GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÜLKEMİZİN ULUSAL GÜVENLİĞİNİ YENİ TEHLİKELERE MARUZ BIRAKAN, SİYASİ VE EKONOMİK ÇIKARLARINA ZARAR VEREN, DÜNYADAKİ KONUMUNU GİDEREK AŞAĞI ÇEKEN HATALI DIŞ POLİTİKA İCRA ETTİĞİ İDDİASIYLA DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:26
Tarih:09.12.2013

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından bendenize verilen gensoru vesilesiyle huzurunuzdayım.

Geçen hafta içinde yüzlerce, hatta binlerce diyebileceğim mesajlar aldım, bir de gensoru aldım. Bu mesajlar vize muafiyet mutabakatı dolayısıyla Türkiye'nin her yerinden ve Avrupa'nın her yerinden gelen tebrik mesajlarıydı; bir de gensoru aldım, bundan şeref duyuyorum.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Geri Kabul Anlaşması'nı anlat Sayın Bakan.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Onu da izah edeceğim.

Gensoru metnini okuduğumda, temel üç argümanın, tekrar tekrar dile getirilen argümanın dile getirildiğini gördüm, ayrıca burada da bazı hususlar dile getirildi ama ben öncelikle gensoru metnine sadık kalarak, o metinden hareketle bu üç argümanı tartışmaya açacağım.

Birinci argüman: Takip edilen dış politika ekonomik çıkarlarımıza zarar vermiştir. Aslında, son iki ay içinde, Dışişleri Komisyonu Başkanımızın değerli daveti üzerine, Dışişleri Komisyonunda ve Plan Bütçe Komisyonunda bu konuda detaylı bilgiler vermiştim ama görsel malzemelerle herhâlde desteklenmediği için yeterince anlaşılmadı.

Şimdi, son on yıl içinde, özellikle de küresel krizli yani 2008 yılında küresel krizdeki düşüşten sonra ve Arap Baharı döneminde komşu ülkelerle ve komşu havzalarla olan dış ticaret rakamlarımızı veriyorum: Irak ile ticaret hacmimiz 800 milyon dolardan 11 milyar dolara çıkmış, "kriz hâli" dediğiniz 2010'da 6 milyardan 11 milyara yani Irak'la ilişkilerimizin durduğu iddia edilen dönemde 2 misli artış, toplamda 10 misli artış.

SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU (Giresun) - Savaşı körüklediğiniz anlamı çıkar.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - İran ile ikili ticaret hacmimiz 1,250 milyondan 21 milyar dolara yani 20 misli artmış. Mısır ile ikili ticaretimiz -hani, çok büyük zararlar gördüğümüzü iddia ediyorsunuz demokrasinin yanında durduğumuz için- 440 milyon dolardan 5 milyar dolara, 10 misli artış ve son üç yıl içinde 2 misli artış. Rusya Federasyonu'yla ikili ticari hacmimiz 5 milyar dolardan 33 milyar dolara, 6 misli artış. Yunanistan ile ikili ticaret hacmimiz yaklaşık 1 milyar dolardan 5 milyar dolara, Yunanistan'daki krize rağmen 5 misli artış.

Şimdi, buraya bakınız...

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Matematik dersi.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Evet, bu da biraz matematik dersi, ancak böyle anlayacaklar.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Diğer ülkeleri söyleyin.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Şuraya bakınız: Kriz hâlinde olduğumuzu söylediğiniz, yalnızlaştığımızı iddia ettiğiniz coğrafyada, Orta Doğu ve Kuzey Afrika havzasında 7 milyar dolardı 2002'de toplam ticaret hacmimiz, şimdi 72 milyar dolar, 10 misli artış. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Son üç yıl içinde Arap Baharı döneminde yani sağlam durduğumuz, Arap halklarının yanında durduğumuz dönemde 33 milyar dolardan 72 milyar dolara, 2 misli artış. (CHP sıralarından gürültüler)

Güneydoğu Avrupa ve Karadeniz havzasıyla toplam ticaret hacmimiz 10 milyar dolardan 60 milyar dolara. Bu da Balkanlar ve Karadeniz havzası.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - El Kaide'ye yardımlar içinde mi Sayın Bakan?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Orta Asya ve Kafkasya'yla 1 milyar 300 milyon dolardan 11 milyar dolara, 10 misli artış.

