| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 09.12.2013 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
480 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 25'inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, ben de, İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'a geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. İnşallah, hayırlısıyla, yeni görevinde başarılar diliyorum, başarılı bir şekilde çalışacaktır. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
İkincisi de, tabii, bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. Sayın Başkandan bu yönlü olarak söz istemiş olmamıza rağmen İnsan Hakları Komisyonu üyelerine söz vermemiştir, sadece bir arkadaşımız konuştu. Burada bir insan hakkı vardır, Mustafa Balbay bu hakkı tahliyeyle almıştır. Ancak -Engin Alan kahraman bir insandır- Engin Alan'ın da aynı şekilde tahliye edilmesini ve aramıza katılmasını temenni ediyoruz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tabii, sağlık çalışanlarıyla ilgili bir kanun tasarısı görüşülüyor. Biraz önceki konuşmamda da ifade etmiş olduğum gibi, sağlık çalışanları bu kanun tasarısından çok şey bekliyorlar. Bu bekleyenlerden bir kısmı da, şu anda eğitim hastanelerinde çalışan eski tabiriyle şef, şef muavini -şimdi "eğitici" diyorlar onlara- arkadaşlarımız. O arkadaşlarımız, emekli oldukları zaman, kendilerinin muadilleri olan üniversite hastanelerindeki öğretim elemanlarının almış olduğu imkânları almıyorlar. Onlar 4.000 lira emekli maaşı alırsa bunlar 1.800-2.000 lira civarında emekli maaşı alıyorlar. Bu yönlü olarak da "Bu kanun içerisine bunun düzeltilmesi noktasında bir zerk yapılabilir mi?" şeklinde çok yoğun bir talepleri vardı ancak anladığımız kadarıyla bunu da kabul etmeyeceksiniz, edilmiyor diye görüyoruz. Bunlar doğru değildir çünkü sağlık çalışanları fedakâr insanlardır, gecesini gündüzüne katarak çalışan insanlardır. Hem bunların kendi özel, özlük haklarının hem de emeklilik haklarının verilmesi gerekir diye düşünüyoruz ancak şu an itibarıyla, bu yönlü olarak da maalesef beklentilerimizin hiçbirine cevap verilmemiştir.
Sağlık çalışanlarının üzerlerinde en fazla sıkıntı yaratan bir diğer konu da sağlık çalışanlarına uygulanan şiddettir. Bakınız, sağlık çalışanlarının şiddetle karşılaşmış olması, sağlıkla ilgili belki de günümüzdeki en önemli konuların başında gelmektedir. Gün geçmiyor ki bir sağlık çalışanına, işte, ebesine, hemşiresine, doktoruna bir şiddet uygulanmasın veya saldırılmış olmasın. Saygıdeğer milletvekilleri, bunları kabul etmiyoruz. Sağlık personeli fedakâr bir şekilde çalışırken onlara yapılan saldırılar doğru değildir. Geçmiş zamanlarda Meclisimizde bu yönlü olarak bir araştırma komisyonu kuruldu. Araştırma komisyonu yoğun bir şekilde, gecesini gündüzüne katarak çalışmıştır ve çalışması neticesinde de çok kalın bir rapor ortaya koymuştur ve o raporun en arka sayfalarında da, yaklaşık olarak 50 sayfalık bölümünde de "öneriler" şeklinde bazı önerileri sunmuştur. Ancak tabii, önerilerin hiçbirinin şu anda uygulanmış olduğunu görmüyoruz. Uygulanmasını bırakın, hatta o Meclis araştırma raporu Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmemiştir bile. Bu, doğru değildir. Bunları, aynı tabloyu diğerlerinde de görüyoruz. İşte, geçmiş zamanlarda madde bağımlılığıyla ilgili aynı şekilde araştırma komisyonları kurulmuştu, onda da çok ciddi çalışmalar yapılmış, çok ciddi öneriler sunulmuş ama onların hiçbirinin önerileri maalesef Meclisimize getirilmemiş ve uygulanmamıştı. Aynı tabloyu yine, diğer, İnternet kullanımı bağımlılıklarıyla ilgili olarak... Onda da aynı şekilde yapılmıştı yani Mecliste araştırma komisyonlarını kuruyoruz, kurmuş olduğumuz araştırma komisyonları çalışmasını tamamlıyor ve çalışmalarının hepsini bir rafa koyuyoruz. Bu, doğru bir yaklaşım değildir, Adalet ve Kalkınma Partisi bu konuda çok yanlış yapıyor. Mademki bu komisyonlar kuruluyor, öyleyse bu komisyonların raporları mutlaka ama mutlaka değerlendirilmeli ve de o çıkartılan sonuçlar insanlarımıza sunulmalıdır.
Bakınız, bunlardan bir tanesi, alınan tedbirlerin istenmesi noktasında, sağlık çalışanlarına yapılan şiddetle ilgili olarak, "Sağlık çalışanlarına psikolojik ve fiziksel şiddet uygulanmasının önlenmesi için gereken her türlü hukuki ve idari tedbirler alınır." deniliyor.
İkinci konu, "Şiddetle karşılaşan sağlık çalışanına hukuki, tıbbi ve sosyal destek sağlanır." deniliyor.
"Sağlık kurumlarının risk değerlendirmesi yapılarak şiddet riskinin fazla olduğu alanlarda güvenlik önlemleri artırılır." deniliyor.
Bakın, bunlar ne kadar doğru şeylerdir.
Mesela yine diğer bir öneri: "112 çalışanları için bütün yerlerde komuta kontrol merkezleri ve isteyen yerlerde de acil çıkış kapıları şifreli şekilde konulmalı ve de bu şekilde bir şiddetle karşılaşan sağlık personeli hemen şifreyi kullanarak başka bir yere geçmeli ve de korunmalıdır."
Yani bu kadar güzel tedbirler varken bunların hiçbirini göz önüne almıyoruz ve de hekimlere saldırılıyor, hekimler ölüyor, sağlık personelinin itibarı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor ve sonuçta da bütün her şey hekimin üzerine yıkılıyor ve sağlıktaki başarısızlığın hepsi hekimlere bırakılıyor.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)