GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ARDAHAN MİLLETVEKİLİ ENSAR ÖĞÜT'ÜN (2/239) ESAS NUMARALI 2981 SAYILI İMAR VE GECEKONDU MEVZUATINA AYKIRI YAPILARA UYGULANACAK BAZI İŞLEMLER VE 6785 SAYILI İMAR KANUNUNUN BİR MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUNDA VE 3194 SAYILI İMAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ (4/130)
Yasama Yılı:4
Birleşim:24
Tarih:03.12.2013

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; çıkarken "Çantada ne var..." Tabii, AKP'li arkadaşlarımız Baransu'nun valizinden çok korkuyorlar. Evet, artık, gerçekten korkuyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Yani onun için, çantalardan korkuyorsunuz, artık bundan sonra bunu gayet rahat... Korkularınızın ecele hiçbir faydası yok değerli milletvekilleri.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bülent Arınç Bakanlar Kurulu kararında açıklarken Millî Güvenlik Kurulu kararlarının bir devlet sırrı olduğunu, bu Millî Güvenlik Kurulu kararını yayımlayan gazetelerin suç işlediklerini, cumhuriyet savcılarını göreve davet ettiğini, âdeta basının tehdit, baskı unsurunu kullanarak yani âdeta bundan sonra bizim çanta taşıyanlar, valiz taşıyanlar, belge, bilgimiz olanlar yani kirli ilişkilerini kim açıklarsa bunu bir tehdit olarak savcıları göreve davet ettiklerini kamuoyuna açıkladılar.

Değerli milletvekilleri, bazı kelimeler var ki bu kelimeler silahlardan daha güçlüdür. Yani toplumları susturmak, konuşturmamak ve baskı altına almak bu bir kavramdı, bunu yapmaya çalışıyor siyasal iktidar. Peki, Anayasa'mızda ne diyor? "Basın sansür edilemez." deniliyor. Sansürün yasaklanmasının gerekçesi nedir esasen? Bu anlamda, kurumların ve yasaların sorgulanmasında herhangi bir kirli ilişki içerisinde olan insanların en azından basının kamuoyunu bilgilendirme, kamuoyunun bunu öğrenmesi için sağlanan bir hükümdür bu.

Peki, sonuç itibarıyla ne olması gerekir? Tabii, burada, konuşma özgürlüğünden, yazma özgürlüğünden siyasal iktidarın hiçbir zaman korkmaması lazım. Basının bu şekilde sansür edilmesi, haberleri yapmasının engellenmesi, bu, aynı zamanda vatandaşımızın öğrenme ve bilgilenme hakkının da kısıtlanması anlamına gelir. Haberleri yapanlar, yazanlar, çizenler ya siyasal iktidarın ceza baskısı tehdidi altında veyahut da tazminat davasıyla karşı karşıya veyahut da cezaevlerinde son nefesi almakta. Onun için, siyasal iktidarın öncelikle düşünce ve isteğini, iradesini açıklamak isteyen insanlara bu baskıyı kurdurtmaması lazım. Voltaire'in çok güzel bir sözü var: "Ben sizin gibi düşünmüyorum ancak sizin düşüncenizi açıklamak için gerekiyorsa canımı vermeye hazırım." der. Onun için, tabii ki devlet yönetiminin amacı özgürlüktür, devlet yönetiminin amacı baskı, korkutma, sindirme olmamalıdır ama gelinen bu durumda, evet, kamu kurumlarının tamamında, her tarafında âdeta bir sindirme vardır, bir baskı vardır.

Netice itibarıyla, biz nasıl demokratik hukuk devletlerinde diyoruz ki "Efendim, kuvvetler ayrılığı vardır: Yasama, yürütme, yargı; basın da dördüncü kuvvettir". Basının olmadığı bir yerde, kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde, güvencelerin olmadığı yerde, ta 1789 Fransız İhtilali'nde o dönem İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 17'nci maddesinde şunu söyler: "Kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde anayasa yoktur." Âdeta, şu aşamada yürütme bu tüm kuvvetler ayrılığının hepsini ele geçirmiş durumda; âdeta, toplumun her kesimi abluka altına alınmış durumda.

Netice itibarıyla, siyasal iktidarın toplumun her tarafında bu uygulamış olduğu baskıdan vazgeçmesi lazım. Aslında, şunu söylemesi lazım: "Buyurun, eğer valizlerinizde ne varsa bunların hepsini çıkarın." Peki, Millî Güvenlik Kurulunun kararları sırdır, sizin devlet terörü yani terörist olarak nitelendirdiğiniz Genelkurmay Başkanını Anayasa'nın 117'nci maddesi uyarınca siz seçmediniz mi? Eğer, o insan teröristse bunu seçenler de terörist değil mi o zaman?

İHSAN ŞENER (Ordu) - Seçim yok, seçimle gelmiyor.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Anayasa'nın 117'nci maddesi açık ve net.

Peki, siz Millî Güvenlik Kurulunun kararlarının hepsini onunla birlikte almadınız mı? Peki, bunları onunla birlikte alıyorsunuz, bu suç değil; vatandaşın öğrenme, bilgilenme hakkı nerede suç olacak?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Demokratik olan ülkelerde asıl olan özgürlüktür, bunun baskı altına alınmaması lazım.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)