Afrika kıtasıyla ticaret hacmimiz 3 milyar dolardan yaklaşık 20 milyar dolara, 7 misli artış.

Şimdi, bu mu ekonomik ilişkilerin dış politika sebebiyle zarara girmiş olması?

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Fransa'yı söyleyin, İngiltere'yi söyleyin.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Gaziantep'i, Mardin'i söyleyin.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Şimdi burada ezberlerinize sığınmayın.

Benim ideolojik saplantım olduğunu söylüyorsunuz. Benim tek saplantım var: Bu millete âşığım ve çevre bölgelerdeki halklara da âşığım. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler) Ama eğer bu aşk suçsa bu suçu kabul ediyoruz fakat bu gösterdiğim rakamlar objektif matematik verilerdir.

Şimdi, ikinci alana gelelim: Komşu ülkelerle yaşanan sıkıntılar ve yalnızlaşma iddiası.

Bu yalnızlaşma meselesi de ilginç. Bakınız, sadece 3 kriter söyleyeceğim: Birisi; vizesiz seyahat edilen ülke sayısı 2002'de 42'ydi, şu anda 69. Son üç yılda 20 ülkeye daha vizesiz gidiliyor ve son büyük hamle de -Sayın Loğoğlu, biraz okumanız gerekecek ya da dinlemeniz gerekecek- Vize Muafiyet Mutabakatı, Geri Kabul Anlaşması'yla paralel kılınmıştır.

Bir de şu mesele var -bilmeniz gerekirdi bir emekli büyükelçi olarak- Avrupa Birliğiyle imzalanacak Vize Muafiyet Mutabakatı hiçbir şekilde, üye olana kadar diğer ülkelerle olan vize muafiyet mutabakatlarını etkilemez. Yani Rusya'yla da, Afrika'yla da, Avrupa'yla da, İslam dünyasıyla da imzaladığımız vize muafiyetleri geçerlidir; bir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yine, bilmeniz gerekir, okumuş olsaydınız şunu görecektiniz: Öylesine bir müzakere yürüttük ki eğer Vize Muafiyeti Anlaşması'na herhangi bir şey olursa, herhangi bir şekilde sekte vurulursa Geri Kabul Anlaşması feshedilecek.

(CHP sıralarından alkışlar)

MUHARREM İNCE (Yalova) - Balbay tahliye oldu, onu kutluyoruz.

DIŞIŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Bu da metnin içinde yer alan bir husustur.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Sayın Bakan, bize Şanghay lazım, Şanghay!

DIŞIŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Şimdi, onların hepsi... Beyefendi, dünyada üye olmadığımız, gözlemci ülke olmadığımız, diyalog ortağı olmadığımız hiçbir örgüt kalmadı.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - "Bizi kurtarın." ne demek Sayın Bakan?

DIŞIŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Her yerde al bayrağı dalgalandırıyoruz, dalgalandıracağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Bir devlet başkanına bir başbakanın "Bizi kurtarın." demesi ne demek?

DIŞIŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Siz burada oturup gensoru verirken bizler dünyayı dolaşıp her yerde bütün uluslararası örgütlere üye yaptık.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Sizi mi kurtaracak, Hükûmeti mi kurtaracak?

DIŞIŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Şimdi, ezbere dayalı eleştirileri bırakın.

Coğrafya bilgisinden bahsedildi biraz önce.

MEVLÜT DUDU (Hatay) - Suriye ne oldu, Suriye, Sayın Bakan?

DIŞIŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Bir kalemde Türkiye'nin komşu ülkelerini sayamayacak olanlar Türkiye'nin komşu ülkeleriyle sorunlarından bahsediyorlar. Evet, bazılarıyla sorunlarımız var çünkü o sorunların sebebi o ülkelerin takındığı tutumlardır ama son iki ay içinde, bakınız -doğudan başlayarak bir halka içinde izah etmeye çalışacağım- Irak Dışişleri Bakanı Türkiye'ye geldi, ben Irak'ı ziyaret ettim; o ziyarete ayrıca geleceğim. İran Dışişleri Bakanı Türkiye'ye geldi, ben İran Dışişleri Bakanını ziyaret ettim. Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle tekrar gelecek Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakanımız da İran'ı ziyaret edecek. Azerbaycan, Rusya ve Ukrayna ile Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyi yaptık. Son kırk gün içinde olanlar bunlar. Bulgaristan Dışişleri Bakanı geldi. Ben Arnavutluk, Karadağ ve Hırvatistan'a ziyarette bulundum. Romanya Başbakanı Marmaray'ın açılışına geldi. Hiçbir ülke kalmadı ki ya bizi ziyaret etmemiş olsun ya biz onları ziyaret etmemiş olalım.

