GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:26
Tarih:09.12.2013

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle milletvekili arkadaşımız Mustafa Balbay'ın özgürlüğüne kavuşmasını buradan kutlamak istiyorum, Meclisimize hayırlı olsun diyorum. Umarım bütün Meclisteki arkadaşlarımız aynı sevinci yaşıyorlardır diye düşünüyorum. Darısı diğer tutsaklara diyorum.

Değerli arkadaşlarımız, değerli milletvekilleri, ağız ve diş sağlığının önemli unsurlarından biri de diş teknisyenleridir. Bu, ihtisas ve tecrübe gerektiren bir meslektir. Bunun yanı sıra, birçok sağlık riskini barındırdığı ve ölümcül olabilen meslek hastalıklarının görüldüğü bir alan olması sebebiyle, yasalarla ağır ve tehlikeli işler kapsamına girmiştir.

Diş protezi üretimi sırasında tehlikeli kimyasal maddeler, ağır metal alaşımlar kullanıldığı için, diş protez laboratuvarları sağlık risklerini barındırmaktadır.

Türkiye'de, diş protez hizmet alımı ihale usulüyle yapılmaktadır. Önceleri, hizmet alımı, kurumların iş yüküne göre birden fazla laboratuvardan sağlanabilirken Kamu İhale Yasası'nın diş protez üretimiyle ilgili hususlarının 2011 yılında yürürlüğe girmesiyle, hizmet alımı, yapılan ihaleyle en düşük fiyatı veren firmaya verilmeye başlamıştır. İhale şartlarındaki tek kriter ruhsatlı laboratuvar olmaktır. İş yerindeki sağlık güvenlik şartları, iş tecrübeleri ve bunun gibi diğer başkaca birçok hayati husus sorgulanmamakta, en düşük teklif veren firma kabul edildiği için çok düşük fiyatlarla ihalelere girilmekte ve düşük fiyata malzeme üretilmektedir. Malzemede düşük fiyat demek, üründe düşük kalite ve vasıfsız eleman demektir. Zira, ihale usulü verilen hizmetin insan sağlığını gözetmemesi ve fiyatların maliyetin çok altında olması sebebiyle, laboratuvarlar vasıfsız ve sigortasız eleman çalıştırmak zorunda kalmaktadırlar. Kapasitesinin çok üzerinde bir ihaleyi kazanan laboratuvar, işleri yetiştirme amacıyla 5 ila 10 kişinin çalıştığı küçük laboratuvarlara üretim yaptırmaktadır. Bu uygulama, günlük çalışma sürelerini on altı ila on sekiz saate kadar uzatmaktadır. AB ve Türkiye'deki mevzuata göre bir ayda 23 hareketli protez yapılması gerekirken özel laboratuvarlarda 1 diş teknisyeni günde 26 tane protez yapmak zorunda bırakılmaktadır.

Bir diğer önemli sorun, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu genelgesiyle, Sağlık Bakanlığına bağlı ağız ve diş sağlığı hizmet birimlerinde görevli diş protez teknisyenlerinin günlük yapması gereken iş miktarlarını, önceki belirlenen iş miktarlarına oranla 3 kata kadar artırmıştır.

Diş teknisyenlerinin çoğu, silikozis başta olmak üzere, berilyozis, akciğer hastalıkları, astım, KOAH, akciğer kanseri; cilt, göz, işitme hastalıkları; kas, iskelet sistemi hastalıkları, sinir hastalıkları gibi hastalıklara yakalanmaktadır. Türkiye genelinde, resmî rakamlarla 10'a yakın diş teknisyeni silikozis nedeniyle yaşamını yitirmiştir ama kayıtlara geçmeyen onlarca ölüm vakası olduğu belirtilmektedir. Bugün, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, diş teknisyenlerinin bir çoğu silikozis hastasıdır. Meslek hastalıkları hastanelerinin Türkiye'de 3 tane olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu sayıların gerçeği yansıtması da beklenemez.

Değerli milletvekilleri, son olarak ağız ve diş sağlığı teknikerliği üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Kabul edilen 6354 sayılı Kanun'la tüm diş teknikerlerine büyük darbe vurulmuştur. Çabalarımızla, yürürlükteki yasa, ancak ağız ve diş teknikerliğine ilişkin iş ve işlemleri son beş yıl içinde toplam en az bir yıl süreyle yaptığını belgeleyen, en az lise seviyesinde eğitimi bulunanlardan, usul ve esasları Sağlık Bakanlığınca belirlenen eğitimleri alarak açılacak sınavlarda başarılı olanların ağız ve diş sağlığı teknikeri yetkisiyle çalışmasına olanak sağlamaktadır. Konu ne olursa olsun, o işin eğitimini almış kişilerin istihdam edilmesi şüphesiz ki çok önemli ve gereklidir. Hükûmetin bu yöndeki çalışmalarını ve ilgili yasalarını canıgönülden destekliyoruz. Ancak, ne var ki ülkemizde okullaşma oranının hâlâ düşük seviyede olduğu, diş hekimi yardımcılarının yüzde 35'inin ortaokul, hatta ilkokul mezunu olduğu; bu kişilerin okuma olanağı olmayan kısa yoldan hayata atılıp para kazanmaya çalışan vatandaşlarımızdan oluştuğu, birçoğunun kadın olduğu göz önünde bulundurulduğunda, kazanılmış haklarının ellerinden alınması kendilerini son derece mağdur etmiştir. İnsanlar yıllardır hizmet vermektedir. Bu insanların, hakkını, bir defaya mahsus olmak üzere, yasada yer alan "en az lise seviyesi" ibaresinin "ilkokul" olarak değiştirilmesini ve ilgili kişinin, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önceki beş yıl içinde ağız ve diş sağlığı teknikerliğine ilişkin iş ve işlemleri asgari bir yılı yürütmüş olmasını ispatlaması şartıyla -tekrar ediyorum, bir defaya mahsus olmak üzere- verilmesini istemeleri gayet tabiidir.

Ağız ve diş sağlığı teknikerliğinin ön lisans eğitimi veren okul ve buna paralel olarak mezun sayısının ülke çapında ihtiyacı giderecek sayıda olmaması da bir başka sorundur. Üstelik, bu alanda yetişmiş yeterince insan gücü de bulunmadığından muayenehanelerde de eleman sıkıntısı yaşanmaya başlamıştır.

Hepinize saygılarımı sunarım.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)