUN 3 ARALIK 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:24
Tarih:03.12.2013

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin araştırma önergesi üzerinde söz aldım. Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, gerçekten önemli bir konu enerji sorunu. Geçen hafta, farklı bir boyutuyla bizler de bir Meclis araştırması önergesi indirmiştik çünkü cari açığın, Türkiye'deki borçların en büyük nedeni enerji. Aslında, sadece enerji üretimi konusu değil, ithalatı, boru hatları; Kafkasların, Orta Doğu'nun, Balkanların güvenliği, barış ve güvenlik, bütün bunlar iç içe giren son derece önemli konular. Bunlardan birisi de, çok açık ifade ediyoruz, Türkiye'nin kriz sonrası sürekli söylediği ve ötelediği bir gerçek var "Kriz teğet geçti.", "Krizin etkisini en asgariye indirdik.", "Krizi idare ettik.", "Kriz bir fırsattır." Krizden en son geldiğimiz 2013 yılında, artık tasarruf zamanıdır, büyüme oranları bütün dünyada düşüyor, ABD'de düşüyor, avroda düşüyor, Uzakdoğu'da düşüyor, bizde de düşecek ve bunların hepsinin temelinde Türkiye'de enerji olayı var.

Bakın, birkaç örnek vereceğim. Şimdi, Sayın Başbakanın bir açıklaması vardı, enerji tüketimindeki artışın bir ülkenin refah seviyesindeki yükselişi gösterdiğini söylemişti ve arkasından Türkiye'nin ürettiği elektriğin 1/3'ünü tüketemediğini de söylemedi. Gerçekten Türkiye'nin 61.151 megavat olan elektrik üretimine karşı tüketimi, en çok harcandığı zamanda bile 40 bin megavata ulaşmıyor.

Buradan enerji piyasasının özelleştirilmesini, geçen yıl satışlarını bir kenara bırakın, zaten enerjide ne varsa -TÜPRAŞ'tan başlayın- gazda, petrolde, elektrikte, dağıtımda, hatlarda her şeyde bir özelleştirme furyası var ve arkasından da ilginç iki nokta var, başlık var.

Birisi petrol boru hatları, doğal gaz boru hatları... İşte, Rusya'yla, Azerbaycan'la, İran'la, en son Kürt petrolü konusunda Irak Kürdistan bölgesel yönetimiyle yapılan anlaşmalar ki biz bunu önemli buluyoruz, çünkü diğer ithalatlara göre yüzde 25 daha ucuz, gelecek için, bu enerji sıkıntısı içinde önemli bir oran, yani Türkiye'yi rahatlatabilir, hatta doğal gaz, elektrik ücretleri ucuzlayabilir deniliyor. Merkezî hükûmetle en son görüşmelerin olumlu olması, kanımca Orta Doğu'daki gelişmeler açısından da önemli, ancak bir gerçeğin altını çizmek lazım. Enerji Bakanlığı hep boru hatlarının haritasını koyar. Öyle bir harita ki Rusya'dan giriş var, Azerbaycan'dan var, İran'dan var, Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı var, şimdi de 284 kilometrelik Zaho Boru Hattı yapıldı. En önemlisi de Katar doğal gazının aktarılması olayı. Bunların hepsi nereden aktarılacak? Avrupa'ya aktarılacak ve Türkiye üzerinden. Yani, Türkiye bir geçiş koridoruna dönüştürülüyor. Peki, bunun Türkiye'deki kendi kaynaklarını değerlendirme, yenilenebilir enerji olayındaki durumu, politikası nedir, buraya gidilmiyor. Niye gidilmiyor? Çünkü, Türkiye'de, dünyadaki enerji üretiminin, elektrik üretiminin oranlarına baktığınız zaman tam tersi işliyor. Nasıl tersi bir oran işliyor? İlginç bir şekilde şöyle bir oran çıkıyor ortaya: Yüzde 35'lerde bir hidrolik kaynak çıkıyor ortaya, ondan sonra onu doğal gazdan üretilen elektrik takip ediyor. Şimdi, bunlara baktığımız zaman, bu oranlara baktığımız zaman ilginç bir rakam çıkıyor ortaya. Yani, dünyada hidrolik daha az, buna bağlı olarak yenilenebilir enerji ve diğer kaynaklar daha çok. Örneğin, nükleer santrallerin atık bırakan, riskli olanları -Avrupa'da oranları azaltılırken- Türkiye'ye gönderiliyor, Türkiye üzerinden bu sefer, özellikle kömür üzerinden termik santraller, Çin üzerinden dikkat ederseniz bir gelişmeler var.