Şimdi, gelelim bu şeyden hareketle Irak ziyaretine. Gerçekten, geçen gün, Sayın Kılıçdaroğlu'nu 3 Aralıkta sabah onda NTV'de dinlerken hayretler içinde kaldım. Bir kere ezbere bağlandı mı Sayın Kılıçdaroğlu değiştirmiyor bu ezberi. Aynen şöyle diyor: "Sayın Başbakan şu anda Irak'a, Suriye'ye, Mısır'a gidemiyor. Zaten bu ülkelerde -Irak'ı da sayarak- büyükelçilerimiz de yok." Kendisini Bağdat Havaalanı'nda karşılayan Irak Büyükelçimizi bile unutuyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bakın, tarih veriyorum, 3 Aralık, Washington'dan canlı yayın, NTV programı. Sayın Kılıçdaroğlu Irak'a giderken Kerkük, Kerbela ve Necef'e gideceğini söyledi.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Sıfır sorunlar ne oldu Sayın Bakan? Hani sıfır sorundu? Büyükelçi yok. Büyükelçi niye yok Sayın Bakan?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - "Kahramanca gidecek." gibi de açıklamalar yaptılar. Gidemediniz çünkü sizde o aşk yok, sizde o aşk yok! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Başarısızsın Sayın Bakan, başarısızsın.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ama ben bütün engellere rağmen Kerkük'e gittim, Sayın Nejdet Koçak rahmetli ağabeyimizin mezarının başında dua ettim. Azamiye'ye gittim, İmam-ı Âzam'ın; Kazimiye'ye gittim, İmam Kâzım'ın mezarları başında dua ettim. Kerbela'ya gittim, Basra'ya gittim, Necef'e gittim.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Batı'yla arayı bozdun da ondan medet arıyorsun.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bravo!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Bunları yapabilmek için, komşu ülkelerle ilişkileri geliştirebilmek için önce aşk lazım. Yoksa bu ilişkilerin geliştirilmesi şansı da yoktur.

Şimdi, Sayın Türkeş'in, Sayın Başbakanımızın Gazze'ye ne zaman gideceği sorusu... Geçen sene burada bana gensoru verildiğinde şu soru soruluyordu: "İsrail bizden ne zaman özür dileyecek?"

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Gelecek yıllarda çok büyük sürprizler var Sayın Bakan.

YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Getiremedi Sayın Bakan, getiremedi. Dişişleri Komisyonunda dile getirdim, getiremedi.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Şimdi, bu sene içinde özür diledi. Gün gelir Sayın Türkeş, Sayın Başbakanımızın da Gazze'den selamını alırsınız bütün Filistinlilerle birlikte. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

"İran Tahran Anlaşması'na seyirci kaldınız." diyor. Biz 17 Mayıs 2010'da Sayın Başbakanımız ve Sayın Lula'nın öncülüğünde Tahran'da bugünkü anlaşmadan çok daha iyi şartlarda anlaşma yaptığımızda eksen kaymasıyla suçlandık, burada bulunan kimse de bize destek vermedi

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Eksen yine kayacak, eksen kaya kaya yalama oldu.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ama şimdi herkes o anlaşmayla kaçırılan üç yıllık fırsatı değerlendiriyor.

Suriye politikası konusunda zaten yeterince açıklamalar yaptık. Dikkat ediniz, Sayın Loğoğlu tek bir cümlede Esad'ı eleştirmedi, bütün suçlu biziz ama bir yer geldi, Suriyeli mültecilerden bahsetti. Sayın Loğoğlu, bir tek mültecinin başını okşadınız mı?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Kamplara soktunuz mu?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - CHP Grubu burada tenkit ettiği kadar, bir tek mülteci kampına gittiniz mi? Onların, yetimlerin...

MUHARREM İNCE (Yalova) - Kamplara milletvekili giremiyor, ne konuşuyorsun daha? Kamplara milletvekili giremiyor ki! (CHP sıralarından alkışlar)

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Giriyorlar, giriyorlar.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Evet, geçen sene gensoruda söyledim...

MUHARREM İNCE (Yalova) - Fena yakalandın!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - "Kılıçdaroğlu'nun hakaretleri sebebiyle alacağım tazminatı mültecilerin yetim çocuklarına vereceğiz." dedim. Aldığımda vereceğim, analarının ak sütü gibi helal olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU (Giresun) - Ne baba adam ya, bravo vallahi!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Şimdi, üçüncü konu, Mısır bağlamında gündeme getirilen konular.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Kamplara milletvekilleri girebiliyor mu, onu söyler misin?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Giriyor, giriyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Bakınız, Mısır, Orta Doğu'nun omurga ülkesidir. Mısır'da huzur olmadan, istikrar olmadan Arap dünyasında ve Orta Doğu'da huzur ve istikrar olmaz. Onun için, bizim için Mısır, birinci derecede stratejik ortaktır ve öyle kalmaya devam edecek.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Suriye de öyleydi.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ne zaman Mısır'da halkın iradesine dayalı bir iktidar oluşursa, göreceksiniz ki, geçen seneden çok daha fazla gelişmiş olacak ilişkilerimiz. Tam da geçen sene bu vakitlerde, seçilmiş Mısır Hükûmetiyle Kahire'de Sayın Başbakanımızın eş başkanlığında, Sayın Mursi'yle ortak kabine toplantısı yaptık.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Esad'la da yapmıştınız.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Bu sene yapamıyorsak, bunun sorumlusu ne biziz ne de Sayın Mursi; bu sene yapamıyorsak, bunun sorumlusunu en iyi bu yüce Meclis bilir.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Esad'la da yapmıştınız.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - İki darbeyle de kapatılmış bir Meclisin huzurunda, iki darbeyle de kapatılmış bir Mecliste ve...

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Yakında Mısır'da çevir kazı yanmasın yaparsın.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - ...halkın iradesiyle kurulmuş bir Mecliste "demokrasiye destek olundu" diye gensoru verilmesi gerçekten izah edilebilir değil.