Şimdi, burada, Türkiye'de bunun kaynağı için, bu cari açığın kapatılması, enerjinin üretilmesi için bir ulusal politikaya, ekonomik politikaya ihtiyaç var. Bunu sık sık dile getiriyoruz. Bu Meclisin işi nedir? Madem ki bütçenin 70 milyar açığı buradan geliyor, bunu, bu ciddi konuyu araştıralım. Yenilenebilir enerji nedir, rüzgâr nedir, güneş enerjisinin kaynağı nedir, bize Türkiye'de getirisi nedir, termal enerji kaynaklarının katkısı nedir, bunları çözelim.

Bakın, Orman ve Su İşleri Bakanı bile diyor ki: "HES'leri acımasızca yaptılar, doğayı tahrip ettiler." Eğer Bakan bile bunu söyler bir noktaya geldiyse, bu çok vahim bir durumdur. Eğer enerji ruhsatları çantada satılır bir şekilde pazarda dolaşıyorsa, bu çok vahimdir. Eğer yabancı sermaye şirketleri enerji konusunda Türkiye'yi cazip bir merkez görüyorsa, bu da düşünülmesi gereken bir konudur. Şimdi, ben buradan sizi...

Bütün bunları Meclisin araştırıp aydınlatması, bir enerji politikası oluşturması açısından son derece önemli değil midir? Hükûmeti aşan bir sorundan bahsediyoruz? Ama maalesef bu yok. Bu olmayınca da şöyle bir durum çıkıyor... Bakın, Sayın Babacan ne diyor, daha yakın, iki gün önce: "İşin siyasi ve diplomatik bazı hassasiyetleri var, görüşmeler yapıyoruz." Ne konusunda yapıyorsunuz? Enerji ithalatı konusunda. Ne konusunda yapıyorsunuz? Nükleer enerji konusunda. Hangi konuda yapıyorsunuz? Boru hatları konusunda. Yani, bunların Türkiye'ye gelmesi konusunda, fiyat ve diğer konularda görüşmeler var.

Şimdi, buradan baktığınız zaman Türkiye'nin gerçeğine sizi götürmek istiyorum. Son zamanlarda, bakın, elektrik kesintileriyle ilgili, şöyle bir baktım, ilginç şeyler çıkıyor. Özellikle bu Hakkâri ve Şırnak bölgesinde korkunç bir elektrik kesintisi olayı var ve bu elektrik kesintilerinde ilk defa duyduğumuz bir şeyi söylemek istiyorum. Ne diyor DEDAŞ: "Biz enerji tasarrufu için Şırnak'ta özellikle tasarruf kesintisi uyguluyoruz." Bana 81 ilden tasarruf kesintisi uygulanan başka bir il gösterebilir misiniz? Her gece iki ile üç saat arası tasarruf kesintisi yapılan, 81 ilden 1 tanesini örnek gösterebilir misiniz? Bakın, bu çok ilginçtir. Her yerde bakım ve saat gerekçesiyle yapılan kesintiler var. Cizre'de esnaf ayakta, esnaf odaları, Silopi'de esnaf ayakta kesintilerden dolayı, köylerde kesintilerden dolayı... Çünkü sınır tanımıyor; saatler, günler alıyor. Okulda, sağlıkta kesintiler oluyor. Ve garip bir şekilde, arkadaşlar, yoğun bakımdaki hastaların öldüğü haberleri geliyor kesintilerle ilgili, iki gün önce düşen haberler.

Şimdi, buradan baktığımız zaman, 77'de bir mazot karnesi vardı, benzin karnesi vardı. Doğal gazı Ankara'da kotayla alıyoruz 21'inci yüzyılda, doğal gazı kotayla alıyoruz. Nasıl alıyoruz? Yaz aylarında 70 lira, kış aylarında 135 lira. Melih Gökçek bile isyan etmiş, Twitter'dan diyor ki: "Dava açın, yasal değil bu." Bakın, Ankara'da Melih Gökçek bile dara düşmüş, "Dava açın, dava." diyor. Doğal gaz karnesini... 21'inci yüzyılda Ankara'da, başkentte karneyle doğalgaz satışına başladınız mı, bu kış soğukta geçecek demektir. Bakın, vatandaş bunun isyanındadır. Bunların tespit edilmesi için Meclisin bir araştırma önergesini mutlaka görüşmesi lazım. 200 metrekareye 125 metreküp gaz vererek bu ülkede sanayiyi, iş yerini, evi ısıtamazsınız. Üşüdü mü vatandaş, vallahi, bunun hesabını sizden sorar. Bizden de hatırlatması, sizi bu konuda duyarlılığa çağırıyoruz. Karnesiz bir doğal gaz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Devamla) - Ya, TOMA'da, gazda kota yok da doğal gazda niye var arkadaşlar, bunun bir izahını yapsanız biz de çok sevineceğiz. Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)