Bakınız, benim bir Dışişleri Bakanı olarak yurt dışında da bu yüce Meclisimiz adına gururla savunduğum bir metin var: Mısır'daki darbeden bir gün sonra, 4 Temmuz 2013'teki, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonunun bildirisi.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Onun için mi Mustafa Balbay daha bugün tahliye oluyor, insan hakları yüzünden mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Bakınız, ne deniyor bu bildiride, altında Cumhuriyet Halk Partililerin de imzası var: "Mısır'da yapılan da daha önce onlarcasını gördüğümüz ve demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını ayaklar altına alan darbelerden biridir. Yetkisiz bir şekilde gasbedilen iktidar derhâl halka iade edilmelidir. Dünyadaki bütün demokratik kurum ve kişiler, içinde insan hakları ihlali potansiyeli barındıran böylesi girişimlere karşı açıkça tavır almalıdır." Yani, bu yüce Meclisin üyeleri, 4 parti ortak olarak diyor ki: "Bu darbeye karşı açıkça tavır alın." Ben, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Dışişleri Bakanı, bunu yüce Meclisin bir talimatı telakki ettim ve o günden bugüne kadar da Mısır'daki darbeye ve dünyadaki her darbeye karşı tavır aldık, almaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, böyle bir gensoru, yani, Mısır'da -herhangi bir başka ülkede de olabilir, burada Mısır'ı ayrı bir kategoride alamayız- darbeye karşı alınan bir tutum dolayısıyla bize yöneltilen bir gensoru bizim için bir şereftir.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Ömer El Beşir'e ne diyorsun?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ama sizler için acı bir hatıra ve kara bir leke olarak kalacak.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - El Beşir'e ne diyorsunuz? Ona da biraz açıklama getirin bakalım!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ve Sayın İnce, "değerli yalnızlık"tan bahsettiniz; anlaşılan, Milliyetçi Hareket Partisi bu gensoruya destek vermiyor çünkü Meclisin ruhunu daha iyi anlıyor, Barış ve Demokrasi Partisi de kanaat beyan etmedi; siz, bu gensoru konusunda, bu Mecliste, bugün darbe yanlısı tutumunuz dolayısıyla değersiz bir yalnızlıkla karşı karşıya kalacaksınız, parti grubu olarak. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Şimdi, bakınız, Mısır'da darbe olduğu gece ben Singapur'daydım.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - El Beşir'den biraz bahsedin, El Beşir'den!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ben Singapur'daydım. Sayın Başbakanımızla bir telefon görüşmesi yaptık ve darbe ihtimaline istinaden, acil bir şekilde, programlarımı kesip yurda döndüm. Atatürk Havalimanı'na inerken sabah, gün ışıldıyordu ve Yassıada'nın üzerinden indik; o an düşündüm, orada yaşananları ve o acıları ve o andan itibaren, Mısır'da yaşanabilecek muhtemel acıları da düşündüm.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - İstismara devam!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Benim selefim olan iki Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanına olağanüstü saygım vardır, ikisini de üstadım kabul ederim. Birisi Fuad Köprülü, ilmî ahlakı ve oryantalizme karşı millî tarihimizi her yerde ve özellikle de Fransa'da mertçe savunması ve yakın dönemimizin en önemli tarih tezini yazması dolayısıyla; diğeri de Fatin Rüştü Zorlu, demokrasi aşığı olarak idam sehpasına yürürken onurlu bir tavır sergilemesiyle.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Sayın Bakan, sizin için aynı şeyi söylemeyecekler!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ben, o onurlu tavrı kendime örnek teşkil ediyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Abdullah Gül'ü ne yaptın?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Bakın, Fatin Rüştü Zorlu, o gün ailesine yazdığı mektuba "Şimdi Cenabıhakk'ın huzuruna çıkıyorum." diyerek başlıyor, sonra "Bu millete şerefimle hizmet ettim ve şerefime daima sadık kaldım." diyor ve o mektubun bitişinde -bugün için de, bizim için de dua niteliğindedir ve "Amin." diyoruz- diyor ki: "Allah, memleketi muhafaza eylesin." Ve biz de diyoruz ki: Allah, Mısır'ı muhafaza eylesin. Allah, topraklarında kardeş halkların yaşadığı bütün ülkeleri muhafaza eylesin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Türkiye'yi, Türkiye'yi?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Öyle anlar vardır ki, bakınız, ben Bakanlığımda Fatin Rüştü Zorlu Salonu'na her girişimde, her basın toplantısına girerken Fatiha bağışlarım ve derim ki: Bu basın toplantısında, Rabb'im bana Fatin Rüştü Zorlu'nun onuruyla, idam sehpasına yürürken sergilediği onurun misliyle bu basın toplantısına çıkmayı nasip et.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Onlar, Suriye sınırlarını teröristlere açmadılar!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Biz, o onurun takipçisiyiz. Belli yerler vardır ki, değerli milletvekilleri, orta yol olmaz, gri olmaz.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Fatiha okumasını bir tek siz bilirsiniz zaten, başka kimse Fatiha okumaz! Bir tek siz okursunuz Fatiha'yı! Fatiha da tekelinizde!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Zalim ile mazlum arasında, darbe ile demokrasi arasında orta yol da olmaz, gri de olmaz; ya zalimin yanındasınız ya mazlumun, ya demokrasinin yanındasınız ya darbenin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunun başka bir şeyi yok ama iki yol var önümüzde, iki yol. Birisi, Adnan Menderes ve Fatin Rüştü'nün makamında oturanların yani Sayın Başbakanımızın, benim, bendenizin veya Sayın Maliye Bakanımızın, Hasan Polatkan'ın yolu; diğeri de 27 Mayısı destekleyen, 12 Eylül sonrası kendi liderlerini mahkemede yalnız bırakanların yoludur. Rahmetli Ecevit...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bir Dışişleri Bakanı böyle mi savunmalı kendini!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Rahmetli Bülent Ecevit, 12 Eylüle tepki için Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığından istifa ettiğinde...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Yazıklar olsun!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - 3 Aralık 1981'de cezaevine girerken şöyle söylüyor: "Cezaevine, oradaki yalnızlığa içerlemedim, mahkemedeki tenhalık üzücüydü."

Sayın Bülent Ecevit'i 12 Eylülde yalnız bırakan kimdi?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Sana ne! Sana ne!

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisiydi, Cumhuriyet Halk Partisinin bu zihniyetiydi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUHARREM İNCE (Yalova) - Ecevit'ten sana ne! Erbakan'ı hançerleyen kim?

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Siz kendinizi böyle mi savunacaksınız?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Erbakan'ı arkadan hançerleyen kim? Erbakan'ı da siz hançerlediniz. Erbakan'ı yalnız bırakmadınız mı? Ecevit'ten sana ne!

BAŞKAN - Sayın İnce, lütfen...

MUHARREM İNCE (Yalova) - Ecevit'ten sana ne!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Sayın Ecevit, 12 Eylülde onurlu bir davranış sergilemişti. O gün salonda bir tek Cumhuriyet Halk Partili yoktu ama o da onurlu şekilde yürüdü, onu da rahmetle anıyorum Fatin Rüştü Zorlu'yla birlikte. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ecevit'i mi savunuyorsunuz, kendinizi mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ama biz ne ülkemizde ne de ülke dışında kendi halkından irade ve yetki almış kimseyi yalnız bırakmadık, bırakmayacağız, ahde vefa budur.

SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU (Giresun) - Erbakan cezaevinde yatarken, siz darbeciler tarafından korundunuz, koruma altına alındınız o gün, 12 Eylülde.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Mısır bir gün inşallah, Mısır halkı bu badireleri atlatacak. Tahrir'de 25 Ocak'ta gösteriler yapıldığında, Sayın Başbakanımız, Tahrir Meydanı'na seslendiği zaman, bugün, Türkiye'yi terk eden Mısır Büyükelçisi, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Ebul Geyt'ten bir mektupla bana geldi ve dedi ki: "Sayın Başbakanın bu hitabı ilişkilerimizi bozabilir." Ben de ona şunu söyledim: "Sayın Başbakanımızın Türkiye Büyük Millet Meclisindeki hitabı, aslında, Mısır halkına duyduğu güvenin bir işaretidir. Sayın Başbakanımız Mısır halkı için şunu söylüyor: 'Eğer, tarihte mucizevi başarılara, medeniyetlere imza atmış Mısır halkına seçme hakkı verilirse en doğru seçimi yapar.' Sayın Başbakanımız bu mesajı Mısır halkına iletiyor. Şimdi, gidin, yarın cevabi mektubumu alacaksınız." dedim. Ertesi gün cevabi mektubu gönderdim, her 2 mektup da arşivlerimizdedir.

O cevabi mektupta şunu söyledim, yine aynı şeyin altına imza atıyorum: Bugünler geçer, Türk ve Mısır halkının ezelî ve ebedî dostluğu baki kalır. Bizim, Mısır halkının vicdanına, seçme iradesine ve alacağı karara sonsuz saygımız var. Ve göreceksiniz ki, bugün, kriz gibi gördüğünüz konjonktürel durumlar geçecek ve Türkiye'yle Mısır halkı tekrar en güçlü şekilde kucaklaşacak.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Irak'ta 1,5 milyon Müslüman öldürülürken neredeydiniz Sayın Bakan?

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Bu, şubat ayıydı, 27 Ocaktı. Bakın, ondan birkaç ay sonra, Sayın Başbakanımız on binlerce Mısırlı tarafından karşılandı.

Şimdi, size söylüyorum, bir gün, aynen 27 Mayısın geçmesi gibi, aynı 12 Eylülün kasvetli havasının gitmesi gibi, 28 Şubatın kasvetli bulutlarının dağılması gibi, Mısır üzerindeki kasvetli bulutlar dağıldığında, Türkiye Cumhuriyeti devleti Hükûmeti, Mısır'la en yakın dostluğu kuracak ve Mısır halkı bizleri bağrına basacak.

SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU (Giresun) - O zaman siz olmayacaksınız.

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU (Devamla) - Ama sizleri de darbe yanlısı olarak anacak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Herkes, Allah, tarih ve millet huzurunda yolu ve yoldaşlarıyla muhakeme olunacaktır. Sizler Yassıada savcılarıyla, bizler Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile; sizler kendi halkına kimyasal silah kullanan Esad ile ve Mısır darbecileriyle, bizlerse mazlum Suriye halkı ve kendi iradesine sahip çıkmaya çalışan kardeş Mısır halkıyla... Bu iki yol alternatif yoldur, sizin yolunuz size, bizim yolumuz bize.